=13=

43 5 77
                                    

Bu arada burada son dersteler, bunu göz önünde bulundurarak okuyun. Kesinlikle bir sonraki dersi yazmak için üşendiğimden değil.

Karşılarında ki 20 kişiden 10'unu halletmişti rowoon geçen süre zarfında, ama sınıfın en kısalarından biri ringe çıktığında çocuğu takip edemediği için kendini yerde bulmuştu. Ondan hemen sonra çıkan Jaeyoon ise 8 kişiyi elemişti, bunun ardından ise Han seong ho'nun hedef Hwiyoung olmuştu. 

Son iki kişi olan Taeyang ve Hwiyoung'du zaten, ikisinden biri olması gerekirken yaptığı ve içine sunwoo'yu da aldığı plana göre Taeyang'ın en son çıkması gerekiyordu.

Hwiyoung jaeyoon'a doğru ilerleyip hemen önünde durup hazır pozisyona geçti ve "şimdiden özür dilerim hyung." Dedi sırıtarak. Jaeyoon bundan kaçışı olmadığını biliyordu, güç olarak jaeyoon hwiyoung'dan  daha güçlü olsa da hwiyoung ondan daha fazla çalıştığı için teknik kısmında onu geçmeyi başarmıştı.

Başladıktan sonra çok uzun sürmeyen maç jaeyoon'un pes etmesi ile bitmişti. Han seong ho, biri pes etmeden maçların bitmeyeceğini söylediğinden beri maçlar daha uzun sürüyordu. Ama hwiyoung'un hızlı hareket kabiliyeti, hemen kazanmasına olanak sağlamıştı.

"Her zaman ki gibi ne olduğunu anlamadım bile hwi." Dedi jaeyoon yerden kalkarken, ardından hwiyoung'a doğru döndüğünde onlara doğru gelen kişi ile dondu kaldı. Gözlerinde ki korku net bir şekilde okuna biliryordu, han seong ho'nun delirmiş olduğunu düşündü. Yeni üye seçiminde hwiyoung sayesinde taeyang gruba kabul edilebilmişdi, peki böyle bir olaydan sonra hwiyoung'un karşısına nasıl rakip olarak sunwoo'yu çıkarabilirdi?

Hwiyoung kafasını kendi tarafına çevirerek taeyang'ın görüş alanına girmesini sağladı, büyük olanın da gözlerinde aynı korku vardı, ama çok daha fazla miktardaydı. Bakışları sinsice gülen çocuktan ayrılıp hwiyoung'un endişe barındıran ama bunu başarı ile saklamayı başaran bakışlarını buldu. Sunwoo'nun kendisine sinirli olduğunu çok iyi biliyordu, yüzünü dağıtmak istediğini de. Ama büyük olanın vereceği tepkiyi tahmin edemiyordu işte.

Han seong ho'nun rahatlık dolu bakışlarını yakalayınca kötü bir gülüş koydu ortaya sunwoo, aynı zamanda da hazır pozisyona geçmişti. "Şimdi elime düştün kim hwiyoung." Dedi karşısındakine duyurmak istercesine, hwiyoung'un tek korktuğu şey ise büyük olanın vereceği tepkiydi. Yüzünü dağıtsa bile sorun değildi, ama onun boşu boşu yere üzülmesini istemiyordu.

Maç sürerken taeyang yumruklarını sıkmış bir biçimde izliyordu olanları, sunwoo pek çok kez uygunsuz harekette bulunsa da kimse bir şey dememişti, bu onun öfkelenmesi için yeterli bir sebepti. En sonunda hwiyoung'un sırtı hızlı ve sert bir şekilde yerle buluşurken nefes alamadığını hissetti küçük olan, o da anlamamıştı neden öğretmenlerin hiçbir şey demediğini.

Hwiyoung sırtına aldığı ağır darbe yüzünden inanılmaz bir acı hissederken ellerini önüne koyarak yerden destek aldı ve tekrar ayağa kalkmaya çalıştı. Ama bu denemesi başarısız oldu tekrar nefessiz kalması ile, kanına bir tekme daha yemişti az önce sunwoo'dan. Yan bir şekilde yere düştü bu maçta pek çok kez olduğu gibi, dayanılamaz hale gelmeye başlamıştı.

Pes ediyorum dese bile bir yararı olmayacağını biliyordu, ciğerlerinde hissettiği derin ağrı sesinin çıkmasına engel oluyordu. Eliyle sunwoo'ya hafifçe yaklaş işareti yaptı, sunwoo bıkmış bakışları ile yerde yatan çocuğun yanına çömeldi. Hwiyoung "yeter artık sunwoo." dedi, Sunwoo ise yine şeytani  ifadesi ile "Hiç sanmıyorum Hwiyoung." dedi ve ayağa kalktı.

Onları endişe ve öfke ile izleyen tek kişi taeyang değildi, bütün afla 1 üyeleri sunwoo'nun başına çullanıp çocuğu yerden yere vurmamak için kendilerini zar zor tutuyorlardı. Ama nafileydi işte, Hwiyoung pes etmediği sürece onu sunwoo'nun elinden alamazlardı. 4 kişi piste fırlamak için hwiyoung'un ağzından çıkacak bir cümleye bakıyordu.

yìwài ^hwitae/Rochan^Where stories live. Discover now