Bölüm 22

3.7K 138 33
                                    




Ölüm, bir anda buluyordu bedeni. Nerede ve ne zaman olacağı belli olmadan nokta koyuyordu hayata. Erdem içinde öyle olmuştu. Eğer bilseydim böyle olacağını bırakır mıydım onu orada tek başına? Eğer fark etseydim asla bırakmazdım. Şimdi bir camiinin bahçesinde Erdem'in kılınan cenaze namazını izliyorduk. Erdem'in annesini yanımda bana sarılıyor, annemde diğer yanında sırtını sıvazlıyordu. Babam her ne kadar kızgında olsa saflarda yerini almış namaz kılıyordu.

Ben ise vicdanımda büyük bir yükle öylece tabuta bakıyordum. Bir zamanlar çok sevdiğim, aşkından kör olduğum adam, şimdi 2 metrelik bir tabutun için gömülmeyi bekliyordu. Hayatımda neredeyse hiç keşke dememiştim ama şimdi en büyük keşkeyi burada yaşıyordum. Keşke Erdem'i orada bırakıp gitmeseydim.

Namaz bittikten hoca helallik istedi. Annesi her helallik istediğinde hıçkırarak ağlarken, ben sessizce helal ettim haklarımı. Bir kaç kişi tabutu omuzlayarak biraz ilerdeki mezarlığa götürdü.

Olanlar rüya gibiydi. Sanki başıma hiç gelmeyecek gibi unuttuğum ölüm dün sabah bir anda kapımı çalmıştı. Leylan'ın bana doğru geldiğini görünce Yeliz anneden uzaklaşıp Leylan'a yürüdüm. Kollarını açıp bana sarıldığında tuttuğum göz yaşlarım bir anda akmaya başladı.

"Kendini suçlama." Leylan konuşmaya başlayınca ondan uzaklaştım. Göz yaşlarımı silip

"Dün bana geldi. Beni boşadı, o kadar kötüydü ki ben yaptığı hataları fark etti sandım. Böyle yapacağını bilsem bırakmazdım." Leylan da ağlamaya başlamıştı.

"Biliyorum kuzum ama Erdem'in bunu yapacağını bilemezdik." Kafa sallayarak onu onayladım. Yanımıza bir adam geldi bana bakarak

"Zeliha hanım?" Dedi. Kaşlarımı çatarak onu onayladım.

"Sizinle biraz konuşabilir miyiz?" Leylan'a baktığımda sorun değil dercesine kafasını salladı. Adını bilmediğim adamla yürümeye başladık.

"Ben Erdem Bey'in psikoloğuyum. Erdem bey bundan bir buçuk ay önce yanıma geldi. Kötüydü hatta içine kapanmış gibi. Bana yaşadıklarınızdan bahsetti. Zeliha hanım biliyorum yaşadıklarınız çok zordu ama onları yapan sizin tanıdığınız kişi değildi." Kafamı hızla adama çevirip ne dediğini anlamaya çalıştım.

"Erdem beyde kişilik bozukluğu vardı. Zaman zaman ikinci kişiliği ortaya çıkarak kendi kişiliğini alt planda tutmasına sebep oluyordu. Bu sebepten dolayı sizi aldattı ve yalan söyledi. Aslında onu hastaneye yatırmak için çok ısrar ettim fakat kendisi kabul etmedi. Açıkcası intihar edeceğini tahmin etmiştim." Tekrar ağlamaya başladım

"Neden haber vermediniz o zaman? Bana veya annesine engel olabilirdik." Derin bir nefes aldı.

"Erdem bey'in ilk söylediği şey konuştuklarımızın aramızda kalmasıydı. Hasta gizliliği olduğu için paylaşmam olanaksınızdı. Bunun için üzgünüm ama bilmeniz gereken bir şey var. Erdem bey sizi gerçekten seviyordu." Adam arkasını dönerek uzaklaşmaya başladığında olduğum yerde öylece kaldım. Bunu fark etmem gerekiyordu. Erdem'in iyileşmesi için herşeyi yapmam gerekiyordu. Nefes alamadığımı hissettim. Biraz ilerdeki bank'a oturarak ağlamaya devam ettim. Neden böyle olmak zorundaydı? Neden Erdem? Beni neden böyle bir vicdan azabıyla bırakıp gittin?

"Yenge?" Kafamı kaldırdığımda Caner ve Berk'i gördüm. Kafamı tekrar yere eğdim. Onlarla konuşmak istemiyordum. Berk bir zarf çıkardı.

"Bunu sana Erdem bıraktı." Elindeki zarfı aldığımda ikiside hızla yanımdan uzaklaştılar. Yavaşça zarfı açtım.

Son NoktaWhere stories live. Discover now