34 - GÜZEL İNSAN

88 11 19
                                    

Ömür bir masal gibidir. Ne kadar uzun değil, ne kadar güzel yaşandığı önemlidir.

🌷🌷🌷🌷🌷

Bazı insanlar hak etmedikleri haksızlıklara uğramalarına rağmen seslerini çıkarmazlar. Kimi ailesinden, kimi sevgilisinden, kimi en yakın arkadaşından kırılmıştır. İki dakika sonrasına çıkmaya garantimiz yokken şeytanca planlar yaparak iyi niyetlerini suistimal eden insanlarla karşılaşmışlardır.

Susarlar...

İçlerinde kıyamet kopup iç sesleriyle kavga ederler ve kendilerine zarar verirler.

Susarlar...

Kimseyi kırmayacak, üzmeyecek ve ağlatmayacak kadar merhametlidirler. Yapılan onca haksızlıklara karşı 'çıt' sesleri çıkmaz.. Oysa onlar herşeyin farkındadır ve sadece şimdilik sineye çekerler.

Susarlar...

Çünkü bilirler ki, kimsenin ettiği yanına kar kalmaz..

Çünkü bilirler ki, iyiler er ya da geç kazanırlar..

Şu an ise hissettiği bir çok duygu vardı genç kadının. Adını bir türlü koyamadığı garip bir duyguydu bu. Tarifi imkansız bir duygu... Ne olduğunu asla bilmediği bir duygu...

Belki de saatlerce baktığı gibi oldukça öfkeli gözlerle karşısına bakmaktaydı hâlâ. Ve önündeki içki şişesinden yine büyükçe bir yudum dikti kafasına. Bu kaçıncı bardak olmuştu bunu da bilmiyordu.

Herkes bir yerlere dağılmıştı. Saatler önce masada sadece Rüzgar, Eda, Çağla ve Çağrı kaldığında dakikalar öncesinde de iki aşık dansa kalkmış, Rüzgar ve Eda'yı bir başına bırakmışlardı. Fakat şu an ise masada sadece Eda vardı.

Rüzgar ise onun tam karşısındaki bir masada, kim olduğunu bilmediği bir kızla oturup gülüşerek konuşuyorlardı. Daha doğrusu sadece kız konuşuyor, Rüzgar dinliyordu. Ya da dinliyormuş gibi yapıyordu. Zira göz ucuyla şu an kendilerine bakan öfkeli gözlere bakıyor, ardımdan sırıtarak önüne dönüyordu. Amacı belliydi.

Eda'nın tepkisini merak etmiş ve görmek istiyordu. Görüyordu da. O öfkeli gözleri görmemek mümkün değildi. Genç kadın ise hâlâ o tarafa doğru bakarken, yanından geçen garsondan bir şişe daha istedi. İlk geldiklerinde sadece kola istemişti oysaki. Alkol içmek istememişti fakat ne ara kendini alkol içerken bulmuştu bilmiyordu.

Önüne konulan şişeden büyük bir yudum daha aldı. Hâlâ bakışları ise o taraftaydı. Neydi bu hissettikleri, bilmiyordu. Şu an bilmekte istemiyordu. Ama şunu biliyordu ki, daha fazla o ikisinin samimi hallerini görmeye dayanamayacaktı.

Kıskançlık mıydı yoksa bu?

Hiç mi hiç bilmiyordu.

Adını bir türlü koyamıyordu,

Koymakta istemiyordu.

Siyahlara bürünmüş bakışları hâlâ onlardayken, kızın elini Rüzgar'ın yüzüne koyması ve ona yaklaşmaya başlaması son nokta olmuştu. Öfke dolu bir sesle, 'erkek değil misiniz, hepiniz aynısınız' diye mırıldanırken birden ayağa kalktı. Ya da kalkmaya çalıştı. Bir an önce buradan gitmek istiyordu. Paytak adımlarla ve alkolün de verdiği etkiyle zar zor çıkışa doğru yürümeye başladığında tek isteği sağ salim odasına çıkmaktı. Çünkü çok başı dönüyordu. Alkolü fazla kaçırmıştı. Bunu biliyordu. Fakat bu detayı umursamadı.

O sırada genç adam kaşları çatık bir şekilde izliyordu onu. Alkol kullandığını biliyordu, bunu oradan fark etmişti. Bakışları, tavırları da zaten bunu ele vermişti. Onun kaşlarının çatmasının sebebi, kızın başı dönüyordu ama kendisi bu durumu hiç umursuyor gibi görünmüyordu. Bu şekilde yukarı çıkamayacağını biliyordu.

RÜYAMSIN Where stories live. Discover now