~17~

22.8K 1.5K 348
                                    

18.02.2021

***

Medya: Manga- Cevapsız Sorular

''E ölmemiş bu?'' Mehmet odadaki tek koltuğa attı kendini. Diğerleri ona gülerken, hasta yatağının boş yerlerine oturmaya başladılar. ''Çok şükür bugün de ölmedik.'' dedi Semih.

Oflayıp duruyordu gün boyu. Ekibin kendisini ziyarete geleceğini öğrendiğinde gözleri parlamıştı. Az kalsın doktoru öpecekti. Doktoru erkekti.

''Nasılsın Semih?''

''İyiyim komutanım.'' Asaf saçını hafifçe okşayıp Mehmet'e ilerledi. ''Kalk oradan.'' Mehmet dudaklarını büküp yatağa ilerledi. ''Kay lan!'' Semih sırıtıp kaydığında, Mehmet yanına uzandı. 

''Çok korkuttun lan bizi.'' Emir samimi bir şekilde konuşunca inanamayarak kaşını kaldırdı. ''O kadar mı seviyorsunuz lan beni.''

''Hayır iş yükü artacak diye korktuk.'' Ulaş'a burun kıvırıp, Mehmet'in yaslandığı yastığı çekip suratına fırlattı. Ulaş suratına gelen yastıkla homurdanırken, Mehmet kafası yatak başlığına çarptığı için sızlanıyordu.

''Şerefsiz! Kafam gitti.''

''Ölmezsin merak etme.'' 

O günün akşamında gelmek istemişlerdi ancak diğer askerlerinde durumu iyi olmadığı için Asaf izin vermemişti. Sabahında tüm ekip hastaneye gelmişlerdi.

''8 kişiden sen mi yaralandın len!'' Ulaş konuşunca iç çekip elleriyle oynadı Semih. 2 askerin önüne atladığı için yaralandığını söylemek istemedi. Bunlardan övünen biri değildi. Eğer onların önüne atlamasaydı biri ölebilirdi.

''Ne diyeyim oğlum...''

''Tamam hatırlamayalım şimdi.'' Ali uyarıcı bir şekilde bakınca önüne dönmüştü Ulaş.

Onlar sohbet etmeye başlarken Ulaş'ın gözleri Ali'ye kayıyordu. Onu sevdiğini söylememişti. İnanmamasından korkuyordu. Hala öyle bir şansı var mıydı onu da bilmiyordu.

Müsait bir zaman olmadığı için konuşamamıştı. En yakın zamanda söylemeliydi. 

''Teoman boş bir zaman ayarlayıp buluşalım diyor.'' Diğerleri onaylarken, Ulaş'ın kaşları çatılmıştı. Elini çabuk tutmayı aklına not etti. Yoksa o Teoman denen herif, akbaba gibi üşüşecek Ali'min başına diye geçirdi içinden. 

''Hadi gidelim artık. Geç olmadan.''

''Komutanım biraz daha kalsak olmaz mı?'' Mehmet sızlanınca göz devirip kolundan tuttu. ''Ben biliyorum senin neden sızlandığını.''

Bireysel verilen bir görev içindi sızlanması. Gitmek istemediği için bahane üretiyordu.

O hâlâ sızlanırken diğerleri ayaklandı. Vedalaşıp giderlerken, Semih oflayıp yastığa bıraktı başını. Sıkıcı saatler devam ediyordu onun için.

**

Berk müşteriye para üstünü verip uğurlarken, kapıdan giren beden çekti dikkatini. En tatlı gülümsemesini, gönderirken Asaf da son zamanlarda yüzüne kondurduğu gülümsemesi ile baktı.

''Hoş geldin.''

''Hoş buldum.'' Birbirlerine aptal aşık gibi bakarken bir öksürük sesiyle hafifçe yerinden sıçradı Berk.

''Siz oturun istersiniz ben bakarım kasaya.'' Mina'ya minnet dolu bir bakış attı..

''Sağ ol abla.'' Berk hızla içeriye girip bir şeyler hazırlarken Asaf cam kenarında bir masaya oturdu. Az sonra Berk elinde kahve ve Asaf'ın sevdiği tatlı ile gelmişti.

DEVREM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin