bölüm on¹⁰

588 119 130
                                    

∿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birbirleriyle sohbet eden, gülüşen ya da sessizce önümden geçip giden öğrencilerin yüzlerini tek tek incelemek gözlerimi yormaya başlamışken kollarım yavaşça göğsümde çaprazlandı. Okul dağılış saatiydi ve ben eve gitmek yerine Jeno'yu bekliyordum. Çantamı kaptığım gibi çıkışa koşmuştum ve çoğu kişiden daha erken gelmiştim; onu kaçırmam imkansızdı, değil mi?

Gece boyu uyuyamamış, sürekli onu- daha doğrusu, benim için yaptıklarını düşünüp durmuştum. Çok şeyi merak ediyordum ve merakımı gideremezsem soru işaretlerimle birlikte çatlama eşiğine gelecektim.

Soğuk ve sert bir rüzgâr esmeye başladığında gözlerimi rahatsız eden saç tutamlarımı geriye atmaya çalıştım, tam o sırada biraz fazla uzağımda yürüyen bedeni fark etmemle adımlarım bana danışmadan harekete geçti. Kapıdaki kalabalıktan kolayca sıyrılan onu gittiği kaldırımda yakalayabildiğimde aceleyle seslenmiştim.

"Jeno!"

Duraksamıştı. Birkaç adım daha ilerleyerek tamamiyle durduğunda kafasını yavaşça bana doğru çevirdi. Gün içerisinde yine sadece çıkışta denk geliyordum ona ancak okula gelmiş olduğu için memnundum.

Kalbimin acayip çarpışlarını fark ettiğimde yutkundum ve ona doğru adımlayarak aramızdaki mesafeyi azalttım.

"Şey... Selam."

Ellerimi beyaz montumun ceplerine soktuğumda Jeno'nun gözleri gözlerime değdi. Ellerini kaldırarak koyu gri montunun altına giydiği siyah hoodiesinin kapişonunu yavaşça saçlarından indirirken bakışlarını bende tutmayı sürdürdü. Esmeye devam eden rüzgârla beraber siyah saç tutamları dağılsa da aldırmadan yanıtladı beni.

"Selam." ,dedi yavaşça.

Bu kez selamıma karşılık vermişti.

"Ben... Biraz konuşmak istiyorum."

Onunla konuşurken verdiği ya da vereceği tepkiyi neden bu kadar endişeyle beklediğimi bilmiyordum ancak onun üzerimde bıraktığı garip hissiyatın farkındaydım.

Kafasını salladı hafifçe, ardından ilerlediği yola doğru döndüğünde onunla konuşmama izin verdiği için ufak bir mutluluk yaşamış, daha fazla beklemeden yanında yürümeye başlamıştım. Dudaklarımı ıslattım, fazla zamanını almak istemiyormuş gibi direk konuya girmiştim.

"Son zamanlarda... Beni korumak için yaptığın şeylerden dolayı teşekkür ederim,"

Bakışlarımı görüş hizamdaki omzundan çıkarıp yan tarafından gördüğüm yüzüne odakladım. Konuşmamı kesmeyişi beni rahatlatmıştı.

there is a superhero in our school 英雄 jenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin