Güzel elbisesiyle yavaşça ilerlediğini gördüm o görkemli tacı ve dik duruşuyla ben bir kraliçeyim diyordu onu ilk defa bu kadar mutlu gördüm tüm halktan aynı ses çıktı
"Küçük Kraliçemiz çok yaşa " gülümsedi küçük bir kraliçeydi ama normal bir krali...
Anneanneme hep derdi 'geride bıraktığın insanlar için üzülme kim olursa olsun' küçükken bu dediğini kolay sanırdım ama şimdi ilk defa yanıldınanneanne geride bıraktıklarınızaüzülün bu sizi merhametli biri yapar
Sanki sarayın içi ve dışı melezlerin yaptığı şeylerden sonra kararmış gibiydi aslında karşıdaki ne olursa olsun kararır . Saray her saray gibi kral kraliçe ve çocukları yaşardı ama bu sarayda ayrı doğa üstlülerin en güçlüleri burada eğitildi yazın bir seçme olurdu en iyiler girerdi ailemin hepsi gibi bende saraya girebilmiştim üstüme beyaz bir sweatshirt giydim altım siyah bir tayt giydim altıma spor ayakkabılarımı giydim aşağıya indim kuzenim Ezgi yemeğe oturmuştu bile karşısına oturdum "Naber lan kel ?" Göz devirdi "Anne Gökçe gene kuroluğunu açtı ya " diye bağırdı "Ne alakası var altı üstü naber lan kel dedim " " Kızlar kavga etmeyin " diye mutfaktan geldi Su teyze ve masaya oturdu " Sizi ben şimdi 7 ay sonra mı göreceğim ? " "Sekiz" ikimiz aynı anda demiştik "Ah daha uzun" dedi elini kalbine koyarak "Ne güzel işte kendine yeni manita bulursun " " Yan komşu çok yakışıklı onu yap " "Biz yakışıklı enişte istiyoruz " "Özelikle de yan komşu gibi " dedi Ezgi güldüm ellerimi yanaklarıma koydum şaşırmış gibi yapıp "Ne yapın ? O senin babannn" diye bağırdım ikimizde kahkaha atık " Sizi hiç özlemeyeceğim " güldük yemeğimizi yiyip evden çıktık bu gün okulun başladığı gündü ormanının içine girip elimizi havaya kaldırdık ve sarayın girişindeki ormana ışınlandık bunu bir insanın görmesi imkansızdı varlığımızı unutmuşlardı bize inanmazlarsa bizi göremezlerdi . Saraydan içeri girdik bu gün fazla kalabalıktı rahatsız edici kalabalık herkes Arabulucunun ve gerçek dragon soyundan biri görecekti (Ezgi gerçek dragon soyundan annemde öyle işte benim anne tarafın ilk dragonlardı pek doğaüstülerin yanına yaklaşmayı sevmeyiz ) İçeri girince herkes sustu nefesleri bile tutan vardı özelikle de prensler Ezgi utanmıştı o küçük prense aşk da onun bu haline güldüm elimi boyuna atım ve yeniler masasına oturdum herkes bize bakmaya devem ediyordu kral ve kraliçeye baktım açıklama yapıp bizi serbest bırakması gerekti Kral ayağa kalktı "Yeni eğitim öğretim yılına hepiniz hoş geldiniz bu öğretim yıllı iyi geçmesini diliyorum dersleriniz her zamanki gibi olacak üçüncü sınıfların liderleri lütfen odama gelsinler serbestsiniz " dedi ve yerine oturdu herkesin size baktığını düşünün sessizce fısıldayarak bu sinirlendiriyordu beni ayağa kalktım Ezgi yanında ki dragon kızla konuşuyordu bana baktı "Etrafa bakacağım " dedim ve odadan çıktım saraya giren herkesin bir perisi olurdu istediği anda yanında olurdu yanımda altın sarısı bir peri belirdi "Selam " "Merhaba arabulucu " göz devirdim "Adım Gökçe " tamam genel olarak iletişim de kötüydüm hata berbat ne olduğumu öğrenince benden korkuyorlardı "Kusura bakma adını bilmiyordum Ey benim adımda " gülümsedim "Bana okulu gezdirir misin ? İşin yoksa " "Tek işim sensin " dedi tatlı tatlı gülümsedim önden uçmaya başladı "Gördüğün sarayda tam 89.000.000 oda var..." "Çokmuş " "Evet ama bu odalara eğitim göreceğiniz yerler kralın, kraliçenin ve varislerin odaları ve çalışma yerleri yemek odası toplantı odası arena sayılmıyor " "Peki kalacağımız yerden başlasak orayı aklımda tutsam iyi olabilir " merdivene yöneldi onla beraber bende tam üç kat çıktık uzun bir koridor vardı koridorun sağ sonuna doğru ilerlemeye başladı son kapıdan içeri girdi evet periler nesnelerin içinden geçebilir kapının kolunu açıp içeri girdim kocaman bir odaydı
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"İşin en güzel kısmı " gülerek dedi peri ve iki aynayı açtı aynalar giyinme odası ve banyoydu "Çok iyi " "Aslında sarayın en küçük odası burası sen beğenmesin diye krala konuşabilirim" "Hayır çok güzel bir oda ve burası mı küçük bura evdeki odamdan daha büyük" peri güldü "Aslında sırf seni rahatsız etmek için elinden geldikleri kadar kötü yaptılar odayı seni Ezgiyle yatıracaklardı ama Ezgiye haksızlık olur diye vaz geçtiler " "Babaannem hep derdi evin güzelliği içindekilerin mutluğuna bağlıdır diye "
"o çok iyi biriydi" dedi gülümsedim bir büyü emiciydi türüne ihanet edip kendisini doğruluğa adamıştı kafamı salladım iyilik değişken bir şeydi ✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨ Tüm sarayı dolaşmış tık Ey gerçekten de iyi bir periydi eğlenceliydi bir koskoca sarayı dolaşana kadar akşam olmuştu karşımız dan bir çocuk geliyordu uzun boylu kaslı hafif esmer kumral saçlarıyla aşırı yakışıklıydı kurt adamdı "Seni Alfayla tanıştırayım " dedi peri ve kayboldu çocuğun yanına gitmişti yanıma geldi hızla " Hadi " dedi ve gene kayboldu göz devirip alfanın yanına gittim "Bak benim sahibim " "Arabulucu dimi ?" Kafamı salladım "Bir adın yokumu sana türünle seslenmek garip olur "bunu diyen ilk kişiydi "Gökçe " "Gökhan " dedi elini uzatarak gülümsedim ve tutum "Okuldakiler seni sıkmış olmalı " omuz silktim "Kaçmakta iyim beni sadece girişte gördüler " Gülümsedi dövmesi ilgimi çekmişti bu dövme sadece mavi orman kurtlarına aiti "Mavi orman Alfası en genç alfa yani " kafamı salladım omuzu açıp ona gösterdim bende babamda onların sürüsündeydi "Benim sürüme aitsin " "Babam sizin sürünüzdeydi " "Hiç sürüde bulunmadın mı ?" "babam 5 yaşındayken öldü sürüde bulunduğum süreyi hatırlamıyor " "Ben hatırlıyorum Küçük Kraliçe " babaannemin bana dediği lakaptı bu utanmıştım "ııı şey ben acıktım yemek saatinde geldi gidim " dedim ve yanından geçtim Ey yanıma geldi "Kızardın " konu değiştir konu konu "Senin sahibin değil arkadaşın olmak istiyorum " dedim hızlı hızlı yürüyordum hala "Ne ?" "Beni duydun" dedim gülümsedi "Teşekkürler " dedi gülümsedim ve yemek salonuna girdim
Sizce yukarıdaki gelecekte ki gibi konuşma güzel mi ? Yani öyle devam etsin mi ? Okuduğunuz için teşekkür 😊
