İKİKCİ AŞAMA

82 6 0
                                    

"babaannemin bir sözü vardır acılar hiç bir zaman azalmaz sadece unutulur unutmayacak bir acı bırakın ona "

Gökhan'ın boynuna sarıldım güldü 
"Bende çok özledim " dedi ve boynumu öptü bir haftadır gizli evde kızlarla plan yapmıştık Gökhan'ın bundan haberi yok tabi birlikte vakit geçirdik sanıyordu
"Ne yapalım bu gün ?"
"Sahile gidelim "
"Tamam gel " dedi arabaya doğru çekti durdurdum
"Yürüyerek daha çok vakit geçeriz"
"Tamam " dedi ve elimi tutu yokuştan aşağıya inmeye başladık
"Ne yaptınız bir hafta boyunca ?"
"Birilerini öldürme planı yaptık işte " korkuyla bana baktı
"Şaka " zorla gülüyor gibi yaptı
"Sen ne yaptın ?"
"Ben de bizimkiler ile takıldım yeni gelen bir kaç kişi var onlarla ilgilendim " Sahile geldik ormana en yakın kısım olduğu için kimse yoktu oturduk denizi izlemeye başladım
"Akşam işin var mı ?" Yüzünü lanet okurcasına  buruşturdu 
"Var ne oldu ki ?"
"Teyzemle tanışamadın"
"Daha tatil var tanışırız ama annenin mezarını bana göstermek istersen yarın bile olur " omuzuna vurdum
"Bu çok ayıp bir şey "
"Biliyorum ama ne yapayım  özledim "

"Ruhlar çarpar salak "
"Geçen mezarda hiç öyle demiyordun ama "
"Bir kere sen şey yaptın yoksa ben yapmazdım " yanağıma elini koyup kendine çekti dudaklarımız birleşti geri itim onu
"Ne oldu ?"
"Sahildeyiz"
"Yok mu burada mezarlık " kafasına vurdum güldü
"Tamam tamam " dedi ve göğsüne çekti bu gün onda bir şey vardı sanki ona baktım
"Sorun ne ?"
"Sorun yok "
"Emin misin ?"
"Evet "
"Peki" dedim tekrar kafamı göğsüne koydum
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

"Ne yapı caz ?"
"Beş dakika  içinde giyinin " dedim ve yukarı ya çıktım siyah tayt ve siyah kazak giydim deri ceketimi giydim altıma siyah botu giydim aşağıya indim gelmişlerdi bile saçımı yukardan sıkı at kuyruğu yaptım evden çıktık karşı evin duvarına tırmanıp atladım kızlarda peşimden atladı
"Avcı evde midir ?"
"Değil çıkarken gördüm " kapıya tekme atım kapı yere düştü
"Üzerinde kurt yazan bir kart arıyoruz"
"Ben bu kata bakarım "
"Yukarıya bakalım bizde " dedim ve yukarı çıktım ilk gördüğüm odaya girdim kütüphane idi aramaya başladım bu kart bizim için çok önemliydi
"Buldum " diye bağırdı Aybüke hızla aşağıya indik elindeydi
"Depoya gidiyoruz şimdi " dedim ve evden çıktık depo ve bizim ev arasında sadece bir yokuş vardı depoya geldik yukarı cama tırmandım aramamdan gelen Ezgiyi yukarıya çektim Aybüke onun arkasından çıktı merdiveni uzağa fırlattı birazdan avcılar gelirdi çok az beklemiştik  bir gürültü koptu aşağıdan
"Nerde o kart ?" Diye bağırdı  Burak
"Ne kartı Burak bey ?" Dedi Gökhan
"Sen kurtsun tam tahmin etiğim gibi nerde o sürtük kız evime girip kapıyı kırmış "
"Kimden bahsediyor Gökhan ?" Dedi Taya
"Bilmiyorum "
"Ne bilmiyorsun ? Sevgilinden bahsediyorum neredesin şerefsiz?" Diye bağırdı Aybüke aşağıya atladı
"Şerefsiz falan ayıp oluyor abilerim "
"Sen nesin be ?"
"Ne o tokalaşmadan anlayamıyor musun?" Ezgi aşağıya atladı
"Ne yazık ? Kurt sandın bizi ve üç kişiyle mi geldin ?"
"Abi kart şu siyah saçlı kızda "
"Evet bu bölümde hi bitches  diyoruz " aşağıya atladım yanındaki kadının kalbine elimi soktum
"Good bye bitch " dedim ve kalbini çıkardım diğer adama döndüm ve karnına tekme atım merdivene doğru uçtu elinde düşen silahı alıp tam kafasına sıktım Burak'a döndüm
"Ben bir kurt değilim karşında arabulucu" bana şokla bakıyordu Aybüke kalbine elini girdi ve kalbini çıkardı
"Hani biri benimdi ya "
"Gökçe yüzünden hepsi "
"İşin en güzel yerini sen yaptın " Gökhan'a baktım şaşkınlıkla bana bakıyordu tüm 4.,5. Sınıflar bana şaşkınlıkla bakıyordu bensiz toplantı yapıyorlardı
"Sevgilim selam "
"Bizde senden bahsediyorduk " dedi Lena iğrenç sesi ile güldüm
"Evet ya biliyorum ne yapmıştım ?"
"Taşa'yı aşağıya atık ya "
"Aaa evet " dedim ve masada beşinci boş olan yere oturdum herkes oldukça şaşkındı Taşa karşımda idi
"Evime gelen not olmasa ben hala Lena yaptı sanıyordum "
"Sen geri zekâlı isen bana ne önünüze o kadar kanıt sundum ama sen hiç birini görmedin hepinize dedim ki okulda iki tane Öz Dragon var dönüşüm yaparlar ama biz üç kişiyiz sonra Taya dedi ki bir büyücü çok kolay kılık değiştirir bende en sonunda anla diye evine sana yaptıklarımın hepsini yazıp gönderdim"
"Kağıdı sen mi gönderdin ?"
"Evet hata kendi elimle yazdım o kadar düşün "
"Neden böyle bir şey yaptın Gökçe ?"
"Bilmem sen neden sevgilinin sırtından bıçakladın ?"
"Gökçe okuldan gidebilirsin... Sen dedikodu yüzünden mi....."kahkaha atım
"Salaklaşma Gökhan dedikoduyu çıkartan benim zaten "
"Sen istediğin için mi öldürdün beni ?"
"Lena ile birleşip uyurken yeşil denizin suyunu vücuduma enjekte eden sizsiniz ama kendi isteği ile öldüren benim öyle mi ? Ben bana yaptığına karşılık verdim ki ölme diye seni atacağım yeri temizledim düşeceğin yeri bile hesapladım "
"Amacımız seni öldürmek değildi bir vampiri öldürmek bir avcıyı öldürmek kadar basit sadece ders al istedik "
"Bize neden demedin ?"
"Burada oturup okul açılınca nasıl ceza versek diye düşünen ben değilim zaten"
"Gökçe biraz sakinleşelim öyle konuşalım"
"Öylemi Gökhan bu gün senle birlikte geçirdik bir kere bile sana ölüm fermanı hazırlayacağım demedin BANA SORDUN ÖYLE OLSA NE YAPARSIN DİYE CEVABIMI BİR HİÇ YAPTIN"
"Öyle değil bir dinle " dedi elini koluma koydu geri çekildim
"Benim için bundan sonra bir hiçsin " diğerlerine döndüm
"Benim hakkımda ölüm fermanı hazırlayan herkes gibi "
"Gökçe öyle değil ?" Dedi Taya gitmeme engel olarak
"Gökhan'ın yaptığını bile kabul ederim Taya ama sen beni küçüklükten beri tanıyorsun nasıl yaptın ?"
"Seni öldürmeyecektik öyle bir plan dönmedi bile sadece okuldan atılma fikri hakkında konuştuk "
"Sağ ol ya " gözlerim dolmuştu onlardan asla beklemediğim bir şeydi Gökhan elimi tutu
"Bana bir bak dinle bir " ona döndüm
"Anlatsana Gökhan Lena ile mi konuşup öğrendin ? Belki mezarlığa bile götürmüşsündür " ellerini yanaklarıma koydu artık gözyaşlarımı tutamıyordum 
"Saçmalama güzelim dinle Taya'nın..."
"Bana sormadın ? Sadece yanımda acı çektin gün boyu "
"Güzelim" geri çekildim göz yaşlarımı sildim
"Ben yokum hepiniz için diyorum benim için yoksunuz " dedim ve depodan çıktım şimşek çakmaya başladı hızlı hızlı yağmur yağmaya başladı bana söylemeleri beklerdim bana sadık olmalarını bekledim ormana doğru yürüyordum göz yaşlarım akmaya başladı arkama düşen yıldırımı hissetim arkamı döndüm Ezgi ve Aybüke yere düşmüşlerdi yıldırım yüzünden olmalıydı yanlarına gittim ve kaldırdım
"Duygularına hakim ol zarar görecek kişiler var " deponun üzerine yedi tane yıldırım düştü Gökhan dışarıda bana bakıyordu
"BANA İHANET ETİLER "bir tane daha düştü yıldırım
"Şşşşş tamam sakin ol hadi gidelim " dedi Aybüke ormana doğru ilerledik gizli mekanın oraya geldik kalkanı geçtim bu kalkan dan sadece Ezgi ben ve Aybüke geçebilirdi daha çocukken keşfetmiştik burayı Ezgiyle biz keşfettik den üç gün sonra Aybüke'yi burada  ağlayarak bulmuştuk o günden sonra bura bizim korunduğumuz tek yer oldu kalkanın üstüne yıldırım çarptı ve daha da güçlendi yaptığımız evin içine girdim ceketimi çıkarttım ve astım nefes al ver nefes al ver uzaktan bir yıldırım sesi geldi
"Nefes al Gökçe nefes al "
"Gökçe lütfen " dedi Ezgi kalbim ağrıyordu canım acıyordu onlara döndüm bir şeyler diyorlardı sesleri çok uzaktan geliyordu olabildiğine gür çığlık atmaya başladım kalbim paramparça oluyordu nefesim kesilene kadar çığlık atım
                             Aybüke
Evim tüm camları yere indi normalde olsa bu çığlığa dayanan kişi olması imkansızdı genel de atmadan önce bize kalkan yapıyordu aşırı güç vermeye kimse dayanamazdı yere yığıldı hemen onu tutum yerden kaldırıp yukarı çıktım Ezgi camları toplayabilirdi yatağına yavaşça yatırdım aşağıya indim tekrardan
"Acısı var mı ?"
"Hayır "
"Sence bize ihanet mi etiler?"
"Bence evet bize orda olacaklarını neden demediler o zaman "
"Belki korumaktı amaçları "
"Gökçe bizi yargılamaz Ezgi orda konuşmak isteğin ile konuşa bilirsin "
"Sen Kaya...." Telefonum çaldı Kaya arıyordu
"Efendim "
"Nasılsın ?"
"İhanete uğramış gibi sen ?"
"Aybüke gerçekten de biz oraya ortak noktayı...."
"Kaya bu gün sana o kadar sordum bana hiç bir şey demedin "
"Gözünü seveyim Aybüke bir dinle "
"İlgilenmem gerek bir arkadaşım var Kaya"
"Gökçeye bir şey mi oldu ki ?"
"Evet ormanda gördüğün bizi kurtaran çığlık var ya onu yaptı ve şuan ölü durdum da Gökçe'nin de dediği gibi benim için yoksunuz" dedim ve telefonu kapattım
"Benim cevabımı aldın bence "
"Bize ihanet ettiler "
"Ölmemizi istediler " bana sarıldı
"Tek siz varsınız benim için beni asla yalnız bırakmayın olur mu ?"
"Umarım asla yalnız olmayız Ezgi " içimdeki huzursuzluk ve acı artmıştı Kaya hayatımın aşkıydı onsuz olmaktansa gücümün hepsinin gitmesine razıydım  ama Gökçe ve Ezgi için ölümden daha fazlasına razıydım onlar benim kardeşlerimdi daha 9 yaşındayken beni annemden babamdan korumuştu Gökçe ona bir çok şey borçlu idim Ezgi ile yukarı çıkıp Gökçe'nin yanına yatık
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Sabah kalktığımda Ezgi uyuyordu Gökçe yoktu ayağa kalktım ve aşağıya indim yağan yağmur ve art arda düşen yıldırımlar uyuyup da geçmediğini gösteriyordu mutfağa girdim tavuk doğuruyordu
"Selam "
"Selam " dedi gülümseyerek rol yapmakta her şeyden iyiydi gökyüzünü gösterdim
"Fırtına yaklaşıyor gibi dışarıyı mı toplasak ?" Dışarı baktı
"Topladım ben "
"Yemekte ne var ?"
"Bilmiyorum ne istersin ?"
"Tavuk doğruyorsun tavuklu bir şeyler yapalım"
"Bana uyar " dedi ve doğrama ya devam eti bir kaç yıldırım çarptı
"Dün çığlık da ev çok....."
"Hayır bir camlar patladı onu da düzelti Ezgi" sormak isteği şey biz dik bize zarar verdimi onu soruyordu rahatça nefes verdi yanına gidip doğradığı tavukları tavanın içine koydum
"Sote mi olur bunlar la ?"
"Evet " konuşmak istemiyordu ama konuşmak için canda atıyordu
"Eee anlat bakalım "
"Ne anlatim?"
"Dünü duygularını "
"Canım acıyor kalbim paramparça olmuş durumda "
"Bu kadar mı ?"
"En baskın olan bu "
"Peki neden böyle ?"
"Değer verdim "
"Onları sevdin "
"Kaya seni aradı bu arada "
"Ne diyor ?"
"Açmadım "
"Boş ver o zaman "
"Aybüke bana yaptılar sana değil hem o senin mührün "
"Annem beni dövdüğünde sen demedin mi sana yapılan bana yapılmıştır diye hem Gökhan da senin mührün " gülümsedi ve doğrama ya devam eti
"Ne yiyoruz ?" Koşarak içeri girdi Ezgi
"Marul çıkar yıka doğra Sezar Salata yiyelim"
"O kadar uyuyormuş gibi yaptım yapmadınız mı ya ?"
"Köle miyiz lan biz ?"
"Offf Ezgi Aybüke hadi "
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
"Yağmur ne zaman diner acaba ?"
"Bilmiyorum "
"Fırtına da kopsa planı yapı caz "
"Gökçe herkes gitti nasıl ikna edeceksin onları kafeste dönüşüm için?"
"Ben senle düşmanım sen benim kötülüğü mü istemez misin?"
"İsterim de bu ne alaka ?"
"Demek istiyor ki Ezginin Gökçeye vereceği ceza kafeste dönüştürmek olsun"
"O zaman minik yolar göstereceğiz "
"Bence onu anlamaları çok zor hata imkansız"
"Aynen bu sefer yapacağımız oyunu görsünler sınırımızın olmadığını bilsinler"
"Ne yapı caz ?"
"İlk olarak Lena'nın evini bası caz okul sınırları içinde öldürür isen ceza var okulda olmadığımız ikaz yemeyeceğiz"
"En kötü haberi söyleyeyim o zaman okul haricinde büyü yapmak yasak"
"Aybüke'nin odasında neden o kadar silah var o zaman salak ?"
"Bunları anlık düşündüğünü bazen inanmıyorum"
"Bende inanmıyorum"
"Anlık değil zaten yedekte bekleyen plan hep var "
"Beyninin içine giren ölmüş kadar desene"
"İki hafta sonra Aybüke gile gideceğiz  hazır olun"
"Neden iki hafta?"
"Anında yaparsan bizim olduğumuz kesinleşir biz aklılarında bir soru işareti bırakarak bir  planı yapacağız" dedi tabağını alıp içeri girdi
"BEN YATIYORUM"
"İYİ GECELER" Ezgi bana döndü
"Sence nasıl ?"
"Öfkesi her şeyden daha büyük yıldırım çarpıyor zaten her yerde "
"Duydum haberleri dağda sekiz kişi yıldırım yüzünden ölmüş "
"Kontrol edemiyor"
"Güç ona çok ağır geliyor "
"Tanrı ona huzur versin "
"Tanrı ona huzur versin"

Merhabalar bu bölüm çok sevdiğim bir bölüm oldu en yakınlarının bile ona ihanet etiği bir bölüm oldu
Ezgi ve Aybüke'nin Gökçeye olan sadakatleri aşk olduğum bir arkadaşlık
Kitabı okuduğun için ve bana destek olduğunuz için teşekkür ederim
İyi okumalar 😊

KÜÇÜK KRALİÇEWhere stories live. Discover now