Bölüm 19

3.2K 123 2
                                    




Zamanın bu kadar hızlı geçeceği aklıma gelmezdi. Günlerce girdiğim bunalımdan çıkmam için çalışmaya başlamam gerekiyormuş. Babam hastaneden çıkana kadar iş görüşmesine gitmemiştim. Babam taburcu olduğu için ısrarla Çanakkale'ye dönmek istemişti. Engel olmak için çok uğraştık. Kübra ısrarla kalmasını, bir hafta burada yatıp dinlenmesini istemişti ama babam istemedi ve bütün ısrarlara rağmen, annemle birlikte Çanakkale'ye döndüler. Onlar döndükten birkaç gün sonra Yalçın'ın ayarladığı iş görüşmesine gittim. Onlarında elemana ihtiyacı olduğu için hemen ertesi gün çalışmaya başladım. 3 haftadır aralıksız çalışıyordum ve çalışmak gerçekten çok iyi geliyordu.

Bugün için izin aldım. Çünkü bugün benim kurtuluşum olacaktı. Bugün boşanma davamızın duruşma günüydü. Erdem gelecek mi bilmiyorum? Eğer gelmezse, duruşma ertelenebilirmiş. Aras günlerdir dava için hazırlandığını söylüyordu. En ufak bir delil bulabilmek için bir sürü şey yapmıştı. En azından Erdem'in buraya geldiği ve kavga çıkardığı ile ilgili bir kanıt, tanık veya herhangi bir kamera kaydı ama bulamadı. Kader aleyhimize işliyordu sanki. Korkuyordum. Bugün boşanamamaktan, Erdem'in yine bir sorun çıkarmasından çok korkuyordum.

"Zeliş, hadi bebeğim kahvaltı hazır." Kübra'nın seslenmesiyle odadan çıktım. Kübra bugün benimle adliyeye gelmek istiyordu ama ben istemedim. Bugün orada ne olacağını bilmiyorum. Her ne olacaksa bununla kendim baş etmeliyim. Derin bir nefes alarak mutfağa girdim. Aras da gelmiş sakin sakin tabağından ki zeytinle oynuyordu. Gülümseyerek

"Günaydın." Dedim. Kübra bana sımsıcak bakarak

"Günaydın kuzucuğum." Sandalyemi çekerek oturdum. Masaya bir göz attığımda, Kübra'nın yine döktürmüş olduğunu gördüm. Tabağıma biraz peynir ve domates alarak bir şeyler atıştırmaya başladım.

"Bebeğim, gelmemi istemediğine emin misin? Gelip sana destek olmak istiyorum."

"Eminim. Bununla yalnız başa çıkmalıyım. Lütfen ısrar etme Kübra." Kübra suratını düşürdü.

"Peki." Aras çayının son yudumunu içip

"Hadi Zeliha, geç kalmayalım." Lokmamı bitirim ayağa kalktım. Ceketimi aldığımda Kübra yanıma gelip sıkı sıkı sarıldı

"Sakın kendini ezdirme. Ondan kurtuluyorsun artık."

"Ezdirmeyeceğim bebeğim. Seni seviyorum. Çıkınca ararım." Kübra gülümseyerek kafa salladı. Apartmandan çıktığımda derin bir nefes aldım. Aras arabaya binmiş beni bekliyordu.

Aras'la o günden sonra aramızda sözsüz bir savaş başlamıştı. Benimle göz göze gelmiyor, bir şeyler konuşurken bana kesinlikle cevap vermiyordu. Arabaya binip kemerimi bağladım. Aras arabayı sürmeye başladığında derin bir nefes aldım.

"Sakin ol. Sorun çıkmayacak."

"Elimde değil, ilk defa bir mahkemeye gidiyorum ve sorun olması beni endişelendiriyor."

"Merak etme, her şey yolunda. Sen sadece sakin bir şekilde oturacaksın. Hakim istemediği sürece konuşmana gerek yok. Ayrıca Erdem mahkeme de seni sevdiğini, boşanmak istemediği falan zırvalayacak. Elimizde somut bir şey olmadığı için sadece konuşarak hakimi ikna etmeye çalışacağım. Biraz zor olacak ama başarabileceğimi umuyorum."

"Peki, başaramazsan?" Aras cevap vermedi. Çünkü bana bir söz vermişti. Bana verdiği ilk sözdü bu, eğer tutamazsa oda en az benim kadar kendini kötü hissedecekti.

******

Adliyeye vardığımızda Aras cübbesini giydi ve beni duruşmanın olacağı bölüme götürdü. Bizden başka insanlarda vardı çok kalabalık değildi. Etrafta Erdem'i aradım. Gelmesini ve bu işin bugün bitmesini istiyordum. Mübaşir

Son NoktaWhere stories live. Discover now