ACI'NIN YENİ ADI

23 1 0
                                    

Olay tam olarak alıştığın da başlıyormuş kayıp ettiğinde ondan öncesi değilmiş acı o dünyada değilken zihnimizde bir anıyken her şey daha kolaydı bulmak için herkes o kadar çabalıyordu ki dünyanın dört bir yanına bakmıştık ne Gökçe vardı ne ölü kraliçe Ezgigilin evinin otur odasındaki tabloya bakıyordum ölü kraliçe eşsiz bir parçaydı herkes için yüzünün güzelliği vücuttu babam neden sevdiğini iyice bakınca anlıyordun annem çirkin biri değildi ama ölü kraliçenin eline su bile dökmezdi annesinin kızı dedikleri şey sanırım tam olarak bu Ezgi içeri girdi yanıma oturdu
"hala bir şey anlatmadı çıldıracağım "elimi sırtına koydum
"doğru olan bu sanıyor " eliyle yüzünü kapattı ve yaslandı kapı çaldı ayağa kalkıp kapıyı açtı gelen Gökhan'dı "yanında kim varsa çıkart ben konuşacağım"
"Gökhan ben..."
"canını asla acıtmam zorlamayacağım Ezgi bir yıldır Su teyzenin hazır olmasını bekliyoruz Aybükeler geldi ellerinde gene bir hiç var izin ver ikna edim"
"Alex kapıya gel çıkıyoruz"  yavaşça ayağa kalktım en doğrusu baştan beri buydu Ezgi zoru seviyordu  tabloyu aldım Su Hanım ile karşılaştım
"sadece inceleyeceğim zarar vermeyeceğim" kafasını salladı kapıya doğru gidip çıktım Gökhan ne diye çıkartıyorsa nasıl olsa duyuyoruz her şeyi Ezgi girişteki çimlere oturmuş elleri ile çimleri çekiyordu yanına oturdum seslere odaklandım
"efendim amacım..."
"sen haklısın ama yapamıyorum"
"artık yeter yapmadığınız şey ne kardeşinizin yeğeninizi ait olduğu yerden alması mı ? "
"ben ablayım..."
"ben kendimi sizin yerinize koyuyorum efendim benim sizin kardeşinizden daha yakın bağım olan ruh bağım var ve ben o ölse tanrı korusun bırakın hayatını anlatmakta zorlanmayı nasıl ruh bağı yaptığını bile anlatırım kardeşiniz ölmedi kendi gözlerimle gördüm size yemin ederim amacım sizi üzmek değil zorlamak hiç değil yeğninizi çok seviyorum onun için savaşmaya hazırım her konuda lütfen bildiklerini anlattın bana" uzun bir sessizlik oldu yada bana artık her şey uzun gelmeye başlıyordu  "sana bildiğim tek şeyi diyeceğim ve beni rahat bırakacaksınız "
" size yemin ederim bir daha kapınızı çalmayacağız "
"Gökçe hep annesine benzetirdim her konuda kararları duruşu tek fark Gökçe korkak biri değil Arya ise çok korkak biri Gökçenin de Aryanın da en büyük hayali insanlar gibi basit bir hayattı Gökçe çok küçükken bende kaldığı zamanlar Arya gelirdi evet ölmediğini biliyorum saklanıyordu hep söz verirdi onu da alıp gideceğim normal bir hayat yaşayacağız bebeğim diye insan olarak buluncalar dünyada ikisi ikinci hayatlarında bundan eminim ve Arya çok zeki biridir hep uzaktan her şey küçük görünür garip insanlar belli olur yakından ise hepsi aynıdır derdi "
" bir yol sırf iki cümle diyeceksin diye bekledik ve bize yakına bakın mı diyorsun ? Gerçekten de acımasız abla kardeşlersiniz efendim teşekkürler ona acı çektirdiniz için"
"acı çektiğini nerden biliyorsun onun en büyük hayali annesi ile tanışmaktı hayallini gerçekleştirmekti benim ki " "siz kardeşinizin hayalini gerçekleştirdiniz yiyeninizin değil" "bunu bir kurtla tartışmayacağım"
"çünkü tartışacağınız statüde biri değilim" dedi ve kapı açılma sesi geldi Ezgi ayağa kalktı
"o beni annem olamaz" diye fısıldadı Gökhan'a
"çok şey değiştirdi bizden bir yıl Ezgi çok şey aldı hepimizden değişmesi çok normal koruyor sadece"
"Gökhan benim annem değil " diye ağlamaya başladı annesi baştan beri bizi dağıtmaya çalışmış her zaman  dünyadan saçma yerler demişti orayı karış karış aratmıştı bizi Gökhan'ının annesinin ölümüne bizim bile kabul etmediğimiz sırlarımız ile bizi vurmuştu bir yıl içinde çok kötü bir kadın olmuştu
"ya yalan söylüyorsa "
" ne zaman yalan söyledi ki sadece her şey geç söylüyordu "Ezginin göz yaşları durmak bilmiyordu yere oturmuş ölü kraliçeye bakıyordum Gökhan Ezgiyi kendine çekti göğsünde ağlamaya başladı ezgi Gökhan sadece bir alfa değildi bunu anlamıştım bu yıl o aynı zamanda abileri en merhametlileri en sakinleri en sadık olanı en anlayış sahibi olandı gökçeye bu dünyada başka kimse yakışamazdı iki kusursuz
"hadi toparlan bizimkilerin yanına gidelim " burunu çekip geri çekildi tamam dercesine kafasını salladı Gökhan bana elini uzattı tutup ayağa kalktım
"siz bizimkilerin yanına gidin ben Ünal Abi ve Kaya bir işimiz var "
"ne işi ?"
" önemli bir şey değil gelince şey ederiz kasabalara bakmaya başlayın siz "
"tamam" omuzuma vurdu ve arabasına bindi ve gitti Ezgiye baktım yüzü aşırı solgundu kiminki enerjikti ki Cantaş bile omuzumda ağladığını hatırlıyordum
"biraz yürüsek mi ?" kafasını salladı evlerinden aşağıya sahile doğru yavaş yavaş yürümeye başladık elini tutum bana bakıp gülümsedi
" Gökçeye bir kere senle mühür olmadığımızı hissettiğimin mühür olmadığını demiştim keşke o zaman mühürüm deseydim belki hep beraber daha çok olurduk"
"nerden bilebilirdin ki bende mühürüm olmadığımı demiştim" derin nefes aldım keşke her şey çok başka olsaydı Ezgiye baktım keşke onu hiç bırakmasaydım 

KÜÇÜK KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin