Bölüm 20.2

4.1K 300 215
                                    

Yorumlarınızı ve Oylarınızı bekliyorum! ❤️

Bölüm sonundaki cümleye hikayenin gidişatı hakkındaki tüm yorumlarınızı bekliyorum. Nefret kusabilirsiniz. 😂

Keyifli okumalar. 💃🏻

Şiddet yanlısı biri asla değildim ama karşımda yaşanan bu olaylar ister istemez göğsümü kabartıyordu. Alex, benim için hayatımı zindan eden adamı pataklıyordu. Korkmuştum evet ama Korhan'a bir şey olacağından değil, Alex'in başının belaya girmesinden korkmuştum.

'Ailemden uzak duracaksın.' dediğinde adeta mest olmuştum. Kızımı ve beni o kadar çok benimsemişti ki bizden aile olarak bahsedebiliyordu.

Yerlerde yer yer kan lekeleri vardı. Bakışlarımı oradan çektim ve güçlükle soluk alan Korhan'a baktım. Ne kadar çaresiz ve savunmasız yatıyordu. Ama acımadım. İçimde ona karşı en ufak bir merhamet yoktu. Olamazdı da. Belki biraz dövülen tarafta olanın halinden anlardı. Alex'in ona verdiği bu dersi ömür boyu unutmayacaktı. Tıpkı benim yüzünde açtığım yaranın kalıcı izi gibi. Ama bunlar onu yıldırmayacaktı biliyordum. Eğer onu tırnağımın ucu kadar bile tanıyorsam ona edilen her hakaret, her darbe karşılığını alacaktı. Tek dileğim hayatımdan uzak olmasıydı. Kızım iyileşmişti. Sevdiğim adamlaydım. Bir aile kurabilir ve mutlu mesut yaşayabilirdim ama önümdeki tek engel cellatımdı. Korhan.

Arabamıza binerken Alya'nın o görüntüyü görmemesi için elimden geleni yaptım. Gerçi seslerin her birini duymuştu ama görmesi daha farklı olurdu. Geçenlerde Korhan'ı görüp kriz geçirdiğinde tekrar aynını yaşayacak diye ödüm kopmuştu ama yaşamamıştı. Çünkü o artık iyileşmişti. Sapasağlam bir çocuktu ve sağlıkla büyüyecek, eğlenip sevecek, düşüp kalkacaktı.

Alex arabayı otoparktan çıkartıp yola girdiğinde hiç birimiz konuşmuyorduk. Alya camdan dışarı bakıyordu. Alex pür dikkat yola bakıyor ve direksiyonu sıkmaya devam ediyordu. Benim bile içimin yağları erimişti halbuki fakat anlaşılan onun içi hala soğuyabilmiş değildi.

Direksiyonu tutan parmaklarına baktığımda kemiklerinin kızarıklığına baktım. Birkaç yerinde kanlar kurumaya başlamıştı bile. Bu kanın Korhan'a mı yoksa Alex'e mi ait olduğunu bilmiyordum ama temizleyecek kişi bendim. Benim için atmış olduğu her bir yumrukta aslında onun da canı yanmıştı. En azından bunu yapmalıydım.

Evimize geldiğimizde arabayı park ettik ve tek tek indik. Alya'yı kucağıma aldığımda serin havada üşümemesi için resmen içeri koştum. "Karnın acıktı mı anneciğim?" diye sorduğumda başını iki yana salladı. "Hastanede bana yemek yedirdiler anneciğim. Uyumak ve yarın okula gitmek istiyorum." dedi.

Kapıdan girdiğimizde onu yere bıraktım. Alnına dokunduğumda normal ısıdaydı. Ateşi tamamen geçmişti. "Birkaç gün gitmesen daha iyi olmaz mı güzelim?" dedim.

"Hayır. Hani artık iyileşmiştim. Okula gidip arkadaşlarımla oynamak istiyorum. Hem senin de işe gitmen gerekiyor. Ben gitmeyince gitmiyorsun." dedi.

Gözlerimi açarak ona baktım. Şaşkın şaşkın ağzım açılınca, "Resmen azar yiyorum." dedim.

Alya gülmeye başladığında bacağıma sarıldı ve beni gıdıklamaya çalıştı. Sanki on beş dakika önce yaşananlar hiç yaşanmamış gibi davranıyordu. Alex çoktan ardımızdan eve girmiş ve oturma odasındaki koltuğa yığılırcasına kendini bırakmıştı.

"İyi geceler anneciğim." dediğinde Alya bacağımdan ayrıldı.

Odasına doğru yönelmeden önce koşarak Alex'in yanına gitti ve tıpkı bir maymun gibi koltuğa, oradan da Alex'in boynuna uzandı. Yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra hızla odasına koştu ve kapısını kapattı. Bu görüntüyü görmek o kadar muhteşem bir histi ki kelimelerle tasvir edilemezdi. Canımdan çok ve canım kadar sevdiğim iki varlık aynı karede.

Devin | RAFLARDA |Where stories live. Discover now