TİLKİ

55 5 0
                                    

"sence burada olmak nasıl ?"
"Berbat "
"İnsanları neden sevmiyorsun ?"
"Seviyorum ama onlarla olmak istiyorum"

Bu gün bu ayın ilk Hilalinin çıkacağı gündü
"Nasıl hissediyorsun ?"
"Kutsal bir şey gibi "
"Eğer güzelse benle ayarla " dedi Cantaş
"Çoklu mühür zaten kanka ikimiz ile  yap sen"
"Gökhan varken mi ?"
"Ya sonra tarihe adın yazılsın "
"Ne güzel işte aklılarında kalarak ölürüm"  Aybüke ve Ezgi kafama sertçe kafama vurdu
"Salak salak konuşma kesin değil  kaderde son dönüşüm ölümün en güzeli yazıyor sadece "
"Burada iyi bir şey yok bence "
"Direk pes ediyor arkadaş "
"Lütfen ölüyorum diye ayrılan sensin"
"Ben sana öyle demedim "
"Öyle dedin "
"Hayır eğer mutlu olmamı istiyorsan ayrıl sadece arkadaş olalım dedim "
"Aynı şey "
"Değil "
"Sen öyle san "
"Çocuk gibisin ya "
"Görende seni çok olgun sanar "
"Senden olgun olduğum kesin eski sevgilin ile efsanevi Küçük Kraliçeyi görmeye gitmiyorum mesela"
"Ovvv hani arkadaştık kıskancından çatlamadığın kalmış bir "
"Zaten seni sevmiyorum demedim arkadaş olalım dedim bunun arasındaki farkı bir çocuklar anlamaz"
"Ayyy götüm çok da umurunda "
"Şuan aldığım zevki başka hiç bir şeyde almıyorum devam et Gökhan " hepsi yere oturmuş bizim kavgamızı dinliyorlardı arkamı döndüm ve raunt odasından çıktım telefonum çaldı
"Efendim Teyze "
"Ne yapıyorsunuz canım ?"
"İş güç sen "
"Bende aynı bu gün saraydan dışarı çıkmayın tamamı "
"Neden ki ?"
"Kötü bir rüya gördüm çıkmayın tamamı"
"Tamam" sırtımı sertçe duvara çarptım saray korucuları hızlı hızlı önümden koşuyor dur
"Dikkat et azıcık salak " dedi Gökhan
"Gökçe bir şey mi oldu ?"
"Yok yere düşüyordum da teyze zil çaldı derse gireceğim şimdi sen Ezgiyi ara "
"Tamam canım " dedi ve telefonu kapattım
"Bunlar nereye gidiyor ?"
"Ne bilim ben ?"
"Gökhan küçük kraliçenin çıkış günü bu gün"
"Yani"
"Onlar öldürmeye gidiyorsa "
"Saçmalama bu olmaz onlar kraliçe öldüremezler "
"Ölü kraliçe nasıl öldü ?"
"O..... Öldürmezler ya "
"Hadi Gökhan bakalım " dedim elini tutum ve görünmez olduk ve peşlerinden koşmaya başladık ormanın içine girdiler bizde peşlerinden girdik
"Akşam olmak üzere geri dönelim "
"Gökhan bu kadar geldik olmaz "
"Bok var dimi Gökçe gidiyoruz  işin sonu tuzaksa ?"
"İki kişiyiz "
"Ben ölümlüyüm biri sana bunu demeli"
"Benim de 20 günüm kaldı "
"Şansını sikim ben "
"Yürü işte ya ne ol...." Bana doğru gelen kılıcı görünmez yapıp eski haline getirdim ölüyordum lan Toprak iyice yanıma geldi
"Bir şey mi oldu ?" Göz gözeydik şuan Toprakla elini elimin üstüne koydu aslında görünmez olduğum için koymuş olmuyor ama koydu işte
"Biri var galiba "
"Olsa görürdük Toprak gel hadi "
"Bizi takip edersen ölürsün Küçük Kraliçe" diye fısıldadı ve arkasını dönüp yanlarına gittik Gökhan ile birbirimize sarılmış durumdaydık
"Gökçe ölürsünüz diyor gel hadi "
"Küçük Kraliçe de diyor "
"Belki annen babanı aldatıyor nerden biliyorsun "
"Gökhan ne korkak çıktın ya "
"Ya hiç sorma ya ölüme koşmak ne zaman dan beri cesaret gösterisi oldu "
"Şu andan itibaren "
"Üfff yürü hadi ya yürüyen ego ya dönüştün iyice"
"Sende sevmemek için sebep arıyorsun "
"Bulursam söylerim "
"Mükemmel biriyim bulamasın "
"Mükemmel değilsin göremeyecek kadar körüm"
"Yazık " göz devirdi ve önden yürümeye başladı sinirlenince ne kadar da tatlı oluyor
                          GÖKHAN
Sinirimi bozuyordu onun yüzünden bir ormanda koruyucuları takip etmediğim kalmıştı bencil bir de mükemmelim diyor Lena bile daha iyi ondan
"Geri mi dönsek ?"
"Buraya kadar geldikten sonra mı ?"
"Sen istiyorsun diye demiştim " biraz hızlı yürüyüp yanıma geldi gözlerimin içine bakıyordu
"Düşeceksin yola bak " önüne döndü yorulmuş olmalıydı her ne kadar tüm türleri içinde yaşasa da insan ve büyücü onu yoruyor olmalıydı
"Kucağıma alimi ?"
"Ben hallederim ya "
"İyi sen bilirsin "
"Öyle demek istemedim "
"Nerde ?"
"Her yerde " adam gibi davranınca oluyormuş demek
"Sorun değil "
"Gerçekten de arkadaş mı kalmak istiyorsun ?"
"Ya hata bestiiii olalım " güldü onun gülüşüne gülümsedim
"İstemiyorum eğer yolun sonunda ölüm varsa birlikte olsun istiyorum"
"Belki gene gelirim sen ölme bekle beni "
"Tamam beklerim "
"Şimdi alabilirsin kucağına "
"Ciddi misin ?"
"Hayır şaka yapıyordum "
"Tekrar sevgiliyiz o zaman " elimi tutu
"Evet ve bu sefer saklamayacağız " işte bu be aradığım cesaret aşığım be kadın sana
"İyiii" Toprak arkasını döndü gene yeter  lan yeter koruyucular ilerlemeye başladı
"Gökçe akşam olmasına çok az kaldı hilal de büyüler düşer gözünü sevim git okula" kimin gözünü seviyor ya bu çıldıracağım  götüm yemiyor yoksa döverim etrafa baktı sinirle
"Burada olduğunu biliyorum salak değilim" Gökçe ye baktım hiç umurunda değildi Gökçe ile düşman olacağıma kızgın yağda kızartılırım daha iyi valla
"Gökçe deli etme beni yanındaki kimse çıkın " ses yok
"İyi sen bilirsin bir şey olursa beni suçlama" dedi ve yürümeye başladı kalkan yaptı
"Çıkmak istiyor musun ?"
"Böyle iyi "
"Ne var işin sonunda çok merak ediyorum"
"Farkındayım " yanımıza da bir tilki belirdi hızla öne doğru koştu
"KRALİÇE HABERCİSİ ÖLDÜRÜN" diye bağırdı en öndeki tilkinin üstüne kılıçlarını fırlattılar tilki yok oldu ve etrafı sis kapladı
"Bu günlük işimiz bitti saraya gidelim "
"Anka " diye bağırdı ve büyülü hayvanı geldi askerler dona kaldı görünmezliğimizi açılmıştır ya insan söyler dimi ya ?
"Gökçe Gökhan "
"Selam "
"Bir daha senle gizli göreve gelirsem ne olayım  ya " dedi asker Toprağa
" Kraliçe'nin habercisini öldürdünüz toplantı da görüşürüz " elimi tutu midem ağzıma girdi başım 360 derece döndü  katladım ve kendimi yatağın üstünde buldum yan yatıp kusmaya başladım sırtımda elini hissettim sırt üstü tekrardan yatağa uzandım saçımın önünü topladı yataktan çıkıp bezle ağzımı sildi büyü sesi geldi tekrar mide bulantısı geldi döndüğüm sırada elime kova verdi ona kustum
"Söz bir daha seni koşarak getireceğim"
"Midem...."
"Tamam sorun değil " kapı çalma sesi geldi ayağa kalkıp açtı tekrardan kustum zorla ayağa kalkıp banyoya girdim  yüzümü yıkadım
"Daha iyiminsin ?" Evet anlamda başımı salladım konuşacak durumda değildim
"Ey limonlu su getir misin ?"
"Tabi " ve ortalıktan kayboldu beni yatağa yatırdı yeri temizlemişti
"Gelen kim ?"
"Taya "
"Ne diyor ?" Sesim bile midemi bulandırıyordu
"Nasılsın diye merak etmiş ?" Limonlu su geldi zorla içirdi
"Bir daha lütfen yapmayalım bunu "
"Tamam yapmam "
"Midem ağzıma girdi "
"Evet fark ettim "
"Sen nasıl yapıyorsun bunu ?"
"Alıştım ondan "
"Limonlu su iyi geldi "
"Öyle yapar "
"Taya çok üzgün senle olanlardan sonra " yutkundum
"Orda ki herkes gibi hepsi pişman "
"Affettirmek kolay "
"Ne yapacaklar ?"
"Özür "
"Bu kadar kolay mı ?"
"Evet "
"Sana pahalı kolyeler yaptırıyorlardı onlar da "
"Sevmem pahalı şeyleri ben "
"Anısı olsun yeter "
"Aynen "
"Hadi sen odana git çok yoruldun bu gün yarın masayı toplarız "
"Sen iyisin dimi ?"
"Yanımda yatarsan iyi olurum " güldü
"Odana git diyen benim dimi ?"
"O öyle değil ya " dedim gülerek güldü ayağa kalktı
"Bakma " dedi ve dolaptan üstünde ejderhalar olan tişörtü çıkardı tavana baktım harbiden aşırı güzel çizmişti tavan sağ olsun kendimi ormanda gibi hissediyordum yanıma gelip yatı
"Üstüme kurarsan benim odamda yatarsın haberin olsun "
"Tamam kusmayacağım "
"Seni seviyorum " yanağını öptüm
"Bende seni seviyorum " gülümsedi bu gülüş de ölmek için neler vermezdim

Bu bölüm bir söz olursa yukarda olduğu gibi VE ORMANA GİDER AKLIMI KAYBEDİP RUHUMU BULURUM  bir gün sizin de ruhunuz bulunmak üzere
İyi okumalar 😊

KÜÇÜK KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin