27.BÖLÜM "SARHOŞ"

125K 6.1K 12.9K
                                    

Merhaba, yıldızlarım

Ekranın sol alt köşesinde bulunan yıldızı aydınlatarak okumaya geçerseniz çok sevineceğim.❥

Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Siz de yıldız ve kalplerinizi bırakabilirsiniz.

Keyifli okumalar...

*****

*****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

27. BÖLÜM "SARHOŞ"

Başımdaki şiddetli ağrıyla gözlerimi araladım. Işık gözümü kamaştırınca yeniden gözlerimi kapatıp başıma dokundum. Sanki şu anda başımın içinde birileri tepiniyormuş gibi hissediyorum ve bu his beni delirtiyor. Başımı iki elimin arasına alıp bıkkınca ofladım. O anda her şey bir bir aklıma gelirken hızla yeniden açtım gözlerimi.

Tanımadığım bir odada olduğumu fark edip doğruldum ve anında biriyle göz göze geldim. Öylece donup kaldım. Kahverengi gözlü, sarışın, genç, yüzünde yara izi olan bir adamdı. Karşıma bir sandalye çekmiş oturuyordu. Gözlerini bir saniye bile olsun üzerimden çekmezken bir açık olan kapıya bir de ona baktım. Uyandığımı fark ettiği hâlde hiçbir şey söylemedi ve öylece boş boş bakmaya devam etti.

Ayaklarımı yataktan sarkıtıp ben de dikkatle ona baktım. Güneş doğmuştu. Yiğit'in yokluğumu şimdiye kadar çoktan fark etmiş olması gerekiyordu. Acaba beni arıyor mudur? Ya kendi isteğimle kaçtığımı düşünürse?

Gözlerimi yeniden açık olan kapıya çevirdim. O sırada adamın hâlâ gözlerinin üzerimde olduğunun farkındaydım. Derin bir nefes alıp cesaretimi topladım ve aniden ayağa kalkıp koşarak kapıya doğru gittim. Daha kapıya ulaşamadan kolumdan tutup beni geriye doğru itince kendimi yerde buldum ve acıyla inledim.

Ayağıma bakıp beyaz sargı bezinin kan olduğunu görünce ağlamak istedim ama kendimi tuttum.

"Kaçabileceğini düşünecek kadar aptal olamazsın." Gözlerimi ayaklarımdan ona çevirdim.

"Sen beni kaçırmaya cesaret edecek kadar aptalsın ama." Tek kaşı kalktı.

"Cesaret etmek? Seni kaçırmak için cesarete ihtiyaç duymadım desem?" Yerden kalkıp yatağın kenarına oturdum ve yanıt verdim.

"Doğru, biraz aptal olman yetmiştir." Cevap vermedi. "Ne istiyorsun benden? Neden getirdin buraya?" Ellerini göğsünün altında birleştirdi ve ayak ayak üstüne attı.

"Küçük bir işimiz varmış seninle." Deyince kaşlarımı çattım.

"Benim seninle ne işim olabilir? Ne diyorsun sen?"

KURALSIZ | KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin