58.BÖLÜM "REHA AKAY"

176K 12.6K 28.4K
                                    


Merhaba lütfen aşağıdaki yıldız tuşuna basmayı unutmayın, bölüm hakkında düşüncelerinizi ve yorumlarınızı da bekliyorum <3 Satır içi yorumlarınıza bayılıyorum. Sizi çok özledim yorumlarınızla hasret gidermek istiyorum bolca <3

58.BÖLÜM "REHA AKAY"

Zamanla beraber arkamızda bıraktığımız tüm izler silinse keşke...  Silinse ve gitse, üzerinden yeni insanlar geçse, unutulsa tüm acılarımız, hep iyileşsek... Olmaz mı? Keşke hiç hatırlamasak... Keşke hiç kendini hatırlatmasa bazı anlar... Bazı yara izleri...

Başımı tavandaki çatlaklardan ayırmadan, yer kendini belli eden boya çizgilerini izlemeye başladım, yorgunluktan sızlayan gözlerim kapanmak üzereyken içimdeki boşluğu doldurmak için sadece uyumak istedim. 

Odanın kapısı çaldı ve gözlerimi duvardaki çatlaklardan çekip kapıya çevirdim. Öykü cevap beklemeden içeri girdi ve okuldan gelir gelmez, çantasını bir kenara atıp yatağa geçmiş bana baktı. Bugün direkt okuldan çıktığım gibi kitapçıya geçmemiştim. Reha hocaya- daha doğrusu artık Reha'ya, bu akşam tıp sempozyumuna gitmek için söz vermiştim.

Kendimi yataktan kaldırabilmek için tüm çabamı harcarken Öykü gülümseyerek bana baktı. "Hadi gel, yemeği yaptım. Akşam yemeği ye, sonra geçersin kitapçıya."

Elim telefonuma gitti ve ana ekrandan saatin kaç olduğuna baktım. Reha'ya buranın adresini vermiştim, kapının önünde buluşacaktık. Saat epey ilerlemişti ve ben okuldan geldikten sonra hazırlanamamıştım bile.

"Yok," dedim hızla. "Ben bugün tıp sempozyumuna gideceğim, hani sana bahsetmiştim ya, Reha ile."

Öykü'nün gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Bütün sınıf mı gidiyorsunuz, anlamadım."

Olumsuz anlamda salladım başımı, dün gece evde geldiğimde keyfim o kadar yoktu ki, oturup Reha'nın bana sunduğu teklifi anlatamamıştım bile Öykü'ye.

"Hayır sadece o ve ben." Oflayarak ayağa kalktım. "Daha hazırlanamadım bile. Birazdan gelir."

Öykü iyice şaşırdı. "Nasıl yani, buraya mı geliyor birde?"

Başımı salladım. Öykü ağzı açık bana baktı. "Dün bir bugün iki. Neler oluyor bakayım sizin aranızda."

Omuz silkerken gardırobumun karşısına geçtim ve siyah tayt ve siyah tişörtümü çıkardım. "Bir şey olduğu yok," dedim ağır ağır ellerimi kullanarak. "Adam öğretmenim sonuçta."

"İyi de neden seni davet etti ve neden direkt sempozyumda buluşmak yerine seni almak için buraya geliyor?"

Aynanın karşısına geçip saçlarımı tararken yine bilmiyorum anlamında omuz silktim. "Dün tesadüfen bizim kitapçıya geldi, bende çok ıslanınca yardımcı oldum, o da bana katıldığı tıp sempozyumuna gelmek isteyip istemediğimi söyledi. Bende tıpla ilgili olan her şeyi çok merak ediyorum biliyorsun, o yüzden kabul ettim."

Hala Öykü'nün soru dolu bakışları üstümdeyken ona döndüm ve gülümsedim. "Sempozyumda hemen sahilin orada, kültür merkezinin yanındaymış, o da arabayla geleceği için geçerken bize yakın olduğu için beni almayı teklif sadece."

Öykü anladım der gibi başını salladı. "Peki," dedi. "Daha fazla üstelemiyorum ama gelince her detayı bilmek istiyorum bakalım bu adamın altından neler çıkacak..."

Güldüm. "Sen iyi misin peki?" dedi hemen sonra Öykü. "Hiç uyumamışsın gibi gözaltların mosmor, gözlerinin içine de kan sinmiş."

Gülümsedim. "Çok iyiyim merak etme." Lafı geçiştirdim. "Sence bunlar giymem için uygun mu?"

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin