12. Çünkü Biri Eksikti

1.1K 120 87
                                    

İyi okumalarr

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
5 yatak, 1 masa odaya güzelce dizayn edilmiş. Odada olmaması gereken 3 pencere var, önceden bu pencereler olmasa olay çıkartacak insanlar şuan dışarıyı tek saniye bile izlemiyor. Belki soğuktan dolayı yaklaşmıyorlar belki de artık onlar umurlarında değil. Herkes bir tarafa dağılmış, ikisi yatakta yatıyor, biri kapıya dayanmış diğer 3'ü masada oturuyor ve diğeride en uzak köşede oturuyordu. Herkesin yüzünde belli olan tek bir ifade vardı, hayal kırıklığı.

Eskiden bu odada iki hücre birleşince neşeli, güzel ve eğlenceli bir ortam olurdu, Dazai'yle uğraşma, Kunikida'yı sinir etme, Atsushi'yle günün sohbetleri... Ama şuan iki hücre beraberdi ama eskiden yaptıkları tek bir şeyi yapmıyorlardı.

Çünkü biri eksikti, Chuuya.

Chuuya yeniydi hepsinden daha geç gelmişti, ama öyle bir zamanda gelmiştiki bebeğin anneye bağlandığı gibi bağlanmıştı herkes Chuuya'ya. En çok ta bu acı veriyordu. Bağlar bir anda kopmuştu, ve bunu düzeltecek hiç bir şey olmaması herkesi üzüntüye sokmuştu.

Herkes düşünceler içindeydi ama biliyordu hepside ne kadar düşünürlerse düşünsünler şu anki durumu açıklayamıyorlardı. Hepsi birden Chuuya'yı korumaya çalışırken, onun aklında neler vardı kim bilir... Yavaş yavaş akşam olmaya başlamıştı. 6 nolu hücrenin bitişiğinde olan hücrede kalanlar, Odasaku, Kunikida, Ango ve Dazai hala hücrelerine dönmemişti. Bu durum canını sıkıyordu herkesin bu yüzden kimse yapamıyordu ilk konuşmayı. Ama içlerinden sadece duygularıyla hareket etmeyen Kunikida vardı ve o olayın aslını merak ediyordu bu yüzden diğerleriyle bunu tartışmak istiyordu. Ama belliydi, kiminle konuşabilirdiki?

Yorgun bir halde yatan Akutagawa ilemi? Kunikida nedense Akutagawa'nın bu kadar yorgun olmasının ardında sadece Chuuya'dan dolayı bir sebep göremiyordu, başka bir şey vardı, Kunikida bu olayı deşmek istemiyordu zaten sorda bile pek iyi anlaşamadıkları için geçiştirecekti ya da en büyük ihtimalle cevap bile vermezdi.

Kafasını uyuyan Akutagawa'dan kaldırıp yatakta ona sıkıca sarılmış olan Atsushiye çevirdi. Kunikida bir an düşündü eğer Chuuya'nın bu halini onunla konuşursa nasıl bir konuşma geçecekti aralarında diye, gözlerini hayal etmek için yere çevirdi. Ve en sonunda sadece bir zaman kaybı olduğunu anladı, büyük ihtimal Chuuya'nın öyle bir şey yapamayacağını savunup duracaktı. Bu yüzden vazgeçti.

Hirotsu'ya dönmüştü bu sefer gözleri, en çok etkilenen oydu çünkü hayatının en büyük kabusu olan Kilit Sistemi devreye girmişti. Tıpkı o günler gibi kötü şeyler yaşanacağını düşündüğü için hareket etmeden öylece yatıyordu.

Ve en sonunda masada ellerini önünde birleştirmiş bir halde oturan Odasaku'ya kaydı gözleri, mavi gözleri masaya odaklanmıştı, düşüncelere boğulmuş gibi duruyordu. Kunikida bir süre ayırmadı gözlerini ondan, ezberleyip aklına kazıyormuşcasına bakıyordu. Bu manzarasını Odasaku'nun yanına gelen Ango bozdu.

Ango sessiz bir biçimde Odasaku biraz fazla yakın bir şekilde konuşuyordu. Tabiki Kunikida onların yanına gitmemişti-

Hücrede Odasaku Ango ve Kunikida masada oturmuş konuşuyorlardı, aslında pek konuşmak olmasada en azından hücre 6 dan çıkıp kendi hücrelerine gelebilmişlerdi.

Her şeyde, her yerde daima bir eksik olurdu ve şimdiki eksik diğer hücrede kalmış olan Dazai'ydi.

Kunikida mantıklı bir şekilde konuşmak isterken, Ango ondan önce davranmış ve Odasaku'ya kendi hücreye gitmeleri gerektiğini söylemişti, her ikiside Dazai'ye dönmüş ama tek tepki alamayınca hücreden çıkmışlardı, ve onların yanında Ango ve Odasaku konuşurken yanlarına anında ışınlanan bir adet kıskanç Kunikida'da vardı.

Şimdi sadcee bakışıyorlardı masada. Ango ile Kunikida yan yana Odasaku ise karşılarındaydı.

//YN: Hadi gelin kolaysa seçim yapın.

Konuşmasını anlayan Odasaku boğazını temizleyerek başladı;
"Öncelikli konumuz Chuuya ama bunun hakkında bir şey bilmediğinizi düşünüyorum. Bu yüzden diğer ana konuya gelelim." bir süre ikisini süzdükten sonra devam etti.
"Kilit sistemi devreye sokuldu ama? Ya hücreler neden karışmadı?"

İkiside bir süre düşündü, en çok endişelendikleri konulardan biriydi hücrelerin karışması, Atsushi ve Akutagawa çok endişelenmişti ama neden olmamıştıki? Kafa yorsalarda bulamayacakları belliydi. Ve Ango ikisinide şaşırtan bir teori ortaya attı;

"İkinizde Chuuya'nın Atsushi ve Akutagawa'yı ne kadar sevdiğini biliyorsunuz, ya onlar için böyle bir şey yaptıysa?"

Her ne kadar ikna edici olsada ikiside, eksiklikler olduğunu biliyordu. İlk eksikliği, hücrelerin ilk karışacağını öğrendiklerinde Chuuya'nın çok normal karşılayıp 'Belkide aynı hücreye düşersiniz' demesi başlı başına endişe etmediğinin kanıtıydı. Eğer onlar için bunu yapsaydı o zaman çok etkilenirdi onların ayrılmasını istemez bu yüzden endişe içinde bunu yani 'casus' luğu yapardı. Diğer eksikliği ise onu en son gördükleri zaman Dazai'yle konuştukları zamandı, ona 'Yalnış kişiye bulaştın' demişti yani kısacası, Chuuya en başından beri gerçek bir suçlu değildi ve ilk başta yaptığı güçsüz tavırları sahteydi. Yani yöneticinin söylediği gibi onu bu hapishaneye o yollamıştı.

3ünün arasındaki iletişim ve bağ sayesinde , konuşmasalarda hepsinin düşünerek bu sonuca ulaştıklarlarını gösteriyordu.

Ve Odasaku diğer soruyu sordu.
"Kilit sistemi devreye sokuldu ama neden?" sözünü Ango devam ettirdi;
"Neden hiç bir olay olmuyor değil mi Odasaku-san?"
"Evet Hirotsu-san'ın anlattıkları ve şuanki durum bununla fazla çakışıyor..." ve bu sefer Kunikida öneceden düşünmüş gibi sözün ardından konuştu.
"Belkide sandığımızdan daha büyük şeyler oluyor..."
İkiside onaylayarak baş salladılar.

Gerçekten hepsi böyle içeri kilitlenmişken dış dünyada neler oluyordu ve o olayların bunlarla ve Chuuya'yla ne alakası vardı?

Konuşacak henüz bir şey bulamamışlardı ve garip ortam konuşmalarına daha çok engel oluyordu. Önceden böyle ortamlar olunca Dazai hemen araya girer şakalar yaparak o gergin ortamın gitmesini sağlardı. Ama şimdi ne Dazai vardı ne de Odasaku'nun düşünmesini kolaylaştıracak herhangi bir şey.

Bir şey vardı herkesin farkında olduğu, Kunikida'nın Odasaku'yu gerçekten sevdiği.

Herkes farkındaydı, Ango da dahil. Aralarında garip bir ilişki vardı. Ama henüz bununla ilgili konuşmamışlarsı herkesin öğrenmesinin nedeni ise tabikide DAZAİ'ydi. Her şeyin arkasında olduğu gibi yine bir şey yapıp herkesin öğrenmesini sağlamıştı.

Kunikida giysileri katlarken sadece Odasaku'nun ceketini koklaması onu sevdiği anlamına nasıl gelebilirdiki? Belkide sadece nasıl kokuyor diye bakmak istemişte olabilirdi, ama Dazai'ydi bu nerede Kunikida ile uğraşmak olsun daima yapardı. Ama bu sefer Odasaku da işin içine girmişti. Kim bilebilirdiki Dazai'nin sadece uğraşmak için yaptığı şeyi Kunikida nedense baya bir ciddiye alıp Odasaku'yla 1 gün konuşmayacağını. Neden liseli kızlar gibi davranıyordu ki herkesin yanında mantık abidesi olan bir Kunikida, sebebi ise açıktı, Odasaku'yu seviyordu.

Odasaku bunu duyunca ilk çok şaşırmıştı ama sonradan kabullenip Kunikida'ya daha çok dikkat etmeye başlamıştı buda ikisinin yakınlaşmasına neden olmuştu. Ya Ango?

Odasaku ile Ango içlerinde en eski geçmişe sahip olan ikiliydi. Ango'nun ona nasıl hisler beslediği belli değildi ama sadece arkadaş gözüyle de bakmadığı belliydi. Tıpkı Kunikida gibi o da Odasaku'nun yanında başka bir kişiye dönüşüyordu. Ortamın gerilmesini istemeyen Odasaku yine fedakarlık yapıp ilk konuşan olmuştu;
"Biraz sonra yemekler gelecek, diğerlerinin yanına gidelim."

İkiside baş sallamakla yetindi. Ve ayağa kalktı masa hücrenin kapısından çok uzaktı. İkiside hücrenin bir ucundaydı. Masadan kalktıları anda hücrenin demir kapısı açıldı. Birden açılınca hepsi oraya dönmüştü ama içeriye girenin sadece gardiyan olduğunu anlayınca rahatladır.

Ama hepside gardiyanın elindeki tetiği çekilmiş silahı farketmemişti!

* * * * * * * * * * * * *




Freedom | Soukoku | ✅Where stories live. Discover now