26~ "Her şeyi birlikte halledeceğiz."

1.2K 154 278
                                    

Aniden gelişen ve zor olarak nitelendirilen anlar insanın bedeninde garip tepkilere yol açabilirdi.

Mesela kişi korkarak irkilebilirdi ya da donup kalabilirdi. Ancak Yibo'da bunlardan hiçbiri olmamıştı. Karşısında duran yabancı bedenin kim olduğunu ve neden evlerinde olduğunu hiç düşünmeden kapıyı sertçe kapatmış, eli anahtara uzanmıştı.

Ancak onun zekasının ve hızının yetişemediği şeyler de vardı. Anahtar diğer tarafta kalmıştı.

İçerideki yabancı yüzüne kapanan kapıdan sonra tıpkı Yibo gibi hızla hareket etmiş ve kapıyı tutan çocuğun gücünü ezip geçerek kapıyı zorlanmadan açmıştı.

"Gege!"

Yibo güçlü bir elin ağzını kapatması yüzünden sadece tek bir kez Zhan'a seslenebilmişti ve şimdi zorla içeriye sürüklenen bedeni, kapı ile yabancı adamın arasında tiksintiyle, korkuyla titriyordu.

"Sus."

Adam onun ağzını kapatıyor olsa bile gereksiz bir şekilde uyarmıştı. Panik ve korku her bir hücresindeydi, bu yüzden de mantığından oldukça uzaklaşmıştı. Kolları arasında tuttuğu çocuğun çırpınışlarına aldırmadan uzanıp ışığı açtı.

Yibo dibindeki adamın yüzünü daha net görmesiyle daha fazla rahatsız hissetti ve ağzını kapatan elden kurtulmak için daha çok çırpınmaya başladı.

Adam onu uzun süre tutamayacağını anladığında kapıdan uzaklaştı. Yibo'yu da ardından sürüklemiş ve onu yere iterken tek bir saniye bile tereddüt yaşamamıştı. Hareketleri sert ve merhametsizdi, fakat bunlar umrunda değildi.

Yibo düştüğü yerde sızlayan bedeninin haykırışlarını dinlememeye çalıştı ve ağzından çekilen el ile birlikte hemen ağzını sildi.

"Şansımı sikeyim."

Adam ellerini kafası arasına alıp sinirle yakındaki yatağı tekmelediğinde ,Yibo onun elinde tuttuğu şeye baktı. İki gün önce aldıkları orta sehpayı demonte bir halde yatak odalarına bırakmışlardı. Adam ise o sehpanın ayağını elinde tutuyordu. Zaten yeni taşındıkları bu evde çalınacak bir şey bulması imkansızdı, alacağı tek şey demonte sehpanın ayağı olurdu.

Yabancı beden panikle odada gezindiğinde Yibo yerde onu izlemeye devam etti. Fiziksel olarak ona engel olamayacağını çoktan anlamıştı ve bu yüzden tek çare olarak sesini Zhan'a duyurup duyuramadığını düşünüyordu. Duymamışsa bile kısa süre sonra odaya geleceğine emindi.

Adam aklına gelen fikirle durdu. Elindeki sehpa ayağına ve yerdeki çocuğa baktı. Sonra odanın köşesinde kalan aynaya yöneldi. Ayna büyük bir gürültüyle parçalanırken Yibo gözlerini kapattı ve aynı saniye kapı gürültüyle çalmaya başladı.

Yibo'ya seslendiği halde cevap alamayan ve her şeyden habersiz olan Zhan, parçalanma sesini duyduktan sonra kapıya vurmayı bırakıp açmak için kapının kolunu zorlamaya başlamıştı.

"Yibo! Ne oluyor ?"

Yibo yerden zorla kaldırıldı ve ağzı yeniden kapatılmadan önce bir kez daha bağırdı. " Gege polis çağır!"

Zhan kapının dış tarafında kısa bir süre donup kaldı ve bu küçük zaman aralığında aklından onlarca düşünce geçti. Bütün bedeni korkuyla yıkandıktan hemen sonra kapıyı daha büyük bir güçle zorlamaya başladı.

Adam kırdığı aynanın bir parçasını yeniden kolları arasına aldığı çocuğun boğazına dayadığında Yibo'nun nefes alacak yeri bile kalmamıştı.

Boğazındaki parçanın keskinliğini ve soğukluğunu sonuna kadar hissediyordu. Tehlikeliydi bu yüzden büyük olanın kapıyı açmaya çalışmak yerine polis çağırmasını istiyordu.

Can't Pretend~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin