EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~

20. bölüm; Yirmi dört mehtaplı kemer

Adamın söylediklerini yapmaya devam ettikçe güçlerim sakinleşmiş vücuduma geri çekilmişti. Artık kendimi daha rahat hissediyordum. Rahatladığımı hissettiğim de adamın ellerimi hala daha tuttuğunu gördüm.

- Büyük usta, artık ellerimi bırakır mısınız ? Diye sordum ellerimi işaret ederken.

Adam şaşkın bir ifadeyle ellerimi hala daha tuttuğunu fark edince hızlı bir şekilde ellerimi bırakıp koltuğun sol köşesine gitti. Adamın arkası dönük olarak oturuyordu ama yaptığı hareketten utandığını hissettim. Onu doğru baktığımda kulaklarında hafif kırmızı renk alması bunun en büyük kanıtıydı.

Bana doğru bakmadan yerinden kalkıp masasına gidip oturdu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı.

- Arya şimdi ne yapmayı düşünüyorsun ?  Diye sordu sağ elini ağzına götürüp öksürür gibi numara yaparken.

Adamın sorusuna anlamayan gözlerle bakarken sorusuna soru ile cevap verdim.

- Ne demek istiyorsunuz ?

- Arya, önceden büyü gücün olmadığını düşünüp burada kalmanın anlamsız olduğunu düşünüyordun. Şimdi ejderha yavrusu sayesinde büyü gücüne sahip oldun. Dedi masanın üzerine ellerini koydu.  O yüzden şimdi ne yapmayı düşünüyorsun diye sordum sana.

Düşününce her zaman büyü gücüm olmadığı için başka insanlar tarafından değersiz görülüyor, kötü muameleye maruz kalıyordum. Yaptıkları yüzünden ne kadar istemesem de aşşalanmış hissetmekten kendimi alamıyordum. Onlar gibi benim de güçlerim olursa bunları çekmek zorunda kalmam diye düşünüyordum. Şimdi hep istediğim güce sahip oldum. Ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

- Bilmiyorum. Dedim adama boş gözlerle bakarken.

Adam ellerini masadan alıp oturduğu koltuğa yaslandı.

- Arya benim fikrimi sorarsan akademide kalmaya devam etmeni isterim.

- Neden ?

- Büyü güçlerini daha yeni elde ettiğin için nasıl kullanman gerektiğini öğrenmen gerekiyor. Ayrıca akademiden mezun olduğunda hayatını düzene koyman kolay olur.

- Anlıyorum.

Adam masadaki koltuğundan kalkıp karşımdaki koltuğa geldi. Koltuğa otururken bana dikkatli bir şekilde bakıyordu.

- Arya, akademide kalırsan elimden geldiğince sana yardımcı olacağım.

Adamın söyledikleri içimi rahatlatsa da bana neden bu kadar iyi davrandığını merak ediyordum. Ama yanlış anlayacağını düşündüğüm için sormaktan vazgeçtim.

Cana yakın sözlerinden sonra adama güvenme istediği hissetsem de yarı yolda bırakılmak istemiyordum. Elise beni bırakıp giderken bir kez yarı yolda kalmıştım. Aynı şeyi tekrar yaşamak istemiyordum. O yüzden adama bu konuda bir şey dememek için sessiz kalmayı tercih ettim.

- O zaman ben odama gidiyorum büyük usta. Dedim oturduğum koltuktan ayağa kalkarken.

Adam bana şaşkın bir şekilde bakarken konuştu.

- Tabi. Bu onları düşünmek için zamana ihtiyacın var.

Adamın yanından ayrılıp odanın çıkış kapısına yöneldim.

- Arya gitmeden önce sana bir şey vermek istiyorum.

Tam odadan çıkacakken adamın sözleri yüzünden durdum. Arkamı döndüğümde adam boyut yüzüğünden bir şey çıkardı.

Çıkardığı şeyi dikkatli bir şekilde incelediğimde gümüş renge sahip üzerinde beyaz renkli parlak taşlardan oluşan bir kemer olduğunu gördüm. Adam kemeri bana uzatırken konuştu.