bölüm on dokuz¹⁹

718 132 193
                                    

Sürüyerek açtığım kapıdan sızan soğuk havayla birlikte pek de geniş olmayan balkona girdiğimde kapıyı arkamdan kapattım ve gözlerimi korkuluğun orada duran bedene çevirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sürüyerek açtığım kapıdan sızan soğuk havayla birlikte pek de geniş olmayan balkona girdiğimde kapıyı arkamdan kapattım ve gözlerimi korkuluğun orada duran bedene çevirdim.

Kapı ses yapmıştı ancak dönüp bakmasa da, birinin geldiğini bildiğini biliyordum.

"Selam."

Güçsüzce mırıldandığımda çok da uzak olmayan ona birkaç adımda yaklaştım yavaşça, o sırada Jeno da omzunun üzerinden gözlerini bana çevirmişti ki gözlerimi yakaladığında, "Selam." ,diye yanıtlamıştı beni.

Başımı önüme çevirerek korkuluğa yaslandığımda onun benim aksime hâlâ yüzüme baktığını gördüm, konuşmamı bekliyordu belki de. "A, şey," ,arkamızda kalan odayı işaret ederek konuştum.

"Sen geri gelmeyince...
merak ettiğimden... geldim."

Jeno çok hafif tebessüm etti. Buna tanık olmak benim de tebessüm etmeme sebep olduğunda kafasını belli belirsiz salladığını gördüm. Ardından kafasını çok az kaldırarak gökyüzünü izlemeye başladığında da bir kez daha onu taklit ettim.

Gökyüzü açık lacivertti, yıldızlar yoktu. Çok uzun bakarsam içine çekebilecek kadar kocaman duruyordu. Tok bir gürültü vardı etrafta ancak on birinci kata sesin ulaştığı pek söylenemezdi.

O hâlâ aynı duruyorken ben kafamı indirdim ve dirseklerimi yasladığım demirlerden ayırmadan üzerinde durduğumuz bina katlarından aşağıya baktım yavaşça. Yükseklik beni biraz korkutsa da bir yandan, neredeyse karın hizamda kalan parmaklık güvende hissettirmişti.

Ara ara da olsa bir anda şiddetle esen rüzgâr üzerine hırkama daha çok sindim, havanın ne kadar soğuk olduğuyla ilgili bir şeyler söylemek istediğimde hemen yanımda duran bedene döndüm.

Dirseklerini kırmış, kollarıyla destek olarak yaslanmıştı demirlere. Siyah ve düz saçları uçuşuyorken gözünü rahatsız etmelerini pek umursamıyor gibiydi. Kahveleri manzaradaydı. Siyah boğazlısının üzerinde ince bir gömlek vardı, kalın giyinmediğini düşündüm ancak üşüyor gibi de gözükmüyordu. Etrafta attığı bakışlar kayıtsızken korkuluğun ardına taşan ellerini birleştirdiğini gördüm.

"Hava çok soğuk."

Jeno'ya bakarken söylediğimde aslında havanın değil de, ona olan şeylerin beni daha çok üşüttüğünü ekleyemedim.

Manzarada dolandırdığı gözleri bana doğru döndüğünde yavaşça doğrulur gibi oldu ve ifadesizliğini ilgili bakışlara çevirirken, "İstersen içeri girebiliriz." ,diye söyledi ve cevap vermemi ister gibi bekledi.

Onun çehresinde gezinmek isteyen gözlerimi bu isteklerinden zorla alıkoyduğumda, "Soğuğu severim," ,diye söyledim ve aklıma gelen şeyle birlikte tebessüm ettim.

there is a superhero in our school 英雄 jenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin