20 - YANGIN

747 79 228
                                    

MEDYA : Çağla

😍😍😍

Bir gece ay bana sordu. "Neden seni ağlatan biriyle berabersin?"
Aya baktım ve dedim ki, "sen hiç gökyüzünden vazgeçebilir misin?"

🏵️🏵️🏵️🏵️🏵️

2 SAAT ÖNCE

YAZAR'IN AĞZINDAN

Genç kız sabah uyandığında ilk önce ılık bir duşa girdi. Ardından odaya geri dönerek üzerini giyindi. Üzerine siyah boğazlı uzun kol bir badi, altına da siyah ve kırmızı ince çizgileri olan kısa, dizlerinin hemen üstünde biten bir etek giydi, badisinin eteklerini de onun içine soktu. Saçlarını ise sadece taradı. Zaten saçları dalga dalga olduğu için şekil vermesine gerek yoktu. İşte bu yüzden Çağla, belki de en çok saçlarını seviyordu. Güneş gözlüğünü de başının üzerine doğru taktı. Çantasını ve telefonunu alarak odasından çıktı ve kahvaltı için mutfağa girdi.

"Günaydın." diyerek yerine oturduğunda annesi ve babası da aynı şekilde karşılık vermişlerdi.

Yaklaşık 20 dakikanın ardından kahvaltısı bittiğinde ayağa kalktı ve önce annesinin, ondan sonra da babasının yanağından öptü.

"Ben gidiyorum." diyerek çantasını ve telefonunu aldığı sırada babası küçük bir tebessümle konuştu. "İyi dersler kızım."

Çağla ona gülümseyerek karşılık verdiğinde, bu sefer de annesinin sesi duyuldu. "Rüya'ya da çok selam söyle."

Hafifçe tebessüm ederek, "söylerim anne." diyip onlara el salladı ve mutfaktan, ondan sonra da ayakkabılarını giyerek evden çıktı. Okula doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı. Nasılsa daha dersin başlamasına vardı.

Telefonuyla oyalana oyalana yürümeye devam ederken, bir süre sonra ekranını kapatarak çantasına koydu. Başını kaldırarak yürümesine aynı tempoda devam etti. Okula yaklaşmıştı nasılsa. Az ileride sağ ve sola ayrılan yol ayrımı vardı, oradan doğru sağa tarafa dönecekti.

Ve aradan fazla bir zaman geçmemişti ki, okulun yolu için sağa tarafa döndüğünde sonradan idrak ettiği tanıdık bir simayla birlikte adımları kendiliğinden durdu. Bir süre boş gözlerle karşısına baktığında, aklına üşüşen anılarla birlikte gördüğü yüzü de tanımış oldu. Gözlerini kocaman açmaya başlarken, onun telefonla olan konuşmalarını duyabiliyordu.

"Ne demek bulamadık!" diyordu öfkeyle. Az ileride siyah son model bir arabanın yanında, ayakta dikilmiş bir şekilde öfkeyle telefonla konuşuyordu. Adam sadece önüne bakıyor, başını hiçbir tarafa çevirmiyordu. Bu yüzden de Çağla'yı henüz görememişti.

Ama genç kız gayet iyi görüyordu onun yan profilini. Hâlâ şaşkınca ona bakmakla yetiniyordu. Adam oldukça çok öfkeliydi.

"Bana, o kızı hemen bulacaksınız!" diye bağırdı bu sefer de. Öfkeyle soluyordu. Öyle ki, göğsü bir inip bir kalkıyordu. Çağla bunları net bir şekilde görebiliyordu. Daha sonra birden şahit olduğu telefon konuşmalarını idrak etti.

'Kesin benden bahsediyor' diye mırıldandı. Hemen geldiği yola geri giderek duvar kenarına saklandı. 'Beni görmemeli' diye mırıldandı bu sefer de. Çünkü öyleydi, gerçekten de görmemeliydi. Çağla'da saklanmayı tercih etti. Onun gitmesini beklemekten başka çaresi yoktu.

Bekledi,

Bekledi...

Kaç dakika bekledi bilmiyordu. Ama okul saatinin yaklaştığını çok iyi biliyordu. Bir süre sonra başını saklandığı yerden o tarafa doğru uzattı yavaşça. Hâlâ oradaydı. Adam ise kısa bir süre sonra başını o tarafa doğru çevirdiğinde, Çağla'nın da eş zamanlı olarak başını geri çekerek saklandığı yere sinmesi bir oldu. Eli de çoktan kalbine gitmişti. Korkudan hızlı hızlı atıyordu.

RÜYAMSIN Where stories live. Discover now