18. İmkansız Mı?

781 90 103
                                    

Medya :yalniz_birisii nin yaptığı ehehehe
😙❤️

İyi okumalar

**************
"Atsushi-kun, sana anlatmamız gereken bir şey var!"
"Sorun ne Dazai-san?" masada oturmuş bir şeyler karalarken aniden hücreye girip Atsushi'nin yanına ilerlemişti Dazai.

Akşamdı, neredeyse herkesin yatma saaati gelmişti. Buna rağmen, hem başka bir hücreye girip, hemde bir şey olmamış gibi rahattı Dazai. Ve bu rahatlığı başına bela alıyordu her seferinde.

"Benimle gel Atsushi-kun"
"Dazai-san, hücreden dışarı çıkamam-"

Dazai etrafına iyice baktıktan sonra Atsushi'nin tuttuğu kolunu bırakıp masada karşısına geçip oturdu. "Beni iyice dinle." masaya eğilerek fısıltıyla konuşmaya başladı.

Atsushi ise bir yanlışlık olduğunu düşünüyordu. Öncelikle, Dazai'nin umursamaz olduğunu biliyordu ama kilit sisteminin ciddiyetinide biliyordu ona rağmen nasıl böyle başka hücreye girebilirdi ki?

"Evet Dazai-san?"
"Hapishaneden kaçacağız Atsushi-kun!"

"NE?" Kendine hakim olamamış bağırmıştı Atsushi, bağırmasıyla birlikte, yatağında hafif bir kıpırdanma olmuştu, görünüşe göre Akutagawa rahatsız olmuştu. Atsushi bağırdığı anda onun rahatsız olduğunu düşünerek kafasını direk o tarafa çevirmişti. Bağırdıktan sonra pişman olarak, duyduğu şeyi ağzını kapatarak sindirmeye çalışıyordu.

Bu...bu imkansız bir şey, Yokohama Hapishanesi'nin içinin bu kadar rahat olmasının tek sebebi, dışarı çıkmanın imkansız olmasındandır. Buna rağmen üstüne kilit sistemi var, Dazai-san kafayı mı yedi? Böyle bir şey imkansız.

Düşüncelerini iyice tarttıktan sonra konuşmaya çalışacaktı. Ama ne kadar düşünürse düşünsün sadece tek bir şey vardı...bunun imkansız olması.

Ama tek kelime etmedi, sadece bakışlarıyla Dazai'den neden böyle düşündüklerini söylemesini istiyordu. Dazai Atsushi'yi tabiki anlamıştı.

"Atsushi-kun, sana kısaca özet geçeceğim. Ama anlamalısın bundan başka çaremiz yok."
"Dazai-san? Çareniz?"
"Ben ve...Chuuya."

Bunu duyduğu anda kaşlarını çatmıştı Atsushi. Sebebi çok açıktı aslında. Atsushi tüm yükü omuzlamış, her şeyi yoluna koymaya çalışıyorken, Dazai'nin Chuuya'yla beraber konuşması ne kadar doğruydu, Akutagawa her geçen gün kötüye giderken, ortadan daha fazla kaybolması ne kadar doğruydu?

Sinirini atlatamadı Atsushi, gerçekten öfkelenmişti. Sakin kalmak istese bile, düşünceler aklında biriktikçe dayanamıyordu.

"Atsushi-kun, beni dinlemelisin." Atsushi başını eğdi masaya doğru, cevap vermedi.
"Atsushi-kun bana-" Dazai'nin uzattığı eli, hızlı bir biçimde vurarak geri çevirmişti.

Anında ayağa kalktı. Kalkmasıyla birlikte oturduğu sandalyede devrilmişti. Gözleri yavaş yavaş dolmaya başlıyordu, Dazai ise hala yerinde oturuyordu.

Sandalye yere gürültü ile düşmüştü, zaten zar zor uykuya dalan Akutagawa o sesle uyanmıştı. Kafasını kaldırdığında karşısındaki görüntü tuhafına gitmişti, anlamaya çalışırken, karşısındaki ikili aynı anda ona dönmüştü.

Ama siyahlının dikkat ettiği tek şey, ona dokunmaya bile kıyamadığı çocuğun ağlamasıydı. En kötüsüde onun uyandığını fark ettiği anda, gözyaşlarını silmeye çabalamasıydı.

Dazai ortamın ne kadar kötü olduğunun farkındaydı, sadece bakıyordu ikisine. Karışmak istemiyordu ama o da Atsushi'nin ağlamasını hiç istemiyordu, Dazai'nin tek sahip olduğu ailesi Atsushi'ydi. Ama biliyordu ona iyi bakamadığını, elinden geleni yapamamıştı, yaptığı tek şey ölmesini engellemek için onuda yanında hapishaneye getirmesiydi. Belki bunu yapmamalıydı, belkide onu dış dünyada bırakmalıydı, ama o zaman yaşayabilir miydi?

Hayat gerçektende seçimlerden ibaretti.

"Akutagawa neden uyandın? Şimdi uyuman daha zor olacak." gözyaşlarını göstermemeye çalışarak gülümseyen sesiyle konuştu Atsushi, bunu yapması işleri daha da kötüye götürmüş gibiydi.

Akutagawa biliyordu her şeyi, ne kadar berbat bir halde olduğunu, zavallı durduğunu, biliyordu sevdiğinin bile ona acıdığını. Hoş, kim bu haline acımazdı ki? Ayağa bile kalkmıyordu. Herkese muhtaç olmaya başlıyordu, en kötüsüde bunu reddetmesiydi.

Ama ayağa kalkmaya çalıştı Akutagawa, tek umurunda olan şey sevdiği kişinin gözyaşlarını silmekti. Tek yapmak istediği şey buydu, hayat ne kadarda acımasızdı. Milyonlarca insan arasında, milyonlarca şehir arasında, aynı hapishanede, aynı hücrede hayatının anlamını buluyorsun bu kadar olasılık içinde karşındaki anlamın yanına gidemiyorsun. Her şey mümkün olmuşken, aralarında sadece 2 metre varken, neden hayat bu kadar acımasızdıki?

Burukça gülümsedi Akutagawa, yataktan kalkmış ayakta duruyordu, gülümsemesi bu yüzden değildi, bir adım daha atarsa yere devrileceğini bilmesindendi gülümsemesi. Yapacağı iki şey vardı, ya pes etmeyerek deneyecekti, ya da geriye düşüp yatakta oturacaktı.

Akutagawa, kalan son sesiyle konuşmaya çalıştı. "Dazai-san...sen hep biliyordun..." Dazai gülümsedi. Akutagawa ise devam etti. "Kanatlarım...aslında, hiç...var olmamıştı..."

Atsushi anlamsızca ikisine bakıyordu, Dazai gülümsemeye devam etti, ve bir kıkırdama duyuldu, acı ve cılız bir gülme sesi.

"Hahaha, Dazai-san...senden son isteğim.lütfen,lütfen ona söyle, o...benim için de uçsun..." ve kendini arkadaki yatağa bıraktı Akutagawa.

...

"Odasaku-san sen bunu yapmalarına izin veriyor musun?"
"Hayır Atsushi ama..." Atsushi anlamaz ifadeyle Odasaku'ya baktı.
"Ama mı? Odasaku-san bu bahsettikleri aptalca."

"Atsushi aslında, iyice dinle."
"Odasaku-san lütfen, lütfen mantıklı şeyler söyle."

Atsushi, Dazai'yi dinlememişti, ona fazla sinirliydi, ama en çokta Chuuya'ya, onunla karşılaşsa ona çok fazla kızacağını biliyordu. Ikiside çok bencildi. Sadece birbirlerini düşünüyorlardı. Hiç kimse umurlarında değildi. Dazai'nin böyle olduğunu biliyordu ama ya Chuuya? Ona abisi bazen de annesi gibi görüyordu. Ama ikiside, onu umursamamış hayatın acım ellerine teslim etmişlerdi.

Neredeyse kimseye güvenemiyordu artık Atsushi.
Ama son çare olarak, Odasaku'ya sığınmıştı.

"Kunikida, Başkan ile konuştu bir şekilde, bildiğin gibi durumlar çok karman çorman oldu bardağı taşıran son damla ise, o silah sesiydi."
"Ah sahi Odasaku-san o silah sesi de neydi?"

"Bu uzun bir hikaye ama, kısacası Chuuya'yı öldürmek için, hapishaneye sızılmış." Atsushi şaşkın gözlerle karşısındaki adama baktı.
"N-ne?? Bu nasıl olabilir? Chuuya-san iyi mi??"
"Evet o iyi." Atsushi rahatlamış bir ifadeyle, yerine geri oturdu. Biraz aradan sonra Odasaku devam etti.

"Dediğim gibi ortalık karıştı, bu yüzden hücre karıştırmakta işe yaramıyor, tek çareleri, hapishane nakli. Başka bir hapishaneye nakil edilecek, bazı kişiler."

Atsushi dondu. Her şeyi geç direk biliyordu, Akutagawa'nın gideceğini. Tek kelime edemedi ve aklına sadece tek bir şey geldi. Hapishane'den kaçmak.

Belkide Dazai ve Chuuya'ya haksızlık etmişti, şuan onları çok iyi anlıyordu. Konu sevdiği olunca, insanın gözü hiçbir şey görmüyordu.

Bencil değillermiş, sadece aşıklarmış.

Gülümsedi Atsushi. Kafasını kaldırıp Odasaku'ya baktı.
"Peki,nasıl kaçacağız?"

*************************

Bencil değillermiş, sadece aşıklarmış. 🤧🤧🤧


Freedom | Soukoku | ✅Where stories live. Discover now