22 - TELEFON KONUŞMASI

532 63 81
                                    

Uzun bir aradan sonra yine ben... 💫

Lütfen bu bölüme geçmeden önce, her şeyi hatırlamak adına bir önceki bölümü de olsa okuyun. ❤️

🥀🥀🥀🥀🥀

YAZAR'IN AĞZINDAN

Bekleyiş

Uzun bir bekleyiş içindeydiler.

Sahi kaç saat beklemişlerdi?

1? 1.5? 2? 3?

Evet,

Tam 3 saat beklemişlerdi ama hâlâ Rüya'nın doktoru çıkmamıştı odadan. Herkes büyük bir endişe içindeydi. Ama yine de sakin kalmak için zorluyorlardı kendilerini.

Sonunda odanın kapısı açılınca doktorun başına doluştular. Hemen, "durumu nasıl?" diye sordu Rüzgar. Sesi çok fazla endişe yüklüydü.

Orta boylu, hafif tombul ve saçlarında yer yer beyazları olan adam derin bir nefes alarak hepsinde gelişigüzel göz gezdirdi. Ve ardından konuştu.

"Çok fazla dumana maruz kalmış. Ciğerlerindeki dumanı temizledik, ama yine de bir kaç gün hastanemizde müşahede altında kalsa onun için çok daha iyi olacak gibi."

İlker Bey, "peki şu an nasıl?" diye sordu hızlıca. Kızı için çok endişelenmişti o da.

"Şu an seruma bağlı bir şekilde uyuyor."

Rahatlamayla karışık derin bir nefes almışlardı.

Bu sefer de Sarp bakışları gibi endişe yüklü sesiyle sordu. "Peki ne zaman görebiliriz?"

Rüzgar'ın yine şüpheli bakışlarından habersiz endişe ve korkuyla karşılarındaki doktora bakıyordu. Bakışları sorgu doluydu.

"Tahminen 1.5 - 2 saate uyanır. Tekrar kontrol ettikten sonra sizi tek tek odaya alabilirim, ama çok kısa bir süre." dedikten sonra kısa bir sessizliğin ardından, "geçmiş olsun." diyerek uzaklaştı.

Herkes rahat bir nefes almıştı. Rüya'nın durumu düşündükleri ve tahmin ettikleri kadar kötü değildi ne de olsa. O iyileşecekti.

Alper ise derin bir nefes alarak koridor boyu bahçeye doğru yürümeye başladı. Kuzeni iyiydi. Ona hiçbir şey olmamıştı ve genç adam da buna çok sevinmişti. Çünkü o biraz da kendini sorumlu tutuyordu. Eğer Rüya'nın yanından ayrılmasaydı ve okuldan çıkıp gitmeseydi belki de şu an o odada olmayacaktı. O yangının ortasında kalmayacaktı. Rüzgar abisi sonuna kadar haklıydı. Ona hak veriyordu. Hepsi de kendi sorumsuzluğu yüzünden olmuştu. Sürekli, her defasında kızların yanına gidip duruyor, hep onlarla birlikte oluyordu.

Kızlar bekleyemez miydi?

Rüya'dan değerliler miydi?

Elbette hayır...

1 saatlik yenik düştüğü nefsi yüzünden, belki de sevgili kuzenini sonsuza kadar kaybedebilirdi. Bunun düşüncesi bile çok kötüydü.

**********

Pars, nezarethanelerin oraya doğru giderken yüzünde akıl almaz bir sırıtış vardı. Amacına ulaşmıştı ne de olsa. Tayfun artık ellerindeydi. Yakalamışlardı en sonunda. Hülya'yı eve bıraktıktan sonra soluğu karakolda almıştı. Ondan sonra hastaneye geri dönecekti.

"Komiserim, buyrun." diyerek büyük demir kapıyı açtı görevli. Ona ağırdan bir baş selamı vermesinin ardından içeri adımladı. İşte karşısındaydı. Aralarında demir parmaklıklar vardı. O hak ettiği yerdeydi. Daha ifadesi alınmamıştı ama dosyasının çok kabarık olduğunu biliyordu. Adamda her suç vardı.

RÜYAMSIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin