25 ~ "Çilek mi, kiraz mı?"

1.3K 152 495
                                    

"Xiao Zhan?"

Zhan kendisine seslenen çocuğu umursamadan üzerindeki beyaz önlüğü çıkardı. Stajları bitmişti ve nihayet yurda gidip Yibo'yu alarak yeni evleri için alışverişe çıkabilirdi.

Zhuocheng sabahtan beri kendisiyle konuşmayan, gördüğü yerde başını çevirip giden arkadaşına anlam veremeyerek bakarken, aradan geçen hafta sonunda bir şey olup olmadığını düşünüyordu.

"Bir şey mi oldu?" Diyerek Zhan'ın omzunu tuttuğunda ise çenesine denk gelen beklenmedik yumruk yüzünden yere düştü.

Gözlerini büyütüp sızlayan çenesini tuttuğunda ve düştüğü yerde oturup kaldığında ne olduğunu anladı. Canı acırken yukarıdan kendisine bakan çocuğa doğru konuştu.

"Demek öğrendin."

Zhan yerdeki arkadaşına bakarken içinden tutup onu kaldırmak gelse de bu isteğe engel oldu. "Öğrendim tabi."

Öfkesini yüzüne vurma konusunda tek bir an bile tereddüt yaşamazken devam etti. " Ben günlerce perişan olup ağlarken, senin çoktan uğrunda bir deliye döndüğüm çocuktan haberler aldığını öğrendim."

Zhuocheng yerden kalkarken onu izledi. Hafta sonunu ailesi yanında geçirirken bu düşünce aklına geldikçe öfkelenmiş ve içten içe yaşadığı hayal kırıklığını derinlere itmeye çalışmıştı. Ancak nafileydi. Bir şekilde Yibo'yu özlemeyi, hatta özlemekten deliye dönmeyi hak ettiğini bilse de yakın arkadaşının Yibo istemiş olsa bile böyle bir şey yapmış olmasına fazlasıyla üzülmüştü.

Şimdiyse onun karşısındaydı. Öfkesi attığı yumrukla toz olup gitmiş geriye hayal kırıklığı kalmıştı. Tek bir söz diyordu içinden. Yibo hakkında tek bir söz etseydi, küçük bir heber verseydi eğer, ölmezdi ya diye hayıflanıyordu.

"Dinle, Haikuan okuldan mezun olunca Yibo senin hakkında bir kaç şey sormak için mesaj attı bana. Başta kabul etmedim ancak, sonra ne olabilir ki diyerek kabul ettim."

Zhan gözlerini devirdi ve Zhuocheng devam etti.

"Zaten bir yada iki haftada bir konuşuyorduk. Sadece gelmesine yakın daha sık konuşur olmuştuk. Hatta tesadüfen Yibo'nun kardeşini görmeseydin, ben verecektim sana onun numarasını."

Çenesindeki sızıyla yüzünü buruşturdu ve montunu giyerken sakince konuştu. "İstersen git üç beş gün küs bana. Ama yılbaşına partiye mutlaka gel tamam mı?"

Zhan yüzünü onun yüzünden çekeli çok oluyordu. Yere bakarken ona cevap vermedi. Yılbaşına dört gün kalmıştı ve Zhuocheng her yıl olduğu gibi bu senede bir parti düzenliyordu ve Zhan her yıl istekle gittiği partiye bu sene gidip gitmeme konusunda kararsızdı.Staj sonrası kendilerine ayrılan küçük kıyafet değiştirme odasında yalnız kalmadan önce Zhuocheng durdu ve ona baktı.

"Ayrıca elinin ayarını sikeyim. Çenem koptu adi herif."

Odada yalnız kalmadan önce Zhuocheng'in sesi son kez ulaştı kulaklarına. "Bu hikayede yanan ben oldum."

_________

"Yibo, neredesin?"

"Mutfaktayım."

Zhan uykulu gözlerini ovarak yeni evlerinin mutfağına ilerlerken kolları arasında sevgilisi olmadan uyanmış olmanın çökkünlüğünü yaşıyordu. Geniş mutfağa girdiğinde tezgahın önünde bir şeyler hazırlayan Yibo'ya yaklaştı ve arkadan beline sarıldı.

"Kollarımdan ayrılıp nereye gidiyorsun sen Yibo?"

Sesi azarlar gibi olsa da bu Yibo'yu güldürmüştü. Omlet yapmaya ara vermeden cevapladı arkasındaki bedeni.

Can't Pretend~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin