Bölüm 1: Kaza

2.9K 178 161
                                    

Xiao Zhan gergindi.

Hayır, gergin doğru sözcük değildi. Gerim gerim gerilmişti, bin ayrı şekilde.

Sinirleri acı verici bir şekilde gerilmiş ve kalbi, göğsünde taşınmak için fazlaca ağırlaşmıştı. Karnı aşırı derecede endişe ile sıkışıyor ve güçlükle nefes alıp veriyordu. Son üç saatin büyük bir kısmında koltukta arkasını yaslanır vaziyette durmuştu ama şu ana kadar bunu fark etmemişti. Yani zilin kulak tırmalayan sesi boşluğu yarana dek.

Kafasını kaldırdı, içindeki her şey sürüp gitmeye devam ediyordu. Gelgelelim ki görebileceği bir şey yoktu, çünkü bütün aparman dairesi onun farkına bile varmadığı ağır bir karanlık ve sessizlikle örtülmüştü. Dikkatlice sesi dinlerken telefonla oynayan kolu aşağı düştü, kesinlikle yanlış duymuştu.

Yine de, tiz ses bir kez daha duyulmuş ve kalbi neredeyse göğsünden fırlayıp dışarı çıkmıştı. Ses, kapı ziliden geliyordu.

Kaş çattı ve ayaklandı. Ama neredeyse aynı anda düşüyordu çünkü o farkına varamadan tüm bedeni son birkaç saattir oturduğundan dolayı uyuşmuştu. Hareket edemez halde ve hareket etmeye isteteksizdi ve işte tam da bu yüzden bedeninin yarısı uyuklar vaziyetteydi. Kanın tekrar vücudunda dolaşması birkaç saniye daha sürmüştü ama kapının öteki tarafındaki her kimse sabırsızlanıyordu. Zili bırakmış kapıyı yumruklamaya başlamıştı.

Şiddetle.

Çaresizce?

Halbuki konuşmuyorlardı. Konuşmamışlardı. Konuşamazlardı.

Kim olduğunu biliyordu ve uzunca bir süre koridorun olduğu yöne bakmıştı.

Bu kişi....burada olmaması gerekiyordu. Aslında, burada olmaması yerinde olurdu. Ama...

Motorsiklet yarışının tekrarı, son birkaç saat içinde en azından iki yüz kez tekrar izlediği kaza, Weibo'da olan en ufak haber parçasını hızlıca okuyuşu aklına düşmüştü. Bu ihtar kendisine çarparken telefonun etrafındaki ellerini sıkıyordu. Karnındaki acı verici kasılma yüzünden nefesi teklemiş ama yine de, kapıya doğru ilerlemekten kendini alamamıştı.

Geri dön!

İçindeki ses böyle demişti. Işıkların kapalı. En sonunda evde olmadığını kabul edip gidecek.

Xiao Zhan ihtarı görmezden gelmiş ve yumuşak...sessiz bir şekilde yürümüştü ta ki kapıya ulaşana dek. Kapı tekrar yumruklanmış ve bu seferki darbeler yürekler acısı bir şekilde kulağa gelmişti.

"Aç!" Kapının öbür tarafından sıkılmış dişlerin ardından edilmiş kısık sesli küfürleri duyuyordu.

"Aç, sikik piç!"

Sanki bunun ardından ne geleceğini biliyormuş gibi...Xiao Zhan nefes almayı kesti. Ama yine de buna hazır değildi. Önce burun çekişler gelmiş ardından sessiz hıçkırıklar bunu izlemişti. İşte o zaman kendini durduramadı.

Elleri kapı kulpunu kavramış ama içindeki ses onu durdurabilmişti. Yapma. Pişman olacaksın. İkiniz de olacaksınız. Arkanı dön...çok geç değil.

Hırıltılı bir şekilde nefes aldı...gözleri yanıyordu. Boğazı öyle ağır duygularla tıkanmıştı ki kulpu bırakmış, bir adım geri çekilmişti.

Onunla hiçbir şekilde yüzleşemezdi. Bu durumdayken olmazdı.

"Zhan-ge," bozguna uğramış sesi duyuyordu.

"Zhan-ge!" Ses tekrar adını seslenmişti. Alçaktı, çökmüştü ve de incinmişti.

O iyi. İçindeki ses onu inandırmaya çalışıyordu. İyi olacak.

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin