37

21 6 0
                                    

Aslan daha önce de savaşmıştı karanlıkla. Ölümün kıyısına kadar yüzmüştü bu ateşten kurulmuş topraklarda. Şimdi bir kez daha aynı güç vardı karşısında. Çok daha büyük bir hırsla saldırıyordu bu kez. Her şeyini kaybetmiş bir yaratığın son çırpınışlarıydı serbest bıraktığı gölgeler. Aslan'ı kıstırıyor, sıkıştırıyor, içine alıp yutmaya çalışıyordu. Hem dayanılmaz bir sıcak hem de ölümcül bir soğuk sarmıştı etrafı. Şeytan'a her temasında buzlar kesiyordu Aslan'ın etini ve açılan yarıklara ateş doluyordu.

Umursamadı Aslan. Zihni yeniden onundu sonunda. Savaşmak onun seçimiydi. Gücünü serbest bırakan onun aklıydı. Karar veren, uygulayan, sonuçlarına katlanan kendiydi. Şeytan'ın paramparça ettiği dövmesi ateşten bir ejderhaydı yeniden, Aslan'la birlikte kükrüyordu damarlarında. Altın bir yumağa sarmalanmıştı sanki bedeni. Neşeyle yanıyordu her bir hücresi. Muhtemelen çok geçmeden ölecekti bu dağda. Ama Şeytan'ın sonsuza dek kapana kısıldığını bilerek kapayacaktı gözlerini. Ve Melissa'nın hiçbir zaman ona ihanet etmediğini öğrenmiş olmanın hafifliğiyle uçup gidecekti ruhu.

Aldığı sert darbeyle yere kapaklandığında yine de gülümsüyordu bu yüzden. Kazanma şansı olmadığını bilse de pes etmeyecekti. Dayanmasını söylemişti çünkü zihninin içindeki ses. Emre... Onu Şeytan'dan kurtaran çocuk... Hala kanıyla bağlı olmalıydı Aslan'a. İstese bir kukla gibi kullanabilirdi onu. Ama bu kez bir emir değildi verdiği. Bir ricaydı, son bir arzu... Dayanmasını istiyordu ondan, çünkü hala Melissa'yı kurtarabilirdi. Bunu nasıl başaracağını Aslan'ın düşünceleri arasına fısıldamış ve Aslan da ona inanmıştı. Kendi canı için Şeytan'la savaşırken Emre'nin de Melissa'ya ulaşmak için adım adım süründüğünü görebiliyordu. Hayatta kalıp kalmamak umurunda değildi artık. Ama Melissa'nın kaçmayı başardığını görmeden ölemezdi.

O an yeniden bir gölge gibi üzerine çöktü karanlık. Aslan'ın Şeytan'ın dumandan pençelerinden kurtulma şansı yoktu. Bunu bilerek havaya kaldırdı onu düşmanı. Bir bulut gibi kuşattı sağını solunu. Aslan bir arı kovanının ortasında kalmış gibiydi; binlerce iğne etine batıyor, zehir hızla kanına karışıyordu. Acıyı görmezden gelip amacına tutundu ve aynı hırsla karşılık verdi. Ellerinden değil, derisinden yayılmıştı bu kez gücü. Onu yutmaya çalışan dumanın ortasına daldı bir anda. Bir zehir gibi sinsice ilerledi. Melissa'nın kanı vardı o güçte. Şeytan'dan çaldığı karanlık saklıydı.

Belki de o yüzden haykırarak geri sıçramıştı Şeytan. Aslan düştüğü yerden gururla karşısında yeniden şekillenen dumana baktı. Ortada yanan kızıl ateşin etrafında kalınlaşıyordu karanlık. Aslan'ın ona verdiği zararın hiçbir önemi yoktu muhtemelen. Yine de onu daha da kızdırmayı başarmıştı Aslan. Tabii bu mümkünse... Şeytan'ın bir boğa gibi ayaklarını yere sürttüğünü hayal edebiliyordu. Şüphesiz ki çok geçmeden en ölümcül saldırısıyla tepesine binecekti. Ellerini yerden kaldırmadan sırtını dikleştirdi Aslan da. Parmaklarından süzülen ateş taş zeminin içindeki kırıklara doluyordu. Çarpışmaya hazırdı.

Şeytan kasırga gibi üzerine eserken o da öne atıldı. Tam o an yeni bir komut belirmişti zihninde. Emre'ydi konuşan yine, ama rica etmiyordu artık, hükmediyordu bedenine. Sözlerini açıklayacak, Aslan'ı ikna etmeye çalışacak vakti yoktu. Tek bir şansı olduğunu biliyordu, o yüzden doğrudan emretmişti planını. Ve Aslan'ın bedeni kendi kontrolünden çıkıp büyüye kapıldı bir kez daha. Şeytan onun üstüne saldırdığında o karşılık vermek yerine sağına dönmüş ve en yakındaki On Üçlerin arasından dışarı zıplamıştı. Mantığı ışıktan bir duvara toslayacağını haykırıyordu. Oysa az sonra kafesten çıkmış, yaralı omzu üstüne düşmüştü.

Kükredi Şeytan arkasında. Aynı boşluktan, bulduğu deliklerden dışarı sızmak istiyordu o da. Yapamayacaktı. Duvara çarptığında duman kapladı kafesin her yerini bir anda. Çünkü bir kez daha birlikteydi kılıçlar. Üstelik bu kez halkayı tamamlayan Melissa değil Emre'ydi. Verdiği sözü tutmuş, kızın yerini almıştı Emre. Melissa'nın kurtulduğunu bilmek yeterdi Aslan'a, Emre onu kafesin içinde Şeytan'ın merhametine bıraksa da diyecek tek sözü olmazdı. Bunun yerine mükemmel bir plan yapmış, Melissa'yla kılıcın arasındaki teması kestiği o kısacık anda verdiği komutla Aslan'ı da esaretin dışına sürüklemişti Emre.

CEHENNEM EKSPRES - SİRKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن