12.bölüm; Ruh Salonu-2

574 58 2
                                    

Yaşlı adam üzerimdeki gerginlik azaldığını hissetmiş gibi hafifçe gülümseyip az önce işaret ettiği kapıyı açtı.

Beyaz kapıdan içeri girdikten sonra şaşkınlıktan küçük dilimi yutacağımı sandım. Beyaz rengin hakim olduğu büyük ve geniş bir salona girmiştik.

Salonun duvarlarında kullanılan beyaz ve açık mavi üzerine altın işlemelerle görsel bir şölen gözler önüne serilmişti. Salonu aydınlatmak için duvarlarda  kullanan lambalar, sallanan elmas benzeri parlak taşlarla süslenmiş avize de altın rengi kullanılmıştı.Yarım daire düzeninin oluşturulduğu basamak şeklinde düzenlenmiş koltuklar vardı. Koltukların kahverengi ve kırık beyaz renklerin kullanarak boyanmış, aralarına koyulan küçük duvarlara yine kırık beyaz rengi kullanılmıştı. Koltukların üzerinde bulunan minderlerin farklı renklerde olması dikkatimi çekse de fazla ilgilenmedim. Dairenin tam ortasında beyaz üzerine siyah çizgilerin kullanıldığı büyük fayans taşlardan örülmüştü. Dairenin üzerinde köyümüze gelen elçinin çizdiği altın işlemeli işaretler vardı. 

Salonu incelerken benimle içeri gelen yaşlı bilgenin beni dikkatli bir şekilde izlediğini fark ettim. Sanırım salondaki atmosferden daha çok salonun görünümü ile ilgilenmem dikkatini çekmişti.

Elimde olan bir şey değildi. Bu hayattaki en büyük zaafım; sahip olduğum doymak bilmeyen öğrenmeye olan açlığımdı. Bu da ister istemez yeni bir ortama girince o ortamın en ince ayrıntısına kadar inceleyip yeni bilgiler öğrenerek bilgi darağacımı genişletme istediğimdi.

Salonda bulunan bilgelerin atmosfere yayılan güçleri bulunduğum ortamı baskın olmasına bu da tüylerimin diken diken etmeye yetiyordu ama salonun görünümü daha çok dikkatimi çekmişti.

Baskı dan kurtulmak için derin bir nefes alacağım sırada gözüm boynumdaki kolyeme tekrar kayarken kolyemin içeri girdiğimden beri daha çok parladığını fark ettim.

Sanırım ruh salonu ile kolyem arasında benim bilmediğim bir bağlantı vardı. Şu an kolyemin parlaması benim için önemli değildi. Sonuçta  onun gizemini öğrenmek için akademiye gelmiştim. Anlayamadığım bilgelerin bu duruma tepki vermemeleriydi.

Ya büyük bilgelerin onun parlaklığını fark etmemiş olmaları ya da fark etseler de önemli olmadığını düşündükleri için tepki vermemeleri idi. Aklıma gelen ikinci seçenek daha mantıklıydı. Sonuçta büyük bilgelerin kolyemin parlaklığını fark etmemesi mümkün değildi.

Benim gelen büyük bilge Roberian SERPİS yanımdan ayrılıp salondaki kırmızı renkli koltuğa oturdu.

İlk girdiğim de koltukların farklı renklerde olduğunu fark etmiştim. Koltuklara tekrar dikkatli bir şekilde baktığımda gökkuşağı renklerine sahip olduğu anlaşılırdı.O zaman her bilge oturduğu koltuğun rengin gücünü kullanıyordu ve kullandığı büyü de ustalaşmış olduğu anlamına geliyordu.

Benimle içeri giren yaşlı bilge kırmızı renk yani ateş büyüsüne sahipti. Bunu da belirtmek için giydiği kıyafetin üzerindeki altın ve kırmızı renkli çiçek şeklindeki iğneyi takıyordu.

-" Yedi büyük bilge ile tanıştığıma memnun oldum. Ben Arya. Kutsal ruh köyünden geliyorum. " Dedim hafifçe başımı eğerek.

Kütüphanede okuduğum kitaplardan genel görgü kuralları adlı kitapta önemli ve yüksek mevkideki kişileri selamlarken saygılı olunmalı yazıyordu. Bende buna dikkat ederek onları hafifçe başımı eğerek selamladım. Doğru yaptığımdan emin değilim ama elimden geleni yapmıştım. Sonuçta bununla ilgili eğitim almamıştım.

-" Arya, hazırsan gücün için testte başlıyoruz. " Dedi üzerinde turuncu ve altın renklerden olmuş iğne takan kızılımsı saçlara sahip olan yaşlı bilge.

EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Where stories live. Discover now