KÜÇÜK KRALİÇE

KOKMALISIN

"o ben değilim "
"O sensin Aya "

Odamın kapısını açtım ve Gökhan'ı gördüm gülümsedi
"Günaydın " 
"Günaydın "
"Nasılsın ?"
"Başım ağrıyor "
"Dün çok içtin ondandır al " güçlendirici iksir verdi aldım
"Sen mi yaptın ?"
"Evet "
"İksir dersinde berbatsın sanıyordum " bir yudum aldım gayet iyi ayarlanmıştı
"Sadece derslere girmiyorum berbat değilim yoksa "
"Evet anında etki yaptı iyimmişsin "
"On parmağım da on marifet "
"Gökhan "
"Efendim "
"Dün ne oldu akşam ?"
"Hatırlamıyor musun ?"
"Hayır"
"Doğum günü kutladık "
"Onu hatırlıyorum Gökhan içtikten sonra"
"Bir şey olmadı beni ne kadar sevdiğini falan dedin sonra ben seni yatağına yatırdım bu kadar "
"İyi bari saçmalamışım "
"Senden bahsediyoruz lütfen "
"Kahve içelim mi ?"
"Kahve mi ?"
"Evet bildiğim güzel bir yer var oraya gidelim "
"Gidelim " okuldan çıktık yolu izlemeye başladım
"En büyük hayalin ne ?"
"İyi bir saray savaşçısı olmak istiyorum senin ?"
"Bir hayalim yok "
"Nasıl yok ?"
"Hayalimdeki her şeyi yaptım kraliçeden intikam alsam yeter "
"Nasıl bir intikam alacaksın öldürecek misin onu ?"
"Öldürmek ona kolaylık sevdiklerinin ondan gitmesini izleyecek "
"Nasıl yani ?"
"O gün olunca görürsün "
"Peki " arabayı durdu gelmiştik indim kafenin yanında bir okul vardı
"Ben okuldakiler yerinde olsam buradan çıkmam "
"Bende " elimi tutu kafeden içeri girdik yoğun kahve kokusu vardı içerde o kadar doluydu ki hakaret ederken zorlanıyordun
"Anlaşılan onlarda derse girmiyor"
"Yada aşırı iyi bir yer "
"Oda olur "
"Yumsak için late "
"Filtre kahve " içeceklerimizin gelmesini bekledik geldi ve dışarı çıktık dışardaki sandalyeye oturdum
"Telefonu mu alıp geliyorum "
"Tamam " araba kafenin önünde duruyordu telefonu aldı
"Şşşt güneşim ol parla bana " diye bağırdı yanımızdaki kız arkadaşları güldü yanıma gelip oturdu
" Güneş ha "
"Ne yapıca güzelim yakışıklı olmak böyle bir şey" gülümsedim kızlar hala bakıyordu
"Ne bekliyorsun canım benden sana gitmesini mi ?"
"Erkek milleti canım her an her şey olur"
"Belki annen gibi bir kadın olsaydın olabilir derdim ve onu kısıtlardım ama değilim senden güzel ve kişilik sahibi biriyim üzülerek söylüyorum buradan sana ekmek yok " tüm arkadaş grubu oooo diye bağırdı insanlar ne çabuk satıyorlar birbirlerini 
"Peki ondan bana gelirimi sin yavru ceylan" dedi gruptaki erkelerden biri onlara doğru dündü
"Aslan benim avcıyı bile yerim dönün önünüze " sinirli sinirli bana baktı saçımı savurdum
"Güzel olmak böyle bir şey " güldü
"Kraliçe parti düzenledi yarın için "
"Gidişim için biliyorum gidecek misin ?"
"Hayır"
"Öleceğim malum değil ölmesem ben bile gideceğim  "
"Ölüm partine mi ?"
"Gökhan kesin değil ölüp ölmeyeceğim"
"Nasıl bir kesinlik gerek ?"
"Gökhan efsane yırtık bunu kaç kere diyeceğim ölümüm en güzel hali diyor "
"İyide hep sen diyorsun öleceğim  diye bunu biz sana diyoruz "
"Diyen olmayınca diyorum "
"Aklım yanıyor gibi hissediyorum senin yanında yapma şunu "
"Senden bir söz alabilir miyim ?"
"Nasıl bir söz ?"
"Eğer senden önce ölürsem arkamdan gelmeyeceksin "
"Bu sözü veremem "
"Zorundasın Gökhan senden son isteğim hep bu olacak"
"Gökçe...."
"Bu gün  öleceğim dediğiniz gibi kesin değil eğer ölmesem seneye bu gün en yakın Rihanna konserine götür beni eğer ölürsem sen git ve oraya mühürle beni" mühürlemek bir kurttun mührü ölmeden önce kurt onun arkasından gelmesin diye zaman verirdi  o zaman geçince dediği yerde kurt zamana mührünü mühürler ve kadın da erkek de huzura ererler
"Söz tamam söz bir yılın var geri gelmen için"
"Bence geri gelmem " ters ters baktı koluna başımı koydum kahveden bir yudum aldım
"Seni her zaman seveceğim " kafamı kafasına doğru çevirdim
"Bende " yaklaşıp dudağıma bir öpücük bıraktı
✨🌙✨🌙✨🌙✨🌙✨🌙✨🌙✨🌙✨🌙
"Onu kaçırdın sandım "
"Korkak değil "
"Evet o bir salak sende öylesin yerinde olsam onu korurdum"
"Öyle mi Taya bak sana ne diyeceğim  bizim senin gibi sihirli ellerimiz yok yada senin gibi zekamız biz kalbimizle düşünür kalbimizle hareket ederiz bana salak diyorsun ya yaptığım şey senin fikrine göre bin basar her harika da ölecek ya sevdikleriyle yada hiç kimse olmadan ben de sevdikleri ile ölmesini seçtim benim yerimde olmazsın Taya çünkü senin götün buna yetmez. Hadi sevgilim aşağıya inelim " dedi akşam olmuştu ölmek üzereydim  elini tutum bahçeye çıktık tüm okul bahçedeydi etrafa kameralar vardı canlı yayın ha güldüm tam ortada  siyah bir kafes vardı kafesin önüne geldim parmağımı kafesin demirine koydum altın sarısı oldu demir kafes içine girmek için kraliçe öldürmek gerekirdi bir sürü kafes renkleri içinde altın sarısını vermişti saray bana kraliçeye döndüm
"Başladı mı canlı yayın? hilal çıkmak üzere"
"Başladı " Ezgi ve Aybüke yanıma geldi cebimden yüzükler çıkardım
"Bizi ölüm ayıramaz "

Aybüke'nin yüzüğünü parmağından geçirdim bu yüzükler bizi birbirimize bağlamak için var ölürsem gücüm onlara geçecekti gülümsedi
"Taşı seninkinden " annemin yüzüğü ile bağlamıştım yüzükler aslında annemin değildi benimdi artık annem ile arasındaki büyüyü kırmıştım gülümsedim
"Bu taş yüzüğü sadece Öz dragon olan biri taka bilir " dedi Ezgi
"İyi de ben..."
"Size hep diyorum benim ailem sizsiniz onlar değil " gözleri doldu Ezgi'ye döndüm

Ezgi'nin kini de parmağından geçirdim
"Kılıcımın metalin den yaptım senin için"
"Ok yapsaydın bıraktığın işi tamamlardım"
"İşimi ben bitirdim. Büyülü mekan temiz artık herhangi bir durum için siz bekliyor"
"Oraya sensiz gitmeyeceğim"
"Evine sahip çık Ezgi " dedim ve arkamı döndüm Gökhan zorla gülümsedi ve yüzüğümü gösterdi
"Oda bana mı ?"
"Onu asla kimseye vermem annemden kaldı o "
"Bana ne var o zaman ?" Yanağına bir öpücük kondurdum
"Rihanna konserinde görüşürüz "

                             GÖKHAN

Kafesten içeri girdi kurtların yanına gittim göz göze geldik gülümsedi hilalin ışığı yüzüne yansıdı gözlerini kapatıp sertçe açtı altın sarısı gözleri ile aşırı korkunç duruyordu yanmaya başladı sırt kısmındaki kanatlar görünüyordu ellerini hızla açtı altın sarısı kafes paramparça oldu kafesleri devler bile parçalayamazdı bize doğru ilerlemeye başladı saray koruyucuları kalkan yaptı kalkan kül oldu
"Sıçtık " dedi Cantaş durdu ve Cantaş a baktı arkama sakladı benle göz göz geldi üstüne Altın sarısı bir elbise geldi savaş kıyafeti çıkmıştı bir şey arkasındaydı yanan kocaman bir Anka çıktı Anka mı? Bir dakika anlatmayı durduruyorum Gökçe bir kurt ve dragon melezi Anka olmaz sadece Dragonlar Anka olabilir yani Gökçe'nin babası kurt değil zaten o olsaydı dövmesi giderdi babası hain seçildi ama dövme var krala döndüm hafif dolu gözler ile Gökçeyi izliyordu kralın kolundaki dövmeyi hatırladım Ölü Kraliçe için küçükken bizle anlaşma yapmıştı benim dövme mi almıştı Gökçe Küçük Kraliçe olduğuna artık emindim birden gür bir ses koptu herkes diz çökmüş yere bakıyordu ve hepsinin gözleri altın sarısı idi  bir ben ayakta idim gözleri altın sarısıydı hala
"Hilalin ışığı söndü " diye fısıldadım yavaşça yere bıraktı kendini ve insan bedenine döndü herkes  yavaşça ayağa kalktı  onun yanına koştum elimi yanağına koydum ve gücümü aktarmaya başladım sarayda kafeste dönüşme sebebi buydu işte kafesin ve sarayın gücünü çekerek dönüşmüştü efsanenin yırtık parçasında yazan da güçsüz kaldığı için son dönüşümü ölümlerin en güzeli olacak diyordu , Ezgi ve Aybüke omuzuma elini koydu bana güç aktarıyorlardı yavaşça gözünü açtı
"Ölmedim dimi ?"
"Tı " gülümsedi
"YAŞIYOR " diye bağırdı Aybüke gür bir alkış koptu

Bana sormak isteğinizi herhangi bir şeyi buradan yada Instagramdan sorabilirsiniz
Umarım kitabımı beğenirsiniz
İyi okumalar 😊
Rihanna konserinde görüşmek üzere ...