17. bölüm ; Boyut Yüzüğü

489 43 17
                                    

Yurdun yemekhanesinde diğer öğrencilerin ve görevlilerin bana bakan bakışları ve fısıldamaları arasında tek başıma yemeğimi yedikten sonra odama çıktım.

Üzerimdeki akademi de giydiğim kıyafetleri çıkarıp banyoya gittim. Ilık bir duş aldıktan sonra odama geri döndüm. Çıkardığım kıyafetleri banyonun dolabında bulduğum leğen tarzı plastik kapla yıkayıp balkondaki tahtaların üzerine astım. Kıyafetlerimin aşırı derecede kirlenmiş olması rahatsız ediyordu.

Alex Telles ve arkadaşları yüzünden yere düşmüştüm. Olay esnasında oluşan vücudumdaki yaralar şifacı sayesinde iyileşse de üzerimdeki toz ve topraklar kalmıştı. O şekilde sınıfa girdiğim için kendimi kötü hissetsem de yapabileceğim bir şey yoktu. Sonuçta başıma bu şekilde bir olay geleceğini tahmin edemezdim.

Sınıftaki öğrencilerin büyük ustanın öğrencisi olduğumu duyunca benimle uğraşmamışlardı. Tabi Lashera Bennon adlı kızı saymazsak. Bu sayede kıyafetim de bulunan pislikler yüzünden alay konusu olmamıştım.

Kahverengi renkli parlak ciladan yapılmış büyük masamın yanında gidip aynı renkteki sandalyeye oturdum.

Çantamdaki parşömen şeklindeki kağıt parçasını, tüy şeklindeki kalemi ve siyah mürekkebin bulunduğu silindirli bir cam görünümlü hokkayı çıkarıp masanın üzerine koydum. Işığa ihtiyacım olduğu için çantamdaki ışık taşını çıkarıp " yan " kelimesini söyleyerek yanmasını sağladım. Parşömen şeklindeki kağıt parçasına yapacağım planları yazmaya başladım.

İlk önceliğim kolyemin sırrını çözmekti. Ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Durdum. Sol elimle tüy kalemin ucunu kullanarak başımın sol tarafını kaşıdığım esnada ne yapacağımı düşünüyordum.

Kilisedeyken ışıktaki gölge rüyamda akademiye gelmemi söylemişti. Onu dinleyip gelmeyi başardım. Ruh salonunda ise tekrar sesini duymuştum ama onu nasıl bulacağımı söylememişti.  Bu düşünceler arasında ilk önceliğimi yapmak zordu. O yüzden onu şimdilik beklemeye almaktan başka çarem yoktu.

İkincisi ise kendime düzenli bir geçim kaynağı sağlamaktı. Bunun içinde simyacı olmaya akademiye gelirken yolda karar vermiştim. Vahşi doğaya çıkararak gerekli malzemeleri toplayabilrdim. Böylelikle hem düzenli bir gelirim olacaktı hem de gerekli olan iksirleri almak yerine kendim yapabilecektim. Bir taşla iki kuş vuracağım için iyi bir plandı.

Yazmayı durdurup tüy kalemle masamın üzerine vurmaya başladım. Derin bir iç çekip düşünmeye devam ettim.

Plan iyi güzeldi ama vahşi doğada bulunan canavarları nasıl halledecektim ? Bunun için bir parti ile gidebilirdim. Ama gitmeye kalksam gücümün ne olduğunu sorduklarında güçsüzüm dersem hem beni partiye almazlar hem de dalga geçerlerdi. Kendim gidip toplamaya kalksam o zaman bir tehlike karşısında kendimi nasıl koruyacaktım ? Ayrıca tek tehlike orada bulunan canavarlar değil kolay para kazanmak için insanları öldüren zanlıların da olmasıydı. Sonuçta herkes bu dünyaya gelirken zengin ve güçlü gelmiyordu. Kolay yoldan para kazanmak varken çalışmanın ne gereği var diye düşünen insanlar da az değildi. Bir de benim gibi güçsüz biri onlar için bulunabilecek en kolay avdan başka bir şey değildi. Bu düşünceler arasında ikinci planı da bir yol bulana kadar rafa kaldırmaktan başka çarem yoktu.

Üçüncüsü ise boyut yüzüğü almaktı. Boyut yüzüğü hakkında kilisede bulunan kütüphanedeki kitaplar sayesinde yeterince bilgim vardı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin