13. Kunikida

1.2K 120 108
                                    

"Bunu sadece sen yapabilirsin!"
"Ama beni dinlememe ihtimalleride çok yüksek."
"Hayır bak anlamıyorsun, olayı anlatma. Onları sadece plana göre götür."
"Anlamayan sensin, sorgulamayacaklarını mı zannediyorsun? Anlatmadan götürmem imkansız!"
"Anlatamazsın!"
"O zaman bu plan iptal olur."
"Sen-" sinirle masaya bir tekme attı ve masa parçalara ayrılmıştı. Ellerini biraz gevşettikten sonra konuşmaya devam etti.
"Bana sende inanmıyorsun demi? Dediğimi yap yoksa-"
"Saçmalıyorsun Chuuya. Mantıklı düşün sence bana inanırlar mı? Hadi inandılar diyelim 7 kişi hiç bir şey olmamış gibi götüreceğim yere gider mi?"

Çaresiz ama sinirli bir ifadeyle duvara yaslandı kısa boylu adam. Sonra biraz önceki sinirli sesini hafif yumuşatarak konuştu.

"Eğer benim olduğumu söylesende gitmezler..."
"Doğru, sen bizim gözümüzde içimize karışıp, yalan bir kişiyi oynatan bir hainsin. Gitmezler..."
Chuuya bir süre konuşmadı ve yere bakmaya devam etti belkide bu lafa söyleyecek bir şey bulamadı. Ama bir süre geçtikten sonra ortamın sessizliğini bozdu.

"...gitmeleri için bir yol bul." daha fazla konuşmadan yaslandığı duvardan kalkıp kapıya doğru ilerledi, ama hasta yatağında yatan adam o kapıya ulaşınca arkasından seslendi.

"Diğerlerine söyleyebilirim ama Dazai, sen olmadan hareket etmez."
"Tamam, ona ben söyleyeceğim."

-1 gün önce-
Gardiyan silahını doğrultuğu anda hepsi kenara kaçıştı ama Kunikida merminin esiri olmuştu. Gardiyan silahı bırakıp anında dışarı çıkıp kaçmaya başlamıştı, silahta susturucu olduğu için başka kimse duymamıştı!

Kunikida yere diz çöktü, mermi bacağını sıyırmıştı çok acıyor değildi ama mermiydi bu sonuçta. Kunikida yere düştüğü anda Odasaku koşarak yanına geldi ve Kunikida'yı sırtına almaya çalışmıştı.
"Odasaku iyiyim ben sıyırdı sadece."
Odasaku ona cevap vermemişti. Hala sırtına almaya çalışıyor Kunikida ise ısrarla reddediyordu. Onlar böyle tartışma içindeyken Ango gidip çoktan bir görevli çağırmıştı. Kunikida'yıda alıp gitmişti.

Odasaku ise arkasından öylece baktı... Bu gardiyan neden onlarıda hedef almıştı ya da neden diğer ikisi değilde Kunikida? Odasaku sakin tutmaya çalışıyordu kendini ama Kunikida aklından bir saniye bile çıkmamıştı.

Diğer hücre Kunikida'nın vurulduğunu bilmiyordu, ve ne Odasaku ne de Ango söyleyecekti. Chuuya dan etkilenen en çok o hücreydi ve eğer Kunikida ya bir şey olduğunu duyarlarsa korumaya çalıştıkları tüm sakinliği kaybederlerdi.

Ne dışarı çıkıp Kunikida'yı görmeye gidebilirler ne de diğerleriyle konuşabildiler. Ango ve Odasaku hücrede ne yapacaklarını bilemez bir şekilde oturdular tüm gün.

Kunikida sadece bacağından sıyrılmıştı ve gardiyanın amacıda bu gibiydi. Çünkü aralarındaki mesafe yakındı ve eğer onu kolayca vurmak isteseydi bacağını hedef almazdı. Bu işin arkasında başka bir şey vardı.

Tam ne olduğunu düşünürken kapı yavaşça açıldı. İçeri sessiz adımlarla iki kişi girdi. Biri uzun boylu, siyaha yakın dalgalı ama kısa saçları olan, yakışıklı denecek bir tipte orta yaşlı biriydi, ve bu o sabah bahçede duyuru yapan adamdan başka kimse olamazdı! Yanındaki diğer kişi ise, turuncu-kızıl saçları, mavi gözleri olan kısa boylu bir adamdı. İksiri beraber içeri girip kapıyı kapattı.

"Görüşmeyeli pek te uzun olmadı ama selam Kunikida." Kunikida ne diyeceğini bilmiyor, şaşkınlıkla ikisine bakıp duruyordu ama şaşkınlığını belli etmeden konuşmayı başarmıştı.
"Selam Chuuya.Bir şey mi söyleyecektin."

Freedom | Soukoku | ✅Where stories live. Discover now