33. bölüm ; Piyon

220 24 46
                                    

Orta yaşlardaki adamın hikâyesi bitince ortama sanki ölüm sessizliği çökmüştü. Hiçbir ses çıkmıyordu. Sadece aralıklı olarak alınan hafif nefes alış veriş sesleri vardı. Herkesin yüzü korkunç bir ifade alırken yaşadıkları o kötü günleri tekrar yaşamış gibi acıları tazelenirken nutku tutulmuş gibi öylece duruyorlardı. Bu esnada orta yaşlardaki adam kendine gelirken iki elini başının arasına sıkıştırıp öne eğdi. Gözünden bir damla yaş akarken kimseye göstermemek için böyle yaptığına emindim.

O gün orta yaşlardaki adam en güvendiği insanların yanında hayatını paylaştığı kıymetli eşini de kaybetmişti. Onun acısını bile çekmeye fırsatı olamadan ona emanet edileni bile koruyamamıştı. Şu an suçluluktan başka bir hissetmediğine emindim.

Onların bu durumunu anlayışla karşılayıp sessizce otururken bulunduğum ortamdan ayrılmam gerektiğini hissediyordum. Sonuçta bu onların aile meselesiydi. Benim gibi bir yabancının karışması gereken bir durum değildi.

Uygun bir zaman bulup izin isteyip bu malikâneden gitsem iyi olacaktı. Zaten yeterince acı içindeydiler bir de ben burada kalmaya devam edersem onlara yükten başka bir şey olmayacaktım.

Yük deyince içimde tarif edemediğim bir acı hissettim. Ama bu acının ne olduğunu çok iyi biliyordum. Ne de olsa birine zamanında yeteri kadar yük olmuştum.

-" Bir daha asla kimseye yük olmayacağım. " Dedim içimden ve sağ yumruğumu kuvvetlice sıktım.

Adam ellerini aşağıya indirip yüzüne kaldırırken bende düşüncelerimden kurtulmuştum.

- Arya hikayemizi öğrendikten sonra sana neden o oyunu oynadığımızı anladığını düşünüyorum.

Sıktığım yumruğu gevşetirken adamın yüzüne bakıp konuştum.

- Evet efendim. Anladım. Dedim derin bir nefes alıp verdim. Benim yüzümden acı bir hikâyeyi tekrar hatırladınız içinde üzgünüm.

- Önemli değil. Ne de olsa o acı olayda senin suçun yok. Dedi buruk bir gülümsemeyle.

Adam sözlerini söylerken kendini kontrol etmekte zorlandığını titreyen sesinden hissediyordum. Bir de üstüne zoraki de olsa gülümsemişti.

- Efendim...

Tam sözüme girecekken Leon bir şey söyleyecek gibi ağzının hareket ettiğini fark ettim. Sözüme devam etmeden aniden sustum. Onun tarafına bakarken onun konuşmasına izin verdim.

- Arya sana bir teklifimiz var.

Şaşkın bir şekilde Leon'a bakarken istemsizce konuştum.

- Teklif mi ?

- Aslında tekliften daha çok bir antlaşma.

Şaşkınlığım devam ederken konuşmam da tereddüt içerisindeydi.

- Ne... Ne antlaşması ?

- Arya ne kadar Leon'un güçlerini sakinleştirirken kendini yaptığın buz bariyeri ile gizle sende orada bulunan insanlar olayın bir çoğuna şahit oldu.

Adamın sözlerinden sonra içime tarif edemediğim bir kuşku düştüğün de istemsizce gerildim.

Düşününce kendimi yaptığım buz bariyerine güzelce gizlediğime emindim. Dışarıdan içerisini görmek mümkün değildi. Sesleri duysalar da sorun değildi. Çünkü onu sözlerimle sakinleştirmeye çalıştığımı düşünmeleri muhtemeldi. Ayrıca Sapphire sayesinde olaya tanık olan Leon bizi ne görmüş ne de duymuştu.

O zaman  sorun neydi ? Neden orta yaşlardaki adamın sözlerinden sonra içime yakalandığıma dair bir kuşku düşmüştü ?

İçimdeki meraka engel olamadan orta yaşlardaki adama sorumu yöneltim.

EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Where stories live. Discover now