4.bölüm; Tam Ruh Gücü

714 55 7
                                    

Herkes boyunlarını seçilemedikleri için bükerken benim sıram geldiğinde kendi seçilmemiş hallerini unutup sırıtmaya başladılar. Çünkü herkes benim seçilemeyeceğimi ve herkes için alay konusu olacağımı biliyorlardı.

- En son sen kaldın. Sende gir çemberin içine ve gözlerini kapayıp diğer arkadaşların yaptığı gibi gücüne odaklan.

Elçinin sözlerinden sonra bütün sınıf gülmeye başladı. Elçi gülmelerine kızdığını belli etmek için sert bir şekilde baktı ve kurdu gruba bakıp hırladı. Kurdun hırlamasıyla gülmeyi keserek herkes beni izlemeye başladı.

Yavaşca çemberin içine girip gözlerimi kapadım. Derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerimi açtım. Elçi çemberi aktif hala getirirken bende havada süzülmeye başladım. Çemberdeki elçinin çizdiği semboller altın rengini alıp etrafımı sardı.

Kristal küre kürsüden hareket edip tam önümde durdu. Sol elimi küreye uzatacağım sırada boynumdaki kolye yine beyaz rengine döndüğünde ve ben kafamın içinde bir ses duydum.

- Korkmana gerek yok. Ben yanındayım. Gözlerini kapayıp tekrar nefes alıp verdikten sonra elini uzatıp küreye dokun.

Kolyem tekrar siyah rengine dönerken duyduğum sesin baygın olduğum zaman gördüğüm rüyadaki sesle aynı olduğunu anladım.

Kafamın içinde duyduğum sesle transa geçmiş gibi gözlerimi kapadım. Derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerimi tekrar açıp sol elimi uzatıp kristal küreye dokundum.

Kristal küre ilk önce küçük bir beyaz renkle parlamaya başladı. Dokunmaya devam ettikçe beyaz renk daha da parlayıp güneşi bile kıskandıracak derecede bir parlaklığa sahip olduğunda elçi duruma müdahale edip beni durdurdu.

Kristal küre eski yerine dönerken etrafımdaki altın renkli çizgiler kaybolup bende yerime indim. Yere inmemle dengemin bozulup yere düşeceğim sırada elçi beni tutup dengemi sağladı.

Herkes yaşananlara şaşkın bir şekilde bakarken elçi de beni bırakıp kendi yerine döndü. Az önce ne olduğunu anlama konusunda bende sorunlar yaşıyordum. Kolyemin beyaz renge dönüp kafamın içinde bir ses duydum ve gerisini hatırlamıyordum. Sanki vücudum kendi kendine hareket edip bende onu izliyormuşum gibi geliyordu bana.

- Affedersiniz. Az önce ne oldu ?

Elçi yüzüme bakıp gülümsedikten sonra konuştu.

- Sen tam ruh gücüyle doğdun.

Elçiye şaşkın bir şekilde bakıp sorumu sordum.

- Tam ruh gücü ile doğmak nedir ?

Kütüphanede okuduğum kitaplar arasında bu konuyla ilgili kitap olmadığı için ne demek olduğunu bilmiyordum.

- Dövüş ruhunun uyanış sırasında ne kadar güçlü olduğunu belirleyen bir formdur. Birinin sahip olduğu güç miktarı çok önemlidir. Çoğu kişi dövüş ruhunu ilk kez uyandırdığında herhangi bir ruh gücü olmaz. Tıpkı seninle uyanışa geçen diğer çocuklar gibi. Onlar bir ruh ustası olamayacak ve ruhlarını bir hayvanla bağlamayacaklar.

Elçinin söylediklerini de diğer çocuklar da dikkatli bir şekilde dinlediğini fark ettim. Ruh ustası olamayacağını duyunca hepsinin yüzü tekrar düştü. Elleriyle sıkkın bir şekilde oynamaya başlayıp aralarında fısıltılı bir şekilde  konuşmaya başladılar.

Bütün bunların olmasına rağmen John elçinin söylediklerini gözünü bile kırpmadan dinlemeye devam ediyordu. Sonuçta o ruh gücünü uyandırmıştı ve sahip olduğu ateş seviyesi de düşük değildi.

EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Where stories live. Discover now