=12=

41 5 171
                                    

Hwiyoung kulaklarına kadar gülümsedi onun fısıltısına karşılık. Ardından ise dolmaya başlayan alana göz gezdirdi, değişik bir şekilde hyungları ortada yoktu. O sırada kendini işaret eden rowoon'u görünce Taeyang'a dönüp "Bir yere gitmem gerek, derse yetişirim. Tamam mı?" dedi ve cevap vermeden kapıya koştu.

Rowoon onu da alıp bahçede Han seong ho'nun onları acele ile topladığı yere götürürken "yarım saattir seni arıyorum. Neredeydin? ders arasında resmen kayboldun." dedi. Hwiyoung ise boğazını temizleyip "çalışma salonundaydım." dedi, yalan söylememişti ama tam olarak gerçeği de söylememişti.

Rowoon onun saklamaya çalıştığı gülümsemesini fark edince bozuntuya vermeden o da sırıtmaya başladı. Hwiyoung konuyu değiştirmek amacıyla "Nereye gidiyoruz? Bir şey mi oldu?" diye sordu, bu kadar aceleyle nereye gittiklerini haklı olarak merak ediyordu. Rowoon hızla yürümeye devam ederken "Bay Han dersten önce toplanmamızı istedi, Geçen gün yaptığımız oylamayı tekrarlayacakmış. Şuan eşit oy var, sen belirleyici olacaksın." dedi, bunu söylerken gelmişlerdi bile.

Hwiyoung ve Rowoon da yuvarlağa dahil olurken han seong ho "tamam, şimdi sadece hwiyoung'un oyu kaldı, hepinizin ki belli oldu. Hwiyoung sen Taeyang'ın katılması yönünde mi kullanıyorsun, katılmaması yönünde mi?" diye sordu Hwiyoung'a doğru, gerçek anlamda herkes onun gözünün içine bakıyordu, sunwoo bile. 

Ama bilmedikleri şey Hwiyoung çoktan karar vermişti. Taeyang'ın yanında olmak, etrafından hiç ayrılmamak istiyordu. E tabi Alfa 1'e katılmazsa bu pek mümkün olamazdı. Hwiyoung'un zamanının çoğu görevlerle geçiyordu, okuldan daha çok görevde olurdu genelde. Bu yüzden onun alfa 1'e girmesi gerekiyordu, girmeliydi.

"Ben alfa 1'e girmesini istiyorum efendim." dedi, sesinde en ufak bir soru işareti ya da tereddüt yoktu. Han Seong Ho'nun yüzünde memnun bir gülümseme oluşurken Sunwoo Hwiyoung'a dalmak istemekle meşguldü. Sunwoo hak etmediği halde en iyi olduğu için grubun lideriydi, youngbin'le zaten sürekli rekabet içindeydi. Bu duruma 3. bir kişi eklenmesini istemiyordu.

"Peki o zaman, bugünkü derste deneme yapacağım." dedi ve onlara gidebilirsiniz işareti yaptı, Hwiyoung ışık hızında salona geri dönerken sunwoo kimsenin duymayacağı şekilde "bunu sana derste ödeteceğim kim hwiyoung." diye fısıldadı.

Hwiyoung salona giriş yaptığında bütün sınıfın içeriye toplanmış olması yüzünden kalabalık görünen salonda mavileri aradı gözleriyle. Gözüne takıldığında kalabalığa en uzak köşede telefonla konuşuyordu Taeyang. Şaşılmayacağı üzere Chani ile konuşuyordu, küçük olan akşama kadar dayanamamış ve aramıştı onu. Bir önce ki gün olanlardan sonra dayanamamıştı ondan bu kadar uzun süre haber almamaya.

Hwiyoung yanına yaklaştı, dinlemek istemiyordu ama merak duygusu ağır basıyordu. Taeyang ise gülümseyerek Chaniyi dinliyordu, "Yani hyung, sen orada mutlusun şuan?" diye sordu, inanamadığı ses tonundan bile anlaşılıyordu. Taeyang ona kıkırdayıp "evet, aslında gayet keyfim yerinde şuan." dedi, yalan değildi. Varlığı bile ona cehennemi yaşatan okul, uzun saçlı sayesinde bir cennete dönüşmüştü.

Chani hattın öbür ucunda muzipçe gülümseyip "Hyung bunu kıymet alameti olarak görme, ama seni seviyorum hyung. Kendine çok dikkat et tamam mı?" dedi, sonlara doğru sesinde ki endişe istemsizce artmıştı chani'nin. Taeyang da hattın kendi tarafında adına yakışır bir şekilde gülümseyip "Sende bunu kıyamet alameti olarak görme ama Hyung'un da seni seviyor. Merak etme, sırf senin için dikkat ediyorum kendime." dedi, bir yandan da gülümsüyordu.

Hwiyoung onun telefonun kapattığını görünce yanına gidip "döndüm." dedi farkında olmadan tatlı bir şekilde. Taeyang ona gülümseyip "sen gittikten sonra kardeşim aradı da, onunla konuşuyordum." dedi, hwiyoung kafasını aşağı yukarı sallayıp anladığını belirtti. Sıra aklındakini sormaya gelmişti.

yìwài ^hwitae/Rochan^Onde histórias criam vida. Descubra agora