73.BÖLÜM "KABUSLAR VE İZLERİ"

66.6K 4K 4.6K
                                    

Selam yıldızlarım :)

Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.♡

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Bu bölüme yapacağınız yorumları da sabırsızlıkla bekliyorum. Bol bol yapmayı ihmal etmeyin :)

Medyadaki şarkıyı açıp okumaya başlayabilirsiniz.

Keyifli okumalar.♡

Instagram: gizzemasllan / kuralsizofficiall

******

******

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

73. BÖLÜM "KABUSLAR VE İZLERİ"

Ölüm, bu hayatta birçok şeyi anlamlı kılan tek gerçektir. Acıyı, hüznü, mutluluğu ve hatta zamanı bile... Ölüm olmasaydı tüm bunlar anlamsız olmaz mıydı? Ne gerçek bir acı olurdu ne de hakikatli bir hüzün yaşardı insanlar. Çünkü ölüm dışında bu dünyadaki her şeyin geri dönüşü vardı. Mutluluk mu? O da tüm bunlara bağlıydı bana göre. Söylesinize bana; bir insan gerçek bir acı yaşamadan, iliklerine kadar üzülüp mutsuz olmadan mutlu olmanın anlamını bilir miydi? Tam da bu yüzden en büyük hüzün ölümden sonrasına yakışırken mutluluk da en çok mutsuzluktan sonrasına yakışıyordu.

Ölümün anlamlı kıldığı en özel şey de zamandır. Ölüm olmasaydı zaman anlamlı olur muydu hiç? Her şeyi ertelerdik, hep bir sonraki zamana bırakırdık. Hatta mutlu olmayı, aşık olmayı bile... İnsan hep demez mi ölmeden önce mutlu olmalıyım, ölmeden önce aşık olmalıyım diye? İşte ölüm bu yüzden zamanı anlamlı kılardı. Bu yüzden de ölüm hiçbir zaman kötü bir şey olmamıştır. Acı mıdır? Fazlasıyla. Fakat kötü değildir, olamaz. Bu kadar duyguyu, hayatı anlamlı kılan bir gerçek kötü olamazdı ama anlamlı kıldığı o zamana da uymalıydı. Zamansız ölüm derler ya hani? İşte kötü olan ölüm tam olarak oydu. İnsanın hayalleri, umutları, beklentileri varken gelen ölüm kötüydü ve maalesef ki ölüm hiçbir zaman zamana uygun hareket etmemiştir. Bazen bebekken alır insanı, bazen ölmeyi dileyecek kadar yaşamışken ve ölümün acısını hisseden sadece geride kalanlar olur, başka hiç kimse değil.

Naz, genç bir kadındı. Ölümün yakışmayacağı kadar genç. Fakat ölümü seçen de kendisi olmuştu. Mutsuzluğun, hırsın, öfkenin, kinin esiri olmuş ve ölümü seçmişti. Zamansız ölüm tam olarak buydu işte. Kendi seçimi de olsa, yaşamaktan vazgeçen kendisi olmuş olsa da ölümü zamansız olmuştu. Kendine bir şans daha verebilirdi. Yaşayıp mutlu olmak için çabalayabilirdi. Her şeyi düzeltmek için hep bir fırsatı olurdu ama o kolayı seçmiş, zamansız bir ölümün kurbanı olmuştu. Eceli de kendi olmuştu, bu bir insanın gelebileceği en acı noktaydı ve o nokta onu sevmiyor olmama rağmen kalbimi acıtıyordu.

KURALSIZ | KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin