2~Yibo'nun sevdiği şeyler.

1.5K 225 288
                                    

"Seninki gelmiş okula sonunda."

Xiao Zhan dalgın bir ifadeyle önündeki sandalyede oturarak yemeğini yiyen Qing'e bakmayı bırakıp masaya yeni gelen arkadaşına çevirdi bakışlarını.

Eliyle kendisini gösterirken, "Benimki?"diye sordu. Biraz şaşırmış, biraz da kafası karışmıştı çünkü bu üniversitede onunki olabilecek tek insan karşısında oturuyor ve güzel güzel yemeğini yiyordu. Başka birini düşünememişti o an.

Arkadaşı onu oldukça olağan bir şekilde "Wang Yibo." Şeklinde cevapladığında kaşlarını çattı.

Yibo'ya seninki denmesinden çok 2 haftadır ortalıkta görünmeyip sonunda okula gelmesine takılmıştı kafası. Yibo başarılı bir öğrenciydi, çok yüksek puanla üniversiteyi kazanmıştı. Derslerini hiçbir şekilde aksatmaz, Zhan ile kavga etmek dışında zararlı başka bir şeyle de uğraşmazdı. Bu yüzden, ortalıktan kaybolduğu iki haftada Zhan çok fazla düşünmüş, düşünmekten bazı zamanlar delirdiğini sanmış, nihayetinde de birkaç kez Yibo'ya mesaj atmıştı. Cevap almayı zaten beklemiyordu ama, en azından küçük olanın mesajlarını görmesini beklemişti. Hayal kırıklığını bir kez daha içinde duyumsarken, bu hissi tüm öfkesiyle kovaladı.

Düşüncelere daldığı birkaç dakikanın ardından, hep yaptığı gibi bu durumun kendisini ilgilendirmediğine karar verdi ve ona Yibo'nun geldiğini söyleyen arkadaşına onu nerede gördüğünü sordu. Yemekhanedeydi ve o, gözleriyle etrafını taramaya başladığında Qing de birazdan onun kalkıp gideceğini fark ederek çantasından çıkardığı şiir kitabını Zhan'a uzatmıştı.

"Bu ne?" Zhan daha önce Qing'in elinde şiir kitabı dahil hiçbir edebi kitap görmemişti ve neden kitabı kendisine verdiğini anlamamıştı.

Qing kendinden emin bir şekilde gülümseyerek cevapladı onu." Yibo'nun yanında gitmiyor musun? Kitap onun. Benim yerime kendisine verirsin değil mi? Dersim başlamak üzere de."

"Hua Qing sence de kalbimi kırmıyor musun? Ağzından Yibo lafını duyunca bile sinirleniyorum bilmiyor musun?" Derken kitabı da sertçe masaya bırakmıştı.

Zhan bunları sormuştu ama aslında Qing'in bu durumdan keyif aldığını biliyordu. Yibo ile olan kavgaları onun egosunu okşadığının da farkındaydı uzun bir süredir. Ancak bunu çok dert etmezdi, Qing'i anlayabiliyordu. Kitaba bakarken sinirlerine hakim olması gerektiğini hatırlattı kendine.

"Alt tarafı bir kitap Xiao Zhan. Dersim olmasa senden bunu istemezdim."

Xiao Zhan az önceki öfkesiyle alakasız, sakin bir şekilde kafasını salladı ve kitabı eline aldı. Uzakta kendi başına oturup yemeğini yiyen Wang Yibo'yu gözüne kestirmişti bile. Arkadaşına ve Qing'e veda ederken Yibo'ya doğru yürümeye başladı. Arkası dönük bir şekilde oturan çocuğa yaklaştığında ise yüzündeki ifadesizlik yerini yaramaz bir gülüşe vermişti. Masanın tam yanına geldiğinde kitabı elinden düşürmüş gibi yaparak Yibo'nun önündeki yemek tepsisinin üstüne bıraktı.

"Bu ne böyle?" Yibo hiddetle sorduğunda, büyük olan onun şaşkınlık dolu ifadesini umursamadan sakince masaya oturdu. Parlak bir gülüşü vardı, saf gözlerle Yibo'ya bakıyordu. Bir iyilik timsali gibi duran yüz ifadesini ilk kez gören birisi kötülüğün ne anlama geldiğini bile bilmediğini düşünürdü

"Ah! Hay aksi elimden kaydı." Gülümsemesini gölgeleyen sahte şaşkınlığı ve elini ağzına götürerek verdiği abartılı tepki, Yibo'yu daha fazla sinirlendirmek dışında başka bir işe yaramamıştı.

Biraz sonra, "Naber velet?"diye sorduğunda ise Xiao Zhan artık daha çok kendisi gibiydi. Yüz ifadesi sahte mimiklerini geride bırakarak yaramaz gülümsemesini dudaklarına, kurnazlıkla parıldayan ışıltıları da gözlerine davet etmişti. Yibo bu sırada peçeteyle kitabı temizlemeye çalışıyordu. İç sayfalarında lekelenme olmadığını teyit ettikten sonra kitabı kenara koydu. Kitapları severdi ve onlara değer verirdi. Bu yüzden karşısında kaygısızca ve umursamaz bir tavırla oturan Xiao Zhan ile kavgalar etmek istiyordu. Ancak bunun için hiç enerjisi yoktu.

Can't Pretend~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin