3.bölüm; Umut Kırıntısı

747 64 12
                                    

Ertesi sabah uyandığımda yataktan kalkmak için gerekli cesareti bulmakta zorlanıyordum.  Ellerim tir tir titrerken üstümde oluşan gerginlik yüzünden üzerimdeki çarşafı bile doğru dürüst tutamıyordum.

Bugün herkes için önemli bir gündü. Beklenen elçi bugün gelecek ve köyümüzün içinden gelecek vaad eden kişileri alıp akademiye götürecekti. Akademiye gitmeyi başaran kişiler sadece köyümüz için değil krallığımız içinde bir kahraman olarak kabul edilecekti.

Dün okulda bayıldığım zaman gördüğüm rüyanın etkisiyle gelecek olan elçiyi merakla bekliyordum. Seçileceğime dair ufakta olsa içimde umut kırıntısı vardı.

Düşüncelerimi sabitleyince üzerimdeki gerginliğin azaldığını fark ettim. Bunun kanıtı olarak ellerimdeki titreme gitmişti. Yataktan kalkıp iki kolumu açarak gerindim ve üstümdeki miskinliği bir kenara atarak odamı toplamaya başladım. Dünkü halimden dolayı odamı dağıtmıştım. Kıyafetlerimi gerekli yerlere koyup dün giydiğim kıyafetleri yıkanması için çamaşır sepetine attım.

Elise'nin gücü suydu.  Bu sayede çamaşırları yıkamak için kendince bir yöntem bulmuştu. Ona ne zaman yardım etmek istesem bulduğu yöntemle kolay olduğunu benim sadece okul ve derslerimle ilgilenmem gerektiğini söylüyordu.

Elise'ye yük olduğum düşüncesiyle ezilirken okulda bana yapılanları görmezden gelerek onun istediği gibi derslerime odaklanıyordum. Büyü gücüm yoktu ama bu çabalamayacağım anlamına gelmiyordu. Hem Elise benim için bu kadar uğraşırken en azından birazcık da olsa ona borcumu ödemek istiyordum.

Odamı toplamayı bitirdikten sonra camı açıp temiz havanın içeriye girmesine izin verdim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Yüzümü ve ellerimi havlu ile kurulayıp banyodan çıktım. Üzerime okul kıyafetlerimi giyip odamdan çıktım.

Elise kahvaltıyı hazırlamış heyecanlı bir şekilde beni bekliyordu.

- Arya, bugün senin için çok önemli bir gün. Elçi geleceği için heyecanlı mısın ?

Elise'yi mutlu görmek beni de mutlu etmeye yetmişti.

- Evet heyecanlıyım.

Elise oturduğu yerde gerilerek ellerini kahverengi tahta masanın üzerine koyup çenesinin altında birleştirdi.

- Bizim rahibenin kullandığı kristal kürenin eski olduğunu biliyorsun. Eminim elçinin yanında getireceği kristal küre ile senin de içinde var olan güçler ortaya çıkaracak ve sende akademiye gidebileceksin.

Elise'nin beni umutlandırmak için yalan söylediğini biliyordum. Ne zaman yalan söyleyecek olsa ilk oturduğu ya da durduğu yerde gerinir sonra da ellerini nereye koyacağını bilemezdi.

Elise benim kütüphanede ne kadar çok zaman geçirdiğimi bilmiyordu. Kütüphanedeki bütün kitapları okumuş, hatta bazılarını bir iki kere daha okuyarak hafızama depolamıştım. Bu da kristal küre ne kadar eski olursa olsun yanlış bir sonuç çıkarmayacağını bildiğim anlamına geliyordu. Okulda okuduğum kitaplar arasında kristal küreler hakkında da bir kitap vardı.

Kitaptaki okuduğum bilgiler  kadarıyla kristal küre ne kadar eski olursa olsun güçleri seçme ve aktarma konusunda yanılma yüzdelerinin sıfırın altında olduğu hatta daha eskiler yenilere göre daha kaliteli olduğu ve yanılma paylarının olmadığı yazıyordu.

Elise'nin umutlanması benden büyük şeyler beklediğinin en büyük kanıtıydı. Bende Elise'nin umutlarını boşa çıkarmak istemiyordum. Dün baygınken gördüklerimin gerçek olup olmadığını bilmiyordum ama o ses beni akademide beklediğini söylemişti. Bende ne olursa olsun o akademiye gidecektim ve böylelikle gördüklerimin doğru olup olmadığını kendime ispatlayacaktım.

EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Where stories live. Discover now