Karşımda oturan adama kaşlarım çatık halde bakıyordum. Muhtemelen Erdem'le barışmamı söylemek için gelmişti. Aramızda sessiz bir öfke vardı. Kübra bizi yalnız bırakmak için yemek bahanesiyle mutfağa geçmişti. Derince bir nefes aldım
"Neden geldin?" Berk gözlerini yerden çekerek gözlerime dikti. Omuzlarını silkerek
"Aslında Kocaeli'ne Erdemle birlikte geldim. Erdem şuan avukatıyla birlikte bende seni görmek istedim." Hiç inandırıcı gelmemişti
"Asıl sebep bu değil, değil mi?" Berk kafasını salladı
"Ben vicdan azabı çekiyorum. Senin bu halini görmek beni çok üzüyor. Bunu en başta yapmam gerekiyordu biliyorum ama yapamadım. Neden inan bilmiyorum. Özür dilerim Zeliha." Anlamayan gözlerle Berk'e bakmaya devam ettim.
"Berk ne dediğini inan anlamıyorum." Berk elleriyle yüzünü sıvazladı.
"Handan, benim sevgilim değil." Gözlerim Berk'te takılı kalırken aklım geçmişe gitti.
*****
...Berk çıktı, yanında bir kadın vardı. Berk'i yanaklarından öpüp vedalaştıktan sonra göz göze geldik ve dükkandan çıktı...
...'Yenge, saçmalama istersen. Balık restoranına akvaryum mu koyulur Allah aşkına? Handan da söyledi aynı şeyi.'
'Handan?'
'Şey... Berk'in kız arkadaşı.' ...
****
Gözlerimi kırpıştırdım. Aklıma gelen görüntülerini hatırladım. Kadının yüzünü net olarak hatırlamıyordum.
"Peki, kim bu Handan?"
"Handan benim uzaktan bir akrabam."
"Bunun konuştuklarımızla ne ilgisi var?" Berk derin bir nefes aldı.
"Sana her şeyi en başından anlatmak istiyorum. Handan ve Erdem ilk biz erkek erkeğe dışarıya çıktığımızda karşılaştılar. Gittiğimiz bara gelmişti Handan orada ayak üstü biraz sohbet ettiler daha sonra ben fark etmeden yakınlaşmışlar. Görüşmeye başlamışlar. Yemin ediyorum bilmiyordum. Bunu fark ettiğimde durdurmaya çalıştım. Ama Handan birini isterse elde edene kadar pes etmez ki etmedi de. Erdem'le konuştum. Böyle ilişki sürdüremeyeceğini, sen öğrenirsen onu boşayacağını vs. bir dünya laf ettim ama oda dinlemedi. İkinizin yanında farklı insanlar oluyordu. Ona psikoloğa gitmesini de söyledim. Zeliha ben çok özür dilerim. Çok pişmanım keşke bunu sana daha önce söyleseydim." Konuşamadım. En yakınlarımız bile bunu biliyordu ve beni kandırmışlardı. Şaşkındım. Telefonumu alıp Aras'ı aradım.
"Efendim."
"Aras, Kübralara gelebilir misin? Dava ile ilgili bir gelişme var." Telefonda birkaç hışırtı duyuldu
"Şuan şehir dışına çıkıyorum ancak akşama gelebilirim. Nasıl bir gelişme var?" elimle saçlarımı geriye attım
"Erdem'in bir arkadaşı burada, ben uzun zamandır aldatılıyormuşum ve aldatıldığım kişi Berk'in kuzeniymiş."
"Anladım ama Berk şahit de olsa pek bir işe yaramaz. Arkadaş olduğu için yalan ifadeye girebilir. Bize delil lazım."
"Anladım. Sana kolay gelsin o zaman."
"Teşekkür ederim. Akşam yine de uğrarım. Konuşuruz." Telefonu kapatıp ellerimle yüzümü kapattım.
"Erdem'in sorun çıkaracağını tahmin etmiştim. Bu yüzden size Handan ve Erdem'in birlikte çekilmiş birkaç fotoğrafını getirdim." Kafamı kaldırdığımda Berk elinde bir usb tutuyordu.
