13 - İŞTE BAŞLIYORUZ!

983 97 106
                                    

MEDYA'YA MUTLAKA BAKMALISINIZ... VE ONUNLA İLGİLİ YORUMLARINIZI BEKLİYOR OLACAĞIM GÜZEL OKUYUCULARIM. ŞAHSEN BEN ÇOK BEĞENDİM... 💫💟

🥀🥀🥀🥀🥀

MEVLANA DER Kİ:

Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği NOKTADIR.

🥀🥀🥀🥀🥀

İnsan en büyük savaşı kendi içinde verir... Öyle zamanlar olur ki, kalbiyle beyni arasında sıkışıp kalır. Ne mantığını ne de kalbinin sesini dinleyebilir. İşte bu durum, çok berbat bir şey... Benim çoğu zaman aklım ve kalbim arasında kaldığım çok olmuştur mesela. Gerçekten çok kötü bir durumdu bu. Neyi seçmem gerektiğini biliyordum, ama bir yandan aklımdaki seçeneği seçmemem gerektiğini de biliyordum.

Verdiğim bir söz yüzünden.

Aileme zamanında vermiş olduğum bir söz yüzünden aklım ve kalbim adeta yarış halindeydi. Aklım; 'o okuldakilere iyi bir ders ver, sen göründüğün gibi değilsin' diyordu. Ama kalbim; 'ailene verdiğin sözü unutma, bunu yapamazsın' diyordu. Hani derler ya mutlaka kalbini dinlemelisin, sana en doğru yolu o gösterecektir diye. İşte bende öyle yapmıştım. Kalbimi dinlemeyi tercih etmiştim. Çünkü aileme verdiğim bir söz vardı ve tutmam gerekiyordu. Ailemin gözünde kötü olmak istemezdim. Küçük kızlarını kötü göstermek, verdiği sözü bile tutmuyor gibi göstermek asla istemezdim. O yüzden bende kendimi dizginliyordum. Tabi bu sonralarda gün geçtikçe zorlaşmaya başlamıştı. Elimden bir şey kaçmaması için zor tuttuğum zamanlar çok olmuştu. Artık kendimi sadece dizginlemeye çalışıyordum. Zor olsa da, bir şekilde idare etmeyi de öğrenmiştim.

Ama artık bitmişti. Dün akşam annemle babamın söyledikleri şeylerden sonra hemen sabah olmasını dilemiştim. Fazla sabırsızdım. Şimdi ise üzerimi çoktan giyindim. Çantamı ve telefonumu da alarak çıktım odamdan. Kahvaltı için mutfağa geçtim.

"Herkese günaydınnn." diyerek sıra sıra önce babamın, sonra annemin ve ondan sonra da ablamın yanağından öptüm. En son yeğenim Ege'nin yanağından da öperek abimi umursamadan yerime oturdum. Yüzünün asıldığını fark etmiştim ama yapacak bir şeyim de yoktu. Ona gerçekten çok kızgındım. Ve de kırgın.

"Günaydın kızım. Bugün çok neşelisin?"

Babam gülümseyerek sorarcasına bana bakıyordu. Ağzıma bir salatalık atarken konuştum. "Evet babacım, bugün çok güzel bir gün. Ve ben okulumu çok özledim."

Okulu değil, içindekileri çok özledim baba.

Annem, "bak Rüya'cım, fazla aşırıya kaçmadan." dediğinde gözlerimi devirdim. "Anladım anne, fazla aşırıya kaçmadan."

Ağzıma bir zeytin attıktan sonra çekirdeğini de çıkardım.

"Evet kızım, hastanelik etme de."

Babamın söylediğine hepimiz kahkaha attık.

Umarım babacım.

Gerçi, kötü bir fikir de sayılmazdı ama neyse...

**********

Aslında zordur bu dünyada, eğilmeden, bükülmeden, yıkılmadan ve başını öne eğmeden yürümek. Mesafeyi kimlerle koruyacağını, samimiyetini kimlere göstereceğini, kimlerle ağlayıp, kimlerle güleceğini bilmek zordur. Dillerde yalanları, düştüğünde ise yılanları tanıyabilmek zordur.
Ve yaşadığın tüm bu zorluklara rağmen, yarınlara umutla bakabilmek, hayata sımsıkı sarılabilmek zordur. Bazen diyorum, insan kalabilmek için bile, insanüstü bir çaba göstermek gerek.

RÜYAMSIN Where stories live. Discover now