7.bölüm ; Akademiye Doğru

665 51 9
                                    

Gece gördüğüm rüyanın etkisiyle bitkin bir şekilde uyanmıştım. Yataktan kalkıp  banyoya gitmek istedim ama yorgun olan  vücudum beni dinlemek istemiyordu.

Kiliseye giderken duyduğum dedikodular, Elise'nin beni bırakıp gittiğinin gerçeği ağır gelmişti. Bütün bunların arasında en zoru da  giderken veda bile etmeden bıraktığı iki üç satırlık karaladığı  bir kağıt parçası oldu.

- Elise neden beni bırakıp gittin ? Diye söylediğim sırada zoraki bir şekilde kalkıp banyoya gittim.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra beyaz havlu ile yüzümü kurularken aynada kendime baktım. Gözlerimin altındaki şişmiş mor ve büyük torbalar gördüğüm rüyanın ve dün onların  hala daha etkisinin üzerimde olduğunun  kanıtıydı. Havluyu yerine yerleştirip banyodan çıkıp odama geri döndüm. Yatağımı güzelce düzeltip odamı topladım.

Bavulu toplayıp lazım olan eşyaları içersine koyduktan sonra yatağım köşesindeki buruşturup attığım mektup diye adlandırılan kağıt parçası dikkatimi çekti. Sağ elimle aldığım kağıt parçasının üzerinde sadece tek bir kelime yazıyordu . Arya'ya. 

Mektuptaki adımı okumakla  dün gece rüyamda gördüğüm Elise'nin söyledikleri zihnimde canlandı.

- Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin

Beni küçümsemek için söylediği birkaç cümle kalbimin en derinine kadar işlerken elimdeki kağıt parçasını sağ elimle kuvvetlice sıktım.

- Elise sana ve bütün dünyaya göstereceğim. Beni ve benim gibi insanları küçümseyen herkese  aslında ne kadar güçlü olduğumuzu göstereceğim. Gösterdiğim  zaman bu mektubu senin eline vereceğim. Verdiğim zaman bana yaşattığın her şeyin hesabını soracağım. Bunun için her şeyimin üzerine yemin ederim.

Mektubu kahverengi masanın üzerinde sağ elimin tersiyle güzelce düzelttim. Bavulumun gizli bölümüne koyup fermuarını kapattım  ama bir yanım  mektubu açıp okumalısın diyordu. Mektubun içindeki birkaç cümlelik yazıda ne bulmayı bekliyordum ki açıp okuyacaktım. Onu da defalarca soruyordum kendime.

Beni terk etmeye mecbur kaldığını mı  yazacaktı ? Yoksa klasik çevredekilerin dedikodularına dayanmayıp kaçtığını mı işleyecekti o birkaç cümlelik yazıya ?

Hangisi olursa olsun bu yaşıma kadar bana bakıp beni büyüten bir insana yakışmayacak bir davranıştı. O birkaç cümlelik yazıyı yazmak yerine yüzüme bakıpta açıkça mertçe söylese olmuyor muydu ?

Düşüncelerimle boğuşurken zoraki bir şekilde hazırladığım kahvaltımı yemeye çalışıyordum. Ama iştahım yoktu. Tabaktaki yemek bana bakıyor bende ona bakıyordum.

Iştahım nasıl olsun ki ? Kafamda yer etmiş, bir türlü atamadığım ve cevabını bulamadığım düşünceler beni rahat bırakmıyor, yeteri kadar doyuruyordu zira.

- Arya hazır mısın ? Gitmemiz lazım. Diye bir ses geldi dışarıdan.

Bu rahibenin sesiydi. Ne ara bu kadar zaman geçmişti de rahibe kapıma kadar gelip bana sesleniyordu.

- Evet hazırım rahibem. Beş dakika bekleyin odamdan çantamı alayım.

- Tamam ama acele et. Diye bağırdı tekrar rahibe dışarıdan.

Masadan kalkıp hazırladığım yemeği bir poşetin içine koyup tabağı yıkayıp tabaklığa yerleştirdim.

Hızlı adımlarla odama çıkıp çantamı elime alıp odamdan çıktım. Merdivenlere doğru yürürken Elise'nin odasının önüne gelince istemsizce durdum. Sağ elimi önce kalbimin üzerine koyup sonra Elise'nin odasının kapısına koydum.

EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Where stories live. Discover now