Bölüm 26

3.2K 117 10
                                    



İnsan kaderini kendi çizermiş. Buna hiç inanmazdım aslında. Fakat şimdi şimdi inanıyorum. Bazen verdiğimiz bazı kararlar bizim isteğimizde ve kaderimizi kendimiz çiziyoruz. Arasla birlikteliğim de verdiğim doğru bir karardı. Çok kısa zamanda tanıdığım adam beni mutlu ediyordu. İnşallah ebediyen böyle sürecek.

Bugün işten öğlen saatin de çıktım. Birazdan babamlar gelecek ve biz Araslarla yemeğe çıkacağız. Bunu babama anlattığımda hiç birşey söylemedi. Gelince konuşuruz diyerek konuyu kapattı. Bana anlayış göstereceğine eminim ama yine de tedirgin oluyorum.

Oturduğum koltuğa biraz daha yayılıp ellerimi karnıma koydum.

"Varlığınla beni öyle mutlu ediyorsun ki bebeğim. Senin için tüm dünyaya karşı savaşırım." İçimde ki bebeğime iyice alışmaya başladım. Hiç mide bulantım olmadı kan tahlillerim normal çıktı. İkimiz de sağlıklıyız. Çok şükür.

Kapının çalmasıyla yerimden kalkıp kapıya ilerledim. Kalbim ağzımda atmaya başlarken otomatiğe basarak beklemeye başladım. Babam'ın benimle yapacağı konuşma beni oldukça geriyordu. Babam elinde küçük bir çantayla gelirken annemde arkasından geldi. Hafifçe yana kayarak eve girmelerine müsaade ettim.

"Hoş geldiniz." Babam elinde ki çantayı kenara bırakıp bana sarıldı.

"Hoş bulduk, mavilim." Babamdan sonra annem de sarıldım.

"Hoş bulduk yavrum. Nasılsınız?" Annem bir elini karnıma koyarak okşadı.

"İyiyiz annem çok şükür. Siz nasılsınız? Yol nasıl geçti?" İçeriye geçerken babam

"İyi geçti kızım. Araba bozulmasa daha çabuk gelirdik ama yolda bıraktı bizi." Koltuğa oturup

"Sağlık olsun babacığım. Sağ salim geldiniz çok şükür." Babam kafa salladı. Telefonum çalınca hemen bulup cevapladım. Aras arıyordu.

"Alo."

"Canım, nasılsın? Geldi mi babanlar?" Babam göz ucuyla beni izliyordu. Yerimde kıpırdandım.

"İyiyim. Şimdi geldiler." Sen nasılsın diye soramamıştım bile.

"Tamam canım. Ben bir saate sizi almaya gelirim. Öptüm." Aras'ın gülümsemesini görür gibi oldum.

"Bende." Diyerek telefonu kapattım. Derin bir nefes alıp

"Şey... Aras bir saate kadar almaya gelecek bizi." Annem hemen ayağa kalktı.

"Ay ben gidip hazırlanayım o zaman." Diyerek odadan çıktı. Bende giyinmek için ayağa kalktığımda babam

"Yanıma gel, konuşalım biraz." Gidip babamın yanına oturdum. Resmen titriyordum. Babam bir kaç dakika sessiz kaldı. Sanki kelimeleri doğru seçmeye çalışıyor gibiydi.

"Mavilim. Sen benim göz bebeğimsin. Hayatında bizden başka hiç kimseye ihtiyacın yok. Ben varım annen var. Biz sana da bebeğine de yeteriz." Uzanıp babamın ellerini tuttum.

"Biliyorum babacığım ama bende Aras'a karşı bir şeyler hissediyorum. Sevdiğim şeylerden çok kaçtım ama artık kaçmak istiyorum. İstediğim, sevdiğim şeyleri elde etmek istiyorum ve bunu ertelemek istemiyorum. " Babamın gözleri doldu.

"Ben her kararında arkandayım. Sen yine de bizden başkasına ihtiyacın olmadığını bil bebeğim. " Babama sımsıkı sarılıp dolan gözlerimin akmasına izin verdim.

"Biliyorum babam. İyi ki varsın."

***

Hepimiz hazırlandıktan sonra Aras'ın gelmesiyle aşağıya indik. Restoranta gelene kadar hiç bir şey konuşulmadı. Tedirgin olduğum bir diğer konu ise Aras'ın baba ve kız kardeşinin vereceği tepki. Aras hiç evlenmemiş biri, ben ise hem dul hemde hamile biriyim. Derin bir nefes alarak arabadan indim. Yavaşça restorana girip Aras'ın bizi yönlendirmesine izin verdik. Masada yüzü bize dönük kır saçlı bir adam. Yanında kıvırcık saçlı kırmızı elbiseli genç bir kız. Masaya yaklaşınca adam ve kız hemen ayağa kalktı. Aras sırayla hepimizi tanıttı.

Son NoktaWhere stories live. Discover now