10. Akutagawa

1.3K 134 84
                                    

BSD 87.BÖLÜM🖤

87.Bölüm... Akutagawaya özel yazmak istiyorum bu bölümü.
İyi okumalar🖤
Oy vermeyi unutmayınız💞

***********************
Yine bir sabah, sonbahar ayında bir perşembe günü, gökyüzü bulutlu hava soğuk, battaniyeye sarılmış sohbet edenler... Akutagawa üşüyordu sonbahar ayını hiç bir zaman sevmemişti. Soğuk zamanlarda eski günlerini hatırlardı daima. Akutagawa üşüyordu ona battaniyeyle sarılmış Atsushi olmasına rağmen. Yatakta oturuyorlar, Atsushi başını Akutagawa'nın omzuna yaslamış mutlu bir gülümsemeyle gözleri kapalı bir şekilde uyuyordu.

Chuuya odada kitap yazıyor, Tanizaki Chuuya'yı izliyor ve arada sohbet ediyorlardı, Hirotsu ise uyuyordu,belliki o da soğuğu sevmiyordu kat kat giyinmiş sıkıca sarmıştı kendini. Rahat bir uykuda gibiydi. Akutagawa Atsushi'ye biraz daha yanaştı ve battaniyeyi daha da sıkı sardı. Ve en sonunda o da gözlerini kapatmıştı.

-Heyy, Akutagawa! Biraz kıpraştı yerinde, bir daha isminin seslenilmesi üzerine yavaşça açmaya başladı gözlerini. Etrafı inceledikten sonra hala omzunda uyuyan Atsushi'ye baktı, başına küçük ve nazik bir öpücük kondurduktan sonra yavaşça yatağa yatırıp kalktı Akutagawa.

Ona seslenen Chuuya'nın yanına gitti. Tanizaki masada uyumuştu. Hücrede tek uyanık Chuuya ve Akutagawa'ydı. Ve sanırım Chuuya bu durumu fırsat bilip Akutagawa ile konuşmak istiyordu.

-Ne yapıyorsun?
-Birazcık karalama. Bunun üzerine bir şey demedi Akutagawa. O da anlamıştı Chuuya'nın onunla konuşmak istemesini bu yüzden söze girmesini bekliyordu.

-...hey.
-Evet? Chuuya konuşmak istiyor ama nasıl diyeceğini bilmiyordu. Bir kaç kez daha ağzını kıpırdattı ama yapamadı, konuşamadı. En sonunda bir defterin arasında kağıda sarılmış bir şey çıkarttı.

Akutagawa onu gördüğü zaman şaşkınlıkla Chuuya'ya bakmıştı.
-Chuuy-
-Akutagawa! Akutagawa susmuş hala önündeki şeye bakıyordu.
-Nerden buldun?
-Bulmasaydım nolacaktı? Chuuya sinirle sormuştu ve sorusunun cevabını bekliyordu ama Akutagawa cevap verecek gibi gözükmüyordu.

-Ya Atsushi? Akutagawa neyden bahsettiğini gayet iyi anlamıştı. Arkasına dönüp huzurla uyuyan Atsushi'ye baktı. Gözlerini kapatıp başını masaya gömdü. Chuuya ise üzgün gözlerle onu izliyordu. Elini Akutagawa'nın saçına koyup okşadı.
-Ona söyle. Akutagawa yumrukları sıktı. Başını kollarının arasına gömmüş karmaşık duygular içinde kalmıştı. Chuuya ise sadece izliyebiliyordu.

-...yapamam.
-Ne zamandır?
-7 ay...
-Kimler biliyordu? Akutagawa bir süre durdu cevap vermek istemiyordu. Ama karşısında ki Chuuya'ydı, bir şeyler anlatmak istediği tek kişi. Ne zaman Chuuya'yla sohbet etse anlatmak isterdi, ne olursa olsun konuşmak isterdi onunla. Ve şu anda o anlardan biriydi. En sonunda kısık sesle cevap verdi.
-...sadece...sen. Chuuya bu cevapla olduğu yerde kalmıştı. 7 ay, 7 aydır kanser olduğunu herkesten saklayabilmişmiydi?
Her gün kan kusuyor ama bunu kimse bilmiyormuydu?

-Akutagawa ya-
-Biliyorum Chuuya-san... Başını kaldırmıştı masadan. Gözleri hafif kızarmış gibiydi, Chuuya'ya dikti gözlerini.
-Artık dayanamayabilirim, her an olabilir... 7 aydır farkındayım ama bir kere bile doktora gözükmedim, her geçen gün son günümmü diye düşünüyorum. Ama bundan sonra ona söyleyemedim, son günlerimde onu hep mutlu görmek istiyorum. Chuuya'nın bir şey demesine gerek kalmamaştı. Her şey açıkça ortadaydı. İkiside tek kelime etmedi, sadece sustu. Hücre yine sessizliğe gömülmüştü, elleri kolları bağlı oturuyorlardı.

-Akutagawa... Eğer bir gün uçmak istersen,sadece gözlerini kapat. Akutagawa şaşkınca Chuuya'ya baktı. Gülümsüyordu...ve gözlerini kapatmıştı. Akutagawa baktı, şaşkınca, karşısında bir kuş misali kollarını açmış olan adama, kimse inkar edemezdi onun şu anda uçmadığına. Akutagawa görüyordu, gökyüzünde süzülüyordu, güneşin altında bulutlarla beraber, sıcaktı, güneşe bakıyordu sanki gözleri kamaşmıştı. Bir büyü gibiydi. Ne zaman kapattığını bilmediği gözlerini açtı. Ona mavi gözlerle bakan adama döndü.
-Uçmayı unutma. Uçtuğun sürece özgür olacaksın.

Akutagawa o anı asla unutmamıştı. Ne zaman gözünü kapatsa güneşi görüyordu ve üşümüyordu. Bir gülümseme ile yatağa geri dönüp Atsushi'ye sıkıca sarıldı. Onun sıcaklığı ile kat kat örtünmeye gerek kalmamıştı. Akutagawa biliyordu artık, nerde olursan ol ısınmak için bir yer vardı. Ve Akutagawa'nın yeri Atsushi'ydi, o olduğu sürece, onunla geçirdiği tek anı bile onu yaşamaktan vazgeçirmezdi. Atsushi ile beraber özgür olacaklardı. Kışın birbirlerine sarılarak ısınacaklar, üşümeyeceklerdi. Akutagawa güzel hayallerle ona daha da sokuldu ve başını göğsüne yasladı ve kendini teslim etti güzel bir uykuya.
.
.
.
Yağmuru izliyordu Akutagawa. Aradan iki gün geçmişti ve kilit sisteminin ne zaman yapılacağı kesinleşmişti, 3 gün sonra 1 Ekim. Hücreler ise 3 Ekimde karışacaktı, bu 3 gün içinde birlikte daha fazla vakit geçirmeye çalışıyorlardı. Akutagawa tek an bile Atsushi'nin yanından ayrılmamıştı, Dazai ise Chuuya'yı bırakmıyordu, daha doğrusu rahat bırakmıyordu. Her an kavga ediyorlardı, ama onları tanıyan biri rahatça ikisininde birbirini sevdiğini söyleyebilirdi.

Akutagawa geceleri her saniye düşünmüştü, kan kusmaları daha da artmıştı çünkü. Bir yerden bilgi almıştı, Akciğer Kanseri'nin evrelerinde 8-12 aya kadar süre vardı. Akutagawa ise 7.ayı bitirmek üzereydi. Ekimde 8.aya giriyordu. O andan sonra biliyorduki ölecekti. Ne bir ilaç almış ne de bir tedavi görmüştü. 8 ay yaşaması bile bir mucizeydi. Bu yüzden kararını vermişti, birilerine söyleyecekti.

Dazai ile başladı. Yağmuru izlerken Dazai'nin yanındaydı, ikiside bir pencerenin önünde durmuş her yeri göl eden yağmura bakıp, düşünüyorlardı. Dazai'nin ne düşündüğü hiç belli değildi ama Akutagawa belliki nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.

-Akutagawa-kun... Akutagawa adının seslenilmesi üzerine ona döndü.
-Dazai-san.
-Bana bir şey söyleyeceksin sanırım. Elleri ceplerinde hala dışarı bakmakta olan Dazai, gülümseyerek konuşuyordu.
-...evet.
-Söylemeden önce benim bir şey söylememe izin ver, Akutagawa-kun sana her zaman güvenebileceğimi biliyordum, farklı bir insandın. Bu yüzden Atsushiyi sana emanet ettim. Biliyorum ki onu asla üzmek istemiyorsun peki bu son anlarındaki değişimle neden söylemek istiyorsun? Atsushi'nin üzüleceğini bile bile. Akutagawa olduğu yerde kaldı. Nerden anlamıştı? O hiç bir zaman söylemek istememişti ama Dazai'ninde söylemesini istemediğini düşünmemişti. Belkide bu yüzden bildiğini hiç belli etmemiş, Akutagawa'yı yalnızlığın içine bilerek gömmüştü, başını çevirdi ve pencerenin önüne çöktü.

-Akutagawa-kun, dediklerimi yanlış anlama, evet biliyordum ama bende senin gibiydim, Atsushi'ye bir şey olmasını istemiyordum...
Akutagawa ise sakince dinledi çöktüğü yerden.

-Dazai-san...ben üzülmesini istemiyorum.
-Ne yapacaksın peki?
-Söylemeyeceğim. Akutagawa eski haline dönmüştü bile, ayağa kalktı ve hücreye doğru ilerlerken adının söylenmesi üzerine arkasına döndü.

-Akutagawa-kun,Neden birden söylemek istedin?
-...
-...
-Çünkü uçabileceğime inandım.
-?
-Ölü bir kuş bana uçmayı unutmamamı söyledi.
-...
-Ama sanırım kanatlarım yaralı, tıpkı uçtuğunu inanan o kuş gibi.
-...Akutagawa-kun, o ölü olsa bile uçacak... Akutagawa'nın yanına gelerek, elini omzuna koydu. Ve devam etti;
-Ve ona inan, eğer o inanıyorsa sende uçmayı unutma... Her zaman umut vardır.

Akutagawa yine söylenen sözlerden etkilenmişti, ve bir gülümsemeyle hücreye ilerledi. Kapıdan içeri girdiğinde gülerek sohbet eden Chuuya ve Atsushi'ye baktı ve yanlarına ilerledi. Sanırım onlar gülümsediği sürece umut vardı...

* * * * * * * * * * *
Umut var, umut var , umut var inanıyorum.
İnandığın sürece umut vardır.

Bu bölüm Akutagawam için... Ama bitti gzüel günler... 3 gün sonra El-Fatiha

Freedom | Soukoku | ✅Where stories live. Discover now