bölüm yirmi üç²³

608 122 93
                                    

Kafamın içi sorularla doluydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kafamın içi sorularla doluydu.

Nasıl sonunu getirdiğimi anlayamadığım okul gününün ardından arada bir koşar adımlara dönüşen hızlı adımlarım ile okuldan ayrılmış, yakınlarda olduğunu bildiğim taksi durağına vardığım gibi yarım yamalak hatırladığım adresi tarif etmiştim.

Jinu'nun tam anlamda iyileşeli geldiği ilk okul günü olmasına rağmen tek ilgilendiğim şey, elimden düşürmediğim telefonum olmuştu.

Jeno.

Onu çok fazla aramıştım, attığım mesajların ise sayısını bilmiyordum. Sadece bununla da kalmayıp her ders arasında okulu sadece bakışlarımla değil, adımlarımla da arşınlamış ve herkese onu sormuştum ancak yoktu. Gelmemişti. Gerçi, onu bıraktığım son hâliyle geleceğine olan inancım asla olmasa dahi yine de umutlanmak, benim için bir vakit kaybı değildi.

Şimdi ise taksideydim. Onu evinde, bir şekilde iyileşmiş bir durumda bulmayı temenni etsem de bir şeyin kötü yanlarını irdelemeyi ilk kez bu kadar reddetmiştim. Dertlerinin, fikirlerinin ve daha bir çok olayının onu daha da beter edecebileceği ihtimalini yol boyu kafamdan söküp atmak istemiştim.

Göğsümün ortasında çarpıp duran kalbim olacaklar hakkında tahminler yürütüp durmaktan bu kadar çok korktuğu için sağlıklı düşünmeme engeldi.

Dün olanlar da neydi?

Çarptığım arabaya yaslı durduğum birkaç dakikadan sonra evime dönme kararı aldığımda tek kelimeyle şaşkındım. Zihnim dolu doluydu ve bu can sıkıcıydı. Aynı zamanda yorucu. Uyuyakalana dek, uyandığımda ve okuldayken de tek düşündüğüm Jeno olmuştu.

Hayatla arasına belirgin çizgiler çekmişti, yaklaşık üç aydır da böyle devam ediyordu ancak Min Sung dedikleri çocuğun mezarına gittiğimiz gün mü başlamıştı her şey?

Ortada bir cinayet durumu var ise yakın zamanlarda gün yüzüne çıkarıldığı belliydi ancak Min Sung öleli bir seneden fazla olmuştu ve bu "katil" tabirinin bir metafordan ileriye gidemeyeceği barizdi.

Peki o zaman, ne kadardır Jeno ile uğraşıyorlardı?

Mezarını görmeyi bile hak etmediğini düşündükleri için mi başlatmışlardı bu kin mücadelesini?

"Geldik."

İrkildim. Dikiz aynasından bana bakan taksici üzerine kısa bir süreliğine düşüncelerimden uzaklaştım ve cüzdanımdan gerekli miktarı verip arabadan indim. Sızlayan gözlerime vuran rüzgârla birlikte uzaklaşan taksi, cadde boyunca sürmeye devam ettiğinde sertçe yutkundum ve önümde duran eve döndüm.

Kafamda dolanan yüzlerce sorunun hepsini zihnimin karanlık köşelerine gönderdiğimde bir süre bir şeyler düşünmemenin en iyisi olduğunu, sadece Jeno'nun söyledikleriyle bir şeyler bağdaştırmaya çalışacağımı hatırlattım kendime. Ardından daha fazla beklemedim ve evin beton yolunda adımlarımı ilerlettim. Aceleci değildim ancak sabırsız olduğum kesindi.

there is a superhero in our school 英雄 jenoWhere stories live. Discover now