Bölüm 11.1

6.4K 625 483
                                    

SINIR: 70 VOTE 150 YORUM

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum! Oralardaki fikirleriniz beni eğlendirdiği kadar yolumu çizmeme de yardım ediyor. ❤️

Keyifli okumalar. 🙈

Kendinden emin adımlarla içeri girdiğimde lavaboya yöneldim. Aynaya baktığımda gözlerimin çok hafif kızardığını fark ettim. Makyajımın dağılmaması yerle bir olan özgüvenimi yerine getirdiğinde kendime çeki düzen verip dışarı çıktım.

Masaya doğru ilerlediğimde bir kişi dışında herkes bana bakıyordu. Alex önündeki tatlısını yudumlarken telefonuyla ilgileniyordu.

Marcus'un gözlerinde merak vardı ama tebessüm ediyordu.

Mathilda ise beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Bu kadına giderek uyuz olmaya başlamıştım.

İtalyan çifte samimi bir gülümseme bahşederek Marcus'un yanındaki yerime oturdum.

Marcus elimi tutup baş parmağıyla okşarken gülümsedim. O iyi biriydi. Laubali tavırları olan dobra biriydi. Aklındaki neyse dilindeki de oydu. Ondan hoşlanıyordum ama bu 'formalite' işi daha fazla uzarsa onun sınırı geçmek isteyip istemeyeceğinden emin değildim.

Ve şu an için bir beraberliği düşünecek psikolojide de değildim.

Masada bulunan hiç kimse neden ayrıldığımı sormadan sohbete devam ettiler.

Saat geç olmaya başladığında Alya iyi mi diye merak ettim. Ne kadar bulunduğu yere güvensemde yanımda olması hem onun hem de benim için en iyisiydi.

"O zaman artık gecenin eğlenceli kısmına geçebiliriz." dedi Marcus elini elimden çekerek.

"Yaşasın!" diye cırtlayan Mathilda'nın sesi kulak zarımı patlatacak gibiydi.

"Hesabı ben ödemek istiyorum." dedi Bay Bilzerian.

Alex hızla başını kaldırıp, "Hesabımız ödendi." dedi.

Demek benim yanıma geldikten sonra hesabı ödemişti. Böylelikle herkes onun da neden masadan kalktığını anlamıştı. Bu iyiydi. Yanıma gelmiş olduğunu diğerlerinin bilmesini istemezdim. İnsanların gözünde patronları ayartan sıradan bir sekreter olarak gözükmek istemiyordum.

Öyle bir şey yoktu da.

Celine, "Alex, hep böyle yapıyorsun darılıyoruz ama." dedi.

"Misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlamak bizim için bir şeref, Celine." dedi Alex.

"Peki madem. İtalya'ya geldiğinizde biz de aynı misafirperverlikle yaklaşacağız." dedi.

"Buna hiç şüphem yok." dedi ve ayağa kalktı. "Ama ne yazık ki gecenin ilerleyen saatlerinde aranızda olamayacağım. Uğramam gereken çok acil bir iş çıktı."

"Bu saatte ne işi Alex?" diye sordu Mathilda.

Alex onu yanıtlamadan kardeşine döndü. "Marcus sizi en iyi şekilde eğlendirecektir. Bilirsin o partilerden daha çok anlar." dedi.

"Ben sana demiştim." diye fısıldadı Marcus kulağıma.

Gerçekten de demişti. Alex bir yolunu bulup orada ayrılacaktı.

Açıkçası gecenin geri kalanında ben de evime gidip kızıma sarılarak uyumak istiyordum.

Marcus'u elinden tutup, "Bize birkaç saniye izin verin." dedim ve oradan uzaklaştırdım.

"Bir sorun mu var?" dedi bana bakarak.

"Merak etme önemli bir şey yok. Sadece daha fazla katlanmak istemiyorum. Aklım Alya'dayken eğlenmek doğru gelmiyor. Gecenin geri kalanında kalmak istemiyorum." dedim. Sesim istemeden yalvarır gibi çıkmıştı.

Devin | RAFLARDA |Where stories live. Discover now