=3=

70 10 163
                                    

GÜNCELLEME: 2. partı bu bölümün sonuna ekledim çünkü çok aşırı kısa oluyordu. Tanışmaya ayrı bir bölüm yazmak istiyordum, orayı karakter bakış açısından yazmaya karar verdim. Bu yüzden part ikiyi bu bölümün sonuna ekledim.

MEYDA İLERİDE OLACAKLAR İÇİN SPOİLERDIR!!!

Sırf hikayede mavi diye Taeyang'ın saçlarını mavi yaptım. Hiç abartmıyorum, o saçı yapmak tam 3 saatimi aldı (tabi bu resmi yaz tatilinde yaptığım için)

Rowoon yurda giriş yaptığında ilk lafını Youngbin'den işitmişti "Biraz daha gelmeseydin merkezi arayıp, peşinden bir ekip göndermelerini isteyecektim." bıkkın bir nefes verirken "Kendi başımın çaresine bakabilirim hyung, ayrıca Quinque'm yanımdaydı." dedi ve koltuğa oturdu. Oturduğunda ise Hwiyoung'un ona bakması ile "Başının çaresine bakabiliyor olman, açık hedef gibi gezmeni gerektirmez hyung." demesi bir olmuştu.

Hwiyoung yüzünden diğerleri de Rowoon'a bakarken, Rowoon'un bakışları da açıkta duran Quinque'sunu bulmuştu. "Ayrıca 3 tane bıçakla koca kagunelere sahip gûllere karşı gelebileceğini düşünmüyorum ben." Jaeyoon elinde ki kahveleri teker teker sehpaya koyup kendininkini alırken konuştu. Rowoon onlara aldırmadan etrafına bakmaya devam ederken fark ettiğiyle "en azından sunwoo manyağı gibi bu saate gûl avlamaya çıkmıyorum, onların saatine saygım var." diyerek sıyrıldı konudan.

Jaeyoon elinde ki ikinci kahveyi başını telefonundan bir türlü kaldırmayan Youngbin'in eline tutuşturmaya çalışırken "Aynen, çocuk onların baskın olduğu saatte onları avlamak için dışarı çıkıyor ya. Bir gün kendine bir şey yaptırtacak görecek gününü. AÇ ŞU ELİNİ ARTIIIIKKK!!!!!" diye son anda yükselince kendinin ki hariç bütün kahveler elinde olduğu kişinin eline dökülmüştü. "HYUUUUUUUUUUUUNG!!!" Rowoon ve Hwiyoung aynı anda bağırırken Jaeyoon "Benim suçum değil ki, beni çıldırtan Youngbin hyungdu." diye onlara karşılık verdi. 

Sonradan fark ettiği şeyle ona dönerek "yok artık ama hyung, az önce bütün koluna kaynar kahve döktüm ama sen hala telefonundan başını kaldırmadın. TELEFONUNUN DA ÜSTÜ KAHVE OLDU ONA RAĞMEN-." Diye sitem etmeye başladığında "Yeni bir saldırı oldu mu diye bakıyorum." diye cevap alınca bir şey diyemedi. "Ha bu arada... Teşekkürler her tarafımı kahve yaptığın için." diyerek jaeyoon'un üstüne sildi elini Youngbin, sonrasında ise "Sanki biz yanındayken çok mu bir şey değişiyor? Sözümüzü bir türlü dinlemiyor ki." dedi sinirli bir sesle.

Hwiyoung ise gülerek "İyi tarafından bakalım, Sunwoo'nun burnu hala alçıda." dedi, herkes ister istemez gülmeye başlarken Rowoon "Evet. Gerçekten hyung, tek yumrukta çocuğun burnunu 3 yerden kırmayı nasıl başardın?" diye soru yöneltti. "Doğru açıyla vursaydım 5 yerden de kırabilirdim Rowoon." Youngbin'in tam bunu dediği anda içeri Sunwoo'nun içeri girmesi ise hayatlarında karşılaştıkları en kötü tesadüflerden biri olabilirdi, odanın içine sessizlik çökerken bütün gözler yumruklarını sıkarak elinde bir dosya ile sehpaya doğru yürüyen Sunwoo'nun üzerindeydi.

Sunwoo elinde ki dosyayı sinirle sehpanın üstüne atarken "Bay Han bunu getirmemi istedi, takıma girebilecek potansiyele sahipmiş kendisi. Resmi yok ama dosyası ve sınav sonuçlarıymış bunlar. Siz inceleyin benim bakmama gerek yok, zaten takıma girmesine izin vermeyeceğim. " dedi ve yine aynı sinirli adımlarla odasına gitti. Kapı çarpma sesi duyulduğunda Hwiyoung kısık sesle "Bu, böyle davranmaya devam ederse Youngbin hyungdan yediği yetmemiş gibi birde benden dayak yiyecek." diyerek dosyaya uzandı. 

Rowoon, Hwiyoung'a bakarken "Sınavdan iyi bir puan almış olmalı, müfettişler alfa 1'e girecek potansiyeli olduğunu düşünüyorsa." dedi omuz silkerek. Hwiyoung'un gözleri ve ağzı şaşkınlıkla açılınca Jaeyoon "Konuşmayı mı unuttun Hwi söylesene?" dese de Hwiyoung kağıdı incelemeye devam etti. "Eeeee, hadi ama Hwi." diye yineledi Rowoon Jaeyoon'u, küçük olan son derece şaşkın bir şekilde kağıda bakıyordu.

yìwài ^hwitae/Rochan^Where stories live. Discover now