~42~

10.3K 817 261
                                    

29.06.2021

***

Dünkü bölümü görmeyenler kontrol etsin. Keyifli okumalar...🖤

Sabahın erken saatlerinde yapılan kahvaltı sonrası bahçeye çıktılar. Uzaktan gelen seslerle iki kardeşin geldiğini anladılar. 

''Eğer sana yavşarsa-'' Ulaş uyarılarına başlarken Ali onun omzuna yumruk attı. Tabi ki orantısız güç kullandığı için Mehmet ve Emir'in kucağına düşmüştü. ''Lan! Ayı!'' Mehmet tekrar Ali'ye iterken, Ali önden önden gitmiş, bu nedenle Ulaş sendelemişti. Neyse ki yere kapaklanmaktan son anda kurtulmuştu.

Kapının önüne çıktıklarında Gülay ve abisi yanlarına yaklaşmıştı. ''Mustafa ben.'' diyerek direkt tanıttı kendini esmer adam. Kaşları çatıktı. Asabi bir görüntüsü vardı. Her an dövecekmiş gibi bakıyordu. ''Bu niye kız kardeşi gibi gülücükler saçmıyor?'' diye sordu Emir, Mehmet'e yanaşarak.

''Ne bileyim lan.'' dedi Mehmet. Ulaş alayla gülüp ikiliye yaklaştı. ''Niye olacak? Kardeşi gibi sulanacağı gibi biri yoktur ondan. Bize niye gülsün adam.'' 

''Bir şey mi dedin abicim?'' Adam bir anda Ulaş'a dönmüş, burun buruna gelmelerine sebep olmuştu. Mehmet ve Emir kıkırdarken Ali sinirle yumruklarını sıktı.

Ulaş kendini geri çekince adam da yönünü çevirmiş, tarlaya doğru yürümeye devam etmişti. ''O pozisyon neydi Ulaş efendi?''

''Öpüşecektik yavrum, ondan yani.'' Ulaş zevzek zevzek şaka yapmasına göz deviren Ali, bir yumruk daha atmıştı genç adama.

Önden önden ilerlerken Ulaş omuzunu ovmakla meşguldü. ''Bir gün öleceğim birilerinin elinde!'' Arkalarından bağırırken birkaç saniye durakladılar. Ardından devam etmişlerdi. Ulaş söylenmeye devam ediyordu. 

Tarlaya vardıklarında diğer evde kalan arkadaşlarını gördüler. Çaktırmadan selam verip ilerlemeye devam ettiler. 

''Halit abi, bahsettiğim gençler.'' Halit denen adam, başka bir adamla konuşuyordu. Arkasını dönüp gelen dörtlüye baktı. ''Hoş gelmişsiniz.'' 

Ellerini arkasında birleştirip etraflarında dönmeye başladı. ''Bu seferki çalışanlar hepsi yapılı, vücut yapmışlar. İyi çalışırlar.'' dedi sırıtarak. Tabi ki amacı başka olduğu içindi bu tavrı.

''Burası zordur, sıcakta uzun saatler boyunca çalışırsınız. Dayanacaksınız?'' Kafalarını sallarken aynı şekilde sırıtarak salladı kafasını. ''Tamam, başlayın. Ücreti günün sonunda benden alırsınız.''

Kendileriyle beraber diğer evden de gelen 4 kişiyle, toplam 8 kişiydiler.

Adam uzaklaşırken ayrı bölgelerde çalışmaya başlamışlardı. Yine de iletişim sağlayacak kadar yakınlardı. Ara ara birkaç saniyeliğine de olsa bilgi alışverişi yapıyorlardı. 

Ulaş gözlerini sarı otların arasında gezdirdi. Neredeyse beline gelen otlar yüzünden çoğunu görmüyordu. Neyse ki boyu uzundu. Eğilmediği sürece sıkıntı çekmiyordu.

Ali'yi, yaklaşık 9 metre ileride gördü. Kendini işe kaptırmıştı. Ulaş buna kahkaha atarken yanına gelen Halit: ''Hayırdır?'' diye sormuş, ve hareketlerini izlemeye başlamıştı. Zaten tuhaf gelmişti, böyle gülmesi işkillendirmişti adamı. 

''Yok bir şey.'' Adam baştan aşağı süzmüştü Ulaş'ı. ''Buradaki insanların da huyu herhalde süzmek.'' diye geveledi ağzının içinde. ''Bir şey dedin?''

''Yok abi.'' Adam sinirle bakmaya devam etmiş, ancak oyalanmamak için kafasını sallayıp yürümeye devam etmişti. ''İşine bak!'' demeyi de ihmal etmemişti.

DEVREM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin