~33

54 17 48
                                    

Bölüm şarkısı : Mark Eliyahu /
Always Now

Keyifli okumalar...

🌙

Hayat bir kafesti. Ve o kafesten kaçış mümkün değildi. Herkesin belli bir süresi vardı orada kalmak için. Ancak belli bir imkanı, belli bir ayrıcalığı yoktu kimsenin. İmkan diye adlandırılan şey, fark edemedikleri ruhlarıydı.
Pes etmeyen, hayal kurmaya devam eden ve bir gün o kafesten umutla çıkmayı niyetleyen ruhlar kazanacaktı.

Küçükken başlar hayal kurmak.
En masum, en içten dilekleri hayatımıza ortak ederiz.
Küçükken başlar sevgiye inanmak.
En güzel, en özel insanları sevgimize dahil ederiz.
Ve yine küçükken başlar tutsak olmak.
Kafesimizi, ailemizin gönlüne yerleştiririz.

Benim ise, küçükken başlamıştı lanetim.

Tutsak olmuştum, ama ailemin kalbine değil.
Hayaller kurmuştum, ama gerçekleşeceğini ümit ettiğimden değil.
Sevmiştim, ama ayrılığı kabullenmediğimden değil.

Gece; karanlığını gücü kabul edip sararken tüm dünyayı, sessizlik mesken tutmuştu koca bir insanlığı.

Beynimin her bir hücresi, nakış nakış işliyordu acısını yüreğime. Bir hışımla kalkmaya çalışınca yataktan, karıncalanma hissi yaşayan kol ve bacaklarım, bedenimin bana yabancılığını hissettirmişti. Dayanma gücümün tükendiği bir aşamadaydım. Sanki bambaşka bir topluluk kuruluyordu şu an kafamın içinde.

Elimi şakaklarıma bastırıp ağrısını dindirmeye çalıştım. Fayda etmek yerine daha da ağrı yapıyor gibiydi.
En kötüsü de uyuşan elim, başıma götürdüğümde kendini hissettirmiyordu bile. Ağrı yüzünden kızaran gözlerime yaşlar da eklenince son çareyi telefonumda buldum. Yatağın yanındaki komodine uzanıp teyzemi aradım. Uykulu sesiyle açtığında, ona karşılığı ağlayan sesimle verdim.

"Teyze, odama gelir misin? Kendimi kötü hissediyorum."

Teyzem cevap vermeden telefonu kapattı. Yaklaşık bir dakika sonra kapıyı açıp koşarak yanıma geldi. Üzerindeki lacivert renkli geceliği ve alelacele aldığını varsaydığım hırkasıyla yine güzel görünüyordu.

Yatağımın kenarına oturdu. Endişeyle sordu." Canım, neyin var?"

İki elimi başıma sardım ve acıyla cevapladım. "Başım... Çok kötü. Beste Hanım'ı arayabilir miyiz?"

Kafasını hızlı hızlı salladı ve telefonumu alıp kayıtlı olan numarayı aradı.

Bir saate yakın bir süre sonra kapının çalışıyla birlikte teyzem aşağıya indi. Yukarıya çıktığında ise yanında Beste Hanım vardı. Beste Hanım, elindeki çantayı yatağımın köşesine bırakıp yanıma ulaştı.

"Miray'cığım nasılsın?"

"İyi değilim. Bu sefer çok şiddetli ağrıdı başım. Sizi de bu saatte rahatsız etmek istemezdim ama daha fazla ağrısına dayanamadım." dedim üzgün bir halde.

Ellerime dokundu. "Hiç öyle şey olur mu? Tabii ki rahatsız etmedin." dedi ve çantasından birkaç alet çıkardı.

Elindeki fenere benzer şeyle, gözlerimi kontrol etti. Aynı esnada birkaç soru sordu."Bu aralar kafanı meşgul eden olaylar oldu mu? Ya da kafana fazla taktığın bir durum?"

Başımı sağa sola salladım. "Öyle çok büyük bir olay olmadı." dedim.

"İlaçlarını, kontrollerini aksatmıyorsun?"

Ay Işığında Buluşalım|TextingWhere stories live. Discover now