32.BÖLÜM "DAVETSİZ MİSAFİRLER"

102K 5.7K 9.4K
                                    

Selam yıldızlarım.✨

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫

Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥

Keyifli okumalar...

*****

*****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

32. BÖLÜM "DAVETSİZ MİSAFİRLER"

Dakikalardır yalnız başıma oturduğum yataktan sarkıttığım ayaklarımı sallayarak dudaklarımı büzdüm ve bıkkınca ofladım.

Yiğit'in döndüğümüz zaman sen yoluna ben yoluma deyip arkasını dönüp uyumasının ardından neredeyse bir saat geçmişti. O uyuduktan sonra kalkıp yatak odasına gelmiş ve yatağın üzerine oturmuştum ama neredeyse sıkıntıdan patlamak üzereyim. Ne yaparsam yapayım zaman geçmiyor, canımın sıkıntısına engel olamıyorum. Yiğit'in bana söylediklerini ise düşünmek bile istemiyorum.

Gözlerimin içine bakarak babanı öldürdüm dedi ama en ufak bir üzüntü bile hissetmedim. Bana o kadar şey yapmış olmasına rağmen onun için üzülmemiş olmak vicdan azabı çekmeme neden oluyordu.

O öldüğü için Yiğit'le aramızdaki anlaşma da bitmişti. Çünkü artık ne onun beni yanında tutması için bir sebebi vardı ne de benim onun yanından kalmak, korumasına ihtiyaç duymak için herhangi bir nedenim. Her şey bittiği için, sonunda eski hayatıma dönebileceğim için mutlu olmam gerekirken kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

Üzerinde oturduğum yatağa bakıp uyusam mı diye geçirdim içimden ama sonra geceleri uyuyamadığım aklıma gelince bu fikirden hemen vazgeçtim. Gözlerimi yataktan çekip odaya baktım. Can sıkıntımın geçmesini sağlayacak, küçük bir aktivite yapacak en ufak bir şey bile yoktu. Yeniden başımı öne eğip bir kez daha ofladım. O sırada odanın kapısı açıldı. Bakışlarımı o yöne çevirdiğimde Yiğit'i gördüm.

Yatağın üzerinde oturan beni görünce kaşlarını çattı. Az önce benim yaptığım gibi odaya bir göz atarak yeniden bana döndü ve konuştu.

"Ne yapıyorsun burada?" Omuz silktim.

"Ne yapacağım? Oturuyorum."

"Tek başına?" Diye sorunca göz devirmek istedim ama kendimi tuttum.

"Salonda hiç konuşmayan, sürekli uyuyan ve somurtan senin dışında başka birileri var da benim mi haberim yok?" Sessiz kaldı. Önüme dönerken devam ettim.

"Ha orada oturmuşum ha burada ne fark eder ki? İkisinde de yalnızım sonuçta."

"Gel şu kediye bak! Sabahtan beri susmadı! Eğer biraz daha tepemde miyavlamaya devam ederse yemin ederim kapının önüne koyacağım." Gözlerim yeniden onu buldu.

KURALSIZ | KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin