32 - YALNIZLIK

112 12 22
                                    

Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, kendini bulmaktır.

💟💟💟💟💟

Öğretmen çıkabileceğimizi söylediğinde toparlanıp sınıftan çıkmıştık. Bugün karnelerimizi almıştık. Bir yılı daha bitirmiştik. Bu sene başımıza gelen o kötü olaylar yüzünden sınava çalışamadığımız için haliyle üniversite sınavına da girememiştik ama söz vermiştik ailelerimize. İyice çalışıp seneye girecek, ve güzel yerlere gidecektik.

Başımıza gelen olayların sebebi biz değildik.

Seneye girmemiz gereken bir sınav vardı...

"Şimdi ne yapıyoruz?"

Çağrı'nın sorusuna cevap veren ben oldum. "Hepimiz bizim eve gidiyoruz. Karnelerimizi merak ediyorlar."

Böylelikle hepimiz Sarp'ın arabasına binmiştik. Neyse ki, sığmıştık. Zor olsa da..

Araba evin önünde durduğunda hepimiz inip, kapı ziline basıp bekledik. Bir süre sonra annem kapıda belirdi. "Hoşgeldiniz çocuklar." dedi yüzündeki gülümsemeyle. Ben hiçbir şey söylemeyip sadece gülümseyerek içeri girdiğimde nezaketen Çağla ve Çağrı aynı anda, "hoşbulduk Şule teyze." demişlerdi. Ardından Ela'da çekingen bir sesle, "hoşbulduk." derken en son Sarp'ın sesi duyuldu.

"Hoşbulduk Şule anne."

Gözlerimi kocaman açıp arkamı döndüm ve şaşkınca yüzüne bakakaldım. Ne demişti o? 'Anne' mi?

Sarp'ta bana bakarak sırıttı ve göz kırptı. Daha sonra benim aynı bakışlarım direkt annemi bulurken o da şaşkınlığını üzerinden anca atmış gibi görünüyordu. Ben Sarp'tan bir an önce bu durumu düzeltecek herhangi bir cümle bekliyordum. Fakat beklediğim de gerçekleşmemişti hâlâ. Bu yüzden de tekrar yeşile çalan irislerim Sarp'ı bulduğunda bakışlarım sadece uyarı odaklıydı. Ama o, omuz silkmişti.

Burada denilicek şey miydi şimdi bu?

En azından abimin yanında böyle bir hata yapmıyordu. Zira, abim hâlâ Sarp'tan beni kıskanmaya devam ediyordu. Daha alışamamıştı bize.

O sırada Çağla yanıma geldi ve muzip bir sesle konuştu.

"Niye bu kadar şaşırıyorsun ki canım? Sarp geleceği söyledi bize."

Başımı arkadaşıma çevirdim ve ters bir bakış attım. Zaten ben bunu bilmiyordum. Ama şimdi söylenir miydi bu Allah aşkına. Annem bunun üzerine hiçbir şey söylememişti. Bu, kızmadığını gösteriyordu. Zira eğer kızmış olsaydı bunu bakışlarıyla bile belli ederdi.

Hep birlikte içeri geçtiğimizde herkesin burada olduğunu gördük. Pars abi ve Eda abla da dahil.

Bütün gözler bizi bulduğunda ilk abimin sesi doldurdu salonu.

"Hoşgeldiniz. Eee, karneleriniz nasıl bakalım? Söyleyin."

Yüzümüze dikkatle bakıyordu. Diğerleri de öyle.

Çağla gülümseyerek, "benimki takdir." dedi, bizden önce. Ardından Çağrı'da, "bende teşekkür aldım." derken Ela'da teşekkür aldığını belirtmişti. Çağrı Takdir'i sadece bir puanla kaçırmıştı. Ne kadar kötüydü değil mi? Ela'da yaşadıkları yüzünden derslere kafasını veremiyordu. Teşekkür alması bile mucize sayılırdı. Sarp ve benden hiç ses çıkmadığı için bakışlar bize döndü.

Hafifçe gülümseyerek, "takdir aldım." dedim. Sarp'ta söylemişti benden sonra. Onunki de takdirdi.

Rüzgar hafifçe sırıtarak, "aferin benim kardeşime." dedi ve oturduğu yerden kalkıp tek adımda yanıma geldikten sonra kolunu omzuma atmıştı. Ondan sonra da Pars abi, "tebrik ederim sizi. Umarım seneye gireceğiniz üniversite sınavında da iyi sonuçlar elde edeceksiniz. Biz inanıyoruz." diye konuştu. Çok istiyorlardı bizim üniversite okumamızı. İyi yerlere gitmemizi. Meslek sahibi olmamızı.

RÜYAMSIN Where stories live. Discover now