bölüm yirmi²⁰

733 126 228
                                    

Oturduğum koltukta ellerim dizlerime yaslıydı, parmaklarım gergince birbirleriyle oynuyorken gözlerim tam karşımdaki televizyon ekranına odaklanmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Oturduğum koltukta ellerim dizlerime yaslıydı, parmaklarım gergince birbirleriyle oynuyorken gözlerim tam karşımdaki televizyon ekranına odaklanmıştı. Renjun, elindeki kumandadan izlemeye çoktan karar verilmiş filmin adını aratmaya çalışıyorken mutfaktan tabak sesleri geliyordu.

"Çığlık atarsam gülmeyin, tamam mı?"

Duyduğum cümle üzerine gözlerimi çaprazımdaki koltukta oturan Jisung'a çevirdim, oturduğu koltukta bacaklarını kendine çekmişken uzun boyuna rağmen minicik gözükmüştü. Ne kadar korktuğundan ve onun yerine Marvel'dan bir şeyler açmamız için çırpınan Jisung'u dinlediğim için bahsettiği şeyi anladığımda gülümsedim.

Jisung'a kıkırdayan Chenle, yanındaki yastığı Jisung'a fırlatıverdiğinde Jisung son anda yakalamış ve kendine bastırmıştı.

"Mümkünse ağzına bastır şu yastığı,
bizi uğraştırma."

İkilinin atışmalarına daha geniş gülümsediğimde aklıma gelenlerle kapıya doğru dönderdim meraklı bakışlarımı. Mutfaktakilerin neden hâlâ yanımıza gelmediğini öğrenmek için yerimden kalkmak üzereydim ki, oturma odasına giriş yapmış kişilerle birlikte bundan vazgeçtim.

"Korku filmi açacağız derken baya ciddiymişsiniz."

Minji kendi kendine mırıldanarak elindeki patlamış mısır kasesiyle Jisung'un oturduğu koltuğa ilerlediğinde Jaemin de peşinden takip ederek yanlarına oturdu.

Jaemin'in arkasından gelen kişi ise Jeno'ydu. Gözlerimiz kesiştiğinde bulunduğum koltuğa yöneldi, yanımdaki boşluğa oturdu yavaşça. Elindeki patlamış mısırı izin alır gibi bakarak kucağıma bıraktıktan sonra da tek kelime etmeden geriye yaslandı.

Gergince önüme döndüğümde diğer yanımda kalan yerin ağırlaşmasıyla oturan kişinin Jinu olduğunu fark ettim.

"Ağlayacaksanız salonda da bir televizyon var,
gidip Disney falan izleyebilirsiniz."

Donghyuck sırıtarak Jinu'nun diğer yanına yerleştiğinde onun da elinde bir patlamış mısır kasesi olduğunu gördüm, çapraz koltuğa oturan Renjun ve Chenle'de de bir tane vardı.

Yakınımda hissettiğim el ile irkildiğimde gözlerimi Jeno'ya doğru çevirdim. Eli, önümde sallanan saçımı geride tutmak ister gibi havada duruyorken parmak uçları çok az tenime değdi, ardından o tutamları kulağımın arkasına sıkıştırdı. Kısa ve çabuk geçip giden bir andı. Benim aksime Jeno kucağımdakine bakarken ne yaptığını açıklar gibi konuştu.

"Kaseye giriyordu."

Gözleri yavaşça çıkıp gözlerimi bulduğunda ise hafızama resmen kazıdığı cümlelerini bir kez daha anımsadığımı fark ettim, bunu istemsizce yapıyordum. Kendime engel olabildiğim söylenemezdi çünkü konu o ve onun açıklasa dahi daha çok gizemle dolup taşıyormuş gibi gözüken kelimeleriydi.

there is a superhero in our school 英雄 jenoWhere stories live. Discover now