47.BÖLÜM "HUZUR"

137K 6.7K 13.1K
                                    

Selam yıldızlarım ✨

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫

Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.🦋

Keyifli okumalar.🍒

*****

*****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

47. BÖLÜM "HUZUR"

Dişlerim birbirine değerken üzerimdeki battaniyeye sımsıkı sarıldım. Yanan şömineye baktım. Az kalsın ısınmak için kendimi atacağım içine. Şömineye kendimi atma fikrinden çok çabuk vazgeçip sadece biraz daha yaklaşmakla yetindim, ateşin yüzüme vurmasına izin verdim. Bir an için battaniye omuzlarımdan kayar gibi oldu ama telaşla sımsıkı tutundum. Çünkü şu anda üzerimde hiçbir şey yoktu. Hepsi ıslandığı için çıkarmış, battaniye sarılmış ve Yiğit'in yaktığı şöminenin önüne oturmuştum.

Yatak odasına doğru bakıp Yiğit'in çıkmasını beklerken bir kez daha hapşırdım. Hapşırmaktan gözlerim sulanmaya başlamış, burnumun ucu acıyordu. Sanırım hastalığı üzerimden atmadan yeniden şifayı kaptım diye içimden geçirirken bir kez daha hapşırdım, tüm vücudum titredi, battaniyeye biraz daha sıkı sarıldım.

Bağdaş kurduğum dizlerimi açtım, karnıma kadar çektim. Vücudumun hiçbir noktasının görünmediğinden emin olduktan sonra başımı dizlerimin üzerine koydum, yanan şömineye baktım. Yiğit'in bahçede söylediği her şeyi bir bir hatırladım, yüzümde buruk ama kocaman bir gülümseme oluştu. Benim sevgimi kendime bile itiraf edemediğim zamanlardan bahsetmiş, sevdiğini söylemese de yanında kalmam için her şeyi yaptığını söylemişti. Sürekli sevgini hissedemiyorum dediğim adamdan böyle şeyler duymak midemde kelebeklerin uçmasına neden olmuştu. Onu öptüğüm, yanına geldiğim, şu an onu beklediğim hâlde hâlâ yelkenleri hemen suya indirmemek konusunda da kararlıyım ama.

Gözlerimi kapattım, sıcaklık mayışmama neden olmuş, uyku ağır basmıştı ama uyumamak konusunda direnmeye devam ettim. Bir süre bu şekilde beklemeye devam ettim, gözümü kapatmak uykumun daha çok gelmesine sebebiyet verdiği için gözlerimi yeniden açtım, başımı dizimden kaldırdım ve yıkık dökük, toz içinde olan salona bir kez daha göz gezdirdim. Tozdan ziyade bu ev resmen pisti. Yıllardır temizlenmediğine yemin bile edebilirim. Böyle bir evde 3 gündür nasıl kalıyor anlamış değilim. Kendine biraz saygısı olan bir insan böyle bir yerde bir dakika bile durmaz diye düşünürken şu an o evde olduğumu ve şöminenin önünde oturduğumu fark ettim ama ben mecburiyetten girmiştim buraya.

"Aklı başında olan bir insan o yağmurun altında oturmazdı biliyorsun değil mi?" Dedi Yiğit sonunda dakikalar önce girdiği yatak odasından çıkarken. Üstü çıplaktı, altında da siyah pantolonu vardı. Artık onun bu görüntüsüne alışmıştım, bu şekilde uyuyor, dolaşıyor olmasını yadırgamıyordum.

KURALSIZ | KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin