27

43 7 0
                                    

Şeytan bir heykel gibi hareketsizdi. İnsanların dünyasında, köprünün ortasında, kendi karanlığıyla çevrelenmişti. Dökülen her kan onu oluşturan ateşi besliyor, kaybolan her ruh onunkini güçlendiriyordu. Sahi, şu karşısındaki manzarayı görmek için ne kadar beklemişti? Bir asır, iki, üç, on, yirmi... Hak ettiği yerde, en başından ona ait olması gereken topraklardaydı. Ve bu kez yalnız değildi.

Yine de bakışları ne zafer sarhoşu iblislerinde ne onları bu dünyaya sokan kapıda ne de hayatları bir bir heba olan insanlardaydı. Tek bir pırıltı görüyordu kaosun içinde. Simsiyah ve aynı zamanda ışıl ışıl. Tam da Şeytan'ın tahmin ettiği gibi, kendi gücünden bihaber, rüzgârda savrulup gidecek bir yaprak gibiydi Melissa. Dünyaları paramparça edecek ateşe sahipti ve yine de acı içinde kendi kendini parçalıyordu.

Ondan başkasının böyle büyük bir yarığı açabileceğini hiç düşünmemişti zaten Şeytan. Sınır'la dünyayı ayıran perdedeki çatlağı hissettiği an zihninde beliren tek resimdi Melissa'nın yüzü. Ve işte şimdi tam karşısındaydı kız. İki büklüm bedeninden oluk oluk yayılan karanlığa bakılırsa bir kez daha kendini kaybetmiş olmalıydı. Muhtemelen geçidin oluşmasını sağlayan da açığa çıkardığı bu güçtü.

Ah Melissa...

Gülmeliydi Şeytan, hatta kahkaha atmalıydı. İhtiyaç duyduğu tek şeyin Melissa olduğunun bundan daha güzel bir kanıtı olabilir miydi? Tek başına tüm duvarları yıkıp geçivermişti o. Şeytan'ın da tüm duvarları yıkıp iki dünyayı bir etmesini o sağlayacaktı. Yine de gülmüyordu Şeytan. Melissa altında kaldığı arabadan sürünerek çıkarken tek düşünebildiği ona ulaşmak, tüm gücüyle etrafını kuşatmak ve ona güvenli bir koza oluşturmaktı. Dudaklarından tek bir sözcük dökülmediği halde kalbinin tek arzusunu biliyordu iblisleri. Ondan önce Melissa'ya ulaşmış, kızı hasta eden açlığı kendi ateşleriyle beslemişlerdi.

Buydu işte Melissa'yı her zayıflığında uçurumun dibine sürükleyen. Bir türlü kabullenemediği özü doyurulmak istiyordu. İnkâr ettiği ruhu ateşe açtı. O yüzden ihtiyacı vardı Şeytan'a. O yüzden kâinatın en güçlü volkanın eteklerinde buluyordu kendini durmadan. Düştüğü yerde doğrudan Şeytan'ın gözlerine bakarken Melissa sonunda bu gerçeği anlamıştı belki de. İlk kez ondan kaçmıyor, ilk kez tüm sorularının cevabını bulmak ister gibi ilgiyle Şeytan'ı inceliyordu.

Ateşiyle ona şifa olan iblis kayarak yanından uzaklaşırken ağır ağır ayağa kalktı kız. Şeytan gibi o da aralarında uzanan görünmez ağın farkındaydı belki. Belki de bedeni onun yerine hareket ediyor, attığı her temkinli adımla onu Şeytan'a taşıyordu. Az sonra karşı karşıya kalmışlardı. Köprünün üzerinde iblislerinin canını almadığı tek bir insan kalmadığından çığlıklar yerini rahatsız edici bir sessizliğe bırakmıştı şimdi. Her bir yaratık efendilerinin sonraki hamlesini görmeyi, ne yapacaklarını ondan işitmeyi bekliyordu. Oysa Şeytan önünde kavuşturduğu elleriyle zamanda takılı kalmış gibi hareketsizdi.

Melissa onu izlerken dudaklarını birbirine bastırmış dişlerini sıkıyordu. Aklından geçen tonla düşünceden hangisinin ağzından kaçacağını kestiremiyor olmalıydı. Sonunda gözünden kopan siyah bir damla yanağına süzüldüğünde "Haklı olduğunu söylemeyecek misin?" dedi. Ateş yeniden yükseliyordu boynunda şişen damarlarında. Şeytan tepki vermediğinde sinirle yüzünü kuruladı. "Bunun için çıkmadın mı yine karşıma? Hadi! Sensiz bir hiç olduğumu söylesene. Sana muhtaç olduğumu. Sana ait olduğumu." Hıçkırdı Melissa ve kendi sesine tahammül edemiyormuş gibi başını salladı öfkeyle. "Kimse... hiç kimse anlamıyor. Kimse! Bunu... bunu ben istemedim! Bu gücü, böyle olmayı..."

Elleri birbirine dolanmış saçlarını çekiştirdi yolmak ister gibi. Şeytan ona doğru adım atmaya yeltendiğinde geri sıçramıştı dehşetle. "Bunu ben yaptım değil mi?" diye sordu. "Benim yüzümden buradalar." Her hece bir öncekinden daha çok canını yakıyordu sanki. Savaş meydanını andıran köprüyü göstermek için kollarını iki yana açtı. Titremeye başlamıştı. "Tüm bu insanlar... Hepsi...öldü. Öldüler! Allah kahretsin, öldüler! Hepsi benim suçum!"

CEHENNEM EKSPRES - SİRKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin