9. Kilit Sistemi

1.4K 142 57
                                    

1000 okunma olduğu için çok mutluyum 💞
Okuyan ve oy veren herkese teşekkürlerrr

Mo Dao Zu Shi sen niye bu kadar mükemmelsin acaba>_<

************

Düşünsene sevgilim sen ve ben dışarıda geziyoruz, el ele sen yine aptallık yapıp beni sinirlendirirsin ama bu sefer kızmayacağım... Sadece yanımda ol ve ne kadar istersen uğraş benimle... Özür dilerim sevgilim hayal etmekten başka yapabileceğim bir şey yok. Sadece seni düşünüyorum, sana nasıl... Oh Tanrım eğer oradaysan bana yardım et! Lütfen beni duy!

Hapishanede koşuşturma vardı, etraf kalabalık ve herkes birbirini iterek bir yerlere ulaşmaya çabalıyordu. İnsanların yüzündeki ifadeler farklıydı, herkes kendi derdinde de denebilirdi sanırım buna.

Endişeli biçimde etrafta koşturanların bir amacı yokmuş gibiydi kalabalığı oluşturan onlardı, heyacanla ne olacak ne oldu diyip koşuşturuyorlardı. Hızlı hızlı yürüyüp etrafa emir veren kısım ise gardiyanlar ve onların üstleriydi, üstleri bağırdıkça onlar daha çok korkup daha hızlı bir biçimde etrafta dolanıyorlardı, az olsada bir kısım sadece oturup rahatları bozulduğu için etrafa sövmekten başka bir şey yapmayanlardı.
Ve o sahneleri izleyen küçük bir grup.

"Ne olacak acabaaa?" Atsushi koridora bakan açık kapının önüne bir sandalye çekmiş izliyordu, izlerkende cevabını beklemediği bir soru yöneltti hücreye.

Ama tüm hücre bu soruyu içten içe düşünmeye başlamıştı bile, tabiki en çok Chuuya. Tüm olan biteni bilmiyordu bazı kelimelerin anlamını bile açıklamıyorlardı Chuuya'ya. Chuuya ise bıkmıştı artık cevapsız sorulardan. Onu neden dahil etmediklerini anlasada yinede bilmek istiyordu.

"Heyyy!! Ben burda yaralı bir insanım benimle ilgilenin!!!" Herkes boş gözlerle Dazai'ye dönmüştü. Kimsenin umrunda değildi Dazai'nin o anda yaralı olması. Dazai ise bh duruma sinirlendi ve ortamın yine sessizliğe gömülmemesi için konuşmaya başladı.

"Hadi ama. Daha dün hepiniz salya sümük ağlıyordunuz, ölmedim diye mi tüm bunlar?!"
"Dazai-san lütfen sus."
"Akuuuutagawa bana neler diyorsun öyleee!!"
Bağırırken ellerini garip bir biçimde oynatıp, yatakta debeleniyordu.

Başına gelen hızlı bir yastık yüzünden kafasını duvara çarptı ve bayılmış numarası yaptı Dazai.
"HEM YATAĞIMI ALIYORSUN HEMDE YATAĞIMDA ZIPLIYORSUN!!!"
"Chuuuya ne ara bu kadar cimri oldun yaralıyım ben!" Başını hızlı bir biçimde kaldırıp hemen cevap vermişti.
"Kes be! Bu mu yaralı halin, siktir git!"
"Kalbimi kırdın Chuuya, ölsem daha mı iyi?"
Kimseden ses çıkmamıştı bir kişi bile 'Ölme' dememişti. Herkes boş gözlerle Dazai'ye bakmaya devam etti. Biraz zaman geçsede herkes bir ağızdan konuştu.
"Evet!"

Dazai ağlarmış gibi yapıp Atsushi'ye döndü.
"Sende mi Atsushi-kun..."
Atsushi gözlerini kaçırıp hemen Akutagawa'nın arkasına saklandı. Normalde her gün intihardan bahseden Dazai neredeyse hiç konuşmuyordu o konuda hatta İntihar şarkısını bile söylemiyordu tabiki bunun kimse farkında değildi, Dazai bile değildi aslında ama bir an da sanki hiç intihar manyağı değişmiş gibi davranmaya başlamıştı.

En sonunda hücrenin kapısı kapanıp herkes masanın başında toplanmıştı. Dazai ise sürüklenerek acı içinde masaya otutturulmuştu. Herkesin bir anda ciddileşmesinin sebebi Odasaku'nun müdür ile konuşup gelmesiydi.

"Ne oldu?" Açıkça belliydi herkesin aklında bu sorunun olduğu ama Ango ilk adımı atarak konuşmayı başlatmıştı.
"Hücrelerin karışmasının sebebini o da tam bilmiyor gibiydi." Aslında Odasaku, Kunikida ve Ango çözmüştü durumu ama kimse 'Chuuya seni öldürecekler' diyemezdi. Bu yüzden bu hala bir sır olarak kalıyor olsada Kilit Sistemini halen onlarda biliyor değildi.

"Ya kilit sistemi?" Odasaku bu soruyu cevaplamak için aklında bir sürü tasarlama yapmış ama yinede sorulunca ne diyeceğini bilememişti.
"Durun!" Herkes birden konuşan Chuuya'ya döndü. Chuuya söze başlayacaktiki Akutagawa tarafından bölündü.
"Chuuya-san bu sefer masaya çıkmayacak mısın?" Hafif bir kıkırtı sesi geldi.
"Neden çıktın. Direk dansı falan mı yaptın ~"
Bu kıkırdamalar biraz daha arttı ve sonunda hem Akutagawa'nın hemde Dazai'nin yüzünde bir şişlikle kıkırdamalar durmuştu.

"Öhm nerde kalmıştım... Ha bana hala Kilit Sistemini anlatmadınız!!"
"Oh..."
"Her neyse sanırım artık açıklamalıyız" . Chuuya bir oh çekerek Kunikida'ya dönmüştü.

"Kilit sistemi; çok nadir kullanılan bir sistem aslında ben hiç bu sistemi göremedim, ne ben nede bunlar ama bir kişi hariç." Herkes Hirotsu'ya dönmüştü. Hirotsu ise çok beklemeden boğazını temizleyerek söze girdi.

"Bu kötü anılarımdan en büyüğüdür. Neredeyse 15 yıl geçmiştir aradan o zamanlar 25 yaşındaydım sanırım, Ah zaman ne hızlı geçmiş..." Hirotsu 2 kez hapishane değiştirmişti ilk seferinde adam bıçakladığı için 5 sene hapis almıştı, çıkınca ise tekrar adam öldürmeye devam etmişti ve o anıların yaşandığı o hapishaneye gitmişti orada ise 28 sene hapis yemişti, sonuçta işlediği suçlar hafife alınacak türden değildi. En sonunda o hapishanede ne olduysa tüm hapishane dağılmış en sonunda kendini burda bulmuştu.

"Bir adam varmış, 3 senelik hapise mahkum edilmiş. Bu adam arkadaş canlısı 30larında mutlu bir adammış neredeyse kimseyle sorunu yokmuş. Bir gün hapishane çığlıklarla dolmuş herkes çığlıkların olduğu hücreye koşmuş ve karşılarında 5 kişinin öldürülmüş ve bir kişinin onlara ağlayarak bakarken çığlık attığını görmüşler bunun adam için çok kötü olduğunu düşünmüşler ve onu rahatlatmak için bahçeye daha sık çıkılmasına izin verilmiş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra, herkes bahçe molasındayken, Tanrının yolladığı bir insan olarak anılan bir ceset herkesin ortasına büyük bir sesle düşmüş. İfade alınırken insanlar sadece şunu söylüyormuş; 'Uzaklardan, yükseklerden düştü' bunu Tanrının bir mesajı olarak kabul etmişler ve hapis oldukları bu yerde yaşamlarını sürdürmeye devam etmişler. Yine bir gün hücresinin önünde kusan birini görüp hücreye dalmışlar, tencere tüpte kaynarken her yer kana bulanmış en sonunda tencereyi açtıklarında bir insan kafasının içinde kaynıyor olduğunu görmüşler. Her yerde bedeni aramışlar ama bulamamışlar, hapishanenin endişelenmemesi için bunu gizli tutmuşlar. Yemekhanede yemek yerken biri etin üzerinde tüyler olduğunu söylemiş ve herles etini incelerken birinin tabağında tırnaklar olduğunu görmüşler. Herkes kusmaya başlarken bunu kimin yaptığını araştırmaya başlamışlar. Aradan 2 hafta geçmiş ve olaylar azda olsa unutulmuş. Bir gün yine çığlıklarla uyanmışlar ve ilk seferki yeni gelen adamın kaldığı hücredeki herkes öldürülmüş ve bu sefer adamda kanlar içinde yatıyormuş, tüm cesetleri yaktıktan sonra, her gün aralıksız 1 kişi ölmeye başlamış yöneticiler her şeyi dememiş, gece nöbetleri, başka hapishaneleri, kimsenin uyumamasını hatta herkesin kımıldamadan bahçede öylece kaldığı gün bile sabah olduğunda duvara bantlanmış bir ölüyle karşılaşıyorlarmış. En sonunda kimsenin hücresinden çıkmayacağını ve her hücrenin başında bir gardiyanın bekleyeceği bir sistem olan 'Kilit Sistemi' ni kurmuşlar ve gerçekten işe yaramış. Kimse hücreden çıkmıyor bahçede bile vakit geçirilmiyordu yemekler hücrelere geliyormuş ve gecenin bir saatinde ateşlerin içinde çıkarak elinde hem bıçak hem de silahlarla gardiyanları öldüren biri gelmiş. Bazıları onu Canavar , 4 kollu, Şeytan, Bir Ruh, Yaratık, Ateş ve korkulduğu belli olan sıfatlarla anlatırken herkesin bildiği tek şey ise onun 'Yeni gelen Sevecen adamın' olduğunu biliyordu, en sonunda ise hapishanenşn yarısını yok etmiş sonrasında ise gülerek kendini öldürmüştü.
Evet hepsi yaşanırken ben ordaydım. Onu kendi gözlerimle gördüm, o-...o insan değildi. Oh tanrım." Elleri titrerken bir sigara yakmaya çalıştı.
Hirotsu'nun konuşamayacağını anlayan Kunikida devam etti.

"Böyle bir olay olmuşken en son çare olarak kullanılan bir sistem devreye sokulacak... Bu sefer çok büyük şeyler oluyor..."

Chuuya hikayeyi düşündükçe hem iğreniyor hemde korkuyordu. Tıpkı adamın ilk geldikten sonra olan sistem gibi, o da ilk geldiğinde sistem devreye girmişti... Bunun kendisiyle bir alakası varmıydı yoksa? Düşünmek istemiyordu gözlerini etrafa çevirmeye çalıştı, aslında tek isteği şey bir çift kahverengi gözlerdi. Ona baktığında sadece önüne bakıyor olduğunu gördü... Sinirliydi- etrafına baktıkça herkeste bu ifadeden olduğunu farketti. Chuuya sorgulamak istemedi sadece kendisini kötü günlere hazırlamaya başladı, diğerleri gibi.

* * * * * * * * * * * * * * *

Neyse bu bölümü sadece ölmedim yazmaya hep devam edecem manasında attım bu yüzden pek bişi yok her neyse

Freedom | Soukoku | ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin