bölüm on yedi¹⁷

587 124 129
                                    

Saat tam 7'ydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saat tam 7'ydi. Dakikalardır ruhsuz bir şekilde açık tuttuğum gözlerim tam karşı duvardaki saatte duruyorken başım hâlâ Jeno'nun omzundaydı. Üstüme büyük bir yorgunluk çökmüştü. Oturduğum yerden doğrulacak gücü bile bulabileceğimden şüpheliydim, bu yüzden, Jeno yanımda olduğu için şanslı hissediyordum.

Başımı oynattım biraz. Dakikalardır aynı pozisyondaydık. Jeno, dediği cümleden sonra tek bir an bile konuşmamıştı. Her zamanki gibi tepkisiz kalmayı tercih ediyordu belki de, emin değildim. Dimdik duruyor ve neredeyse uyuyakalacak bedenimi taşıyordu. Arada bir oynattığı ellerini gördüğümden hâlâ ayık olduğunu anlayabiliyordum.

Bir an için daha fazla onu rahatsız etmemek istediğimi düşündüğümden kafamı kaldırmaya karar vermiş, ağrıyan gözlerimi parmaklarımla ovuşturmuştum.

"Biraz daha iyi misin?"

Jeno'nun sesiyle kafamı ona çevirdim. Aynı şekilde duruyorken gözleri, ovuşturduğum gözlerim arasında gidip geldi.

Kafamı tereddütle sallasam da, "Sanırım," ,diye mırıldandım ve başımı hafifçe yana eğerken yüzünü inceledim.

"Sen iyi misin?"

Sanırım bu soruyu en son iki-üç ay önce sormuştum ona, ya da etrafımdakilerin sorduğunu duymuştum. Jeno'nun çenesi kasıldı hafifçe, gözlerini neredeyse kimsenin olmadığı koridorda gezdirdikten sonra dudaklarını ıslattığında yeniden bana baktı.

"Sanma, iyi ol."

Kısaca söylerken soruma bilerek cevap vermediği barizdi, her zaman olduğu gibi kendisi hakkında herhangi bir bilgi vermeyi reddediyordu.

Ona neden nasıl hissettiğini söylemediğini sormak istesem de bir cevap alamayacağımı bildiğimden olsa gerek, "Orada ne oldu?" ,diye sordum yavaşça.

"Yani, bir çeşit öksürük krizine girmiş gibiydin."

Kendimce tahmin ettiğim şeyi ona doğrulatmak ister gibi gözüksem de aslında gerçekten ona ne olduğunu bilmek istiyordum. Kutlama gecesinde de buna benzer bir şey olmuştu, başını tutarak yanımdan uzaklaşışını unutmamıştım.

Cevap vermedi. Bir kez daha.

"Astımın mı var?"

Taksici adamın sorduğu ihtimali ona yöneltmemle derin bir nefes alırken kafasını hafifçe iki yana salladı.

"Hayır," ,dedi sakince.
"Önemsiz bir şeydi, unutman en iyisi."

Ondan net bir cevap alamamama şaşırmadığımda bulunduğumuz koridorun en sonundaki asansörden gelen anons üzerine kapılarının açılmasıyla dikkatim o tarafa kaydı.

there is a superhero in our school 英雄 jenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin